Yaşanabilir bir bingöl….!!!

Susmanın bir anlamı, bir faydası yoktur. Sustukça duygular bir zehir, kelimeler bir ok olur ve zehirler insanı içten içe…

Susmanın kimseye bir faydası yoktur. Sen konuş ve haykır haksızlıkları, anlat kelimelerle toplumun haklarını. Ve belki sana zehir olan topluma şifa olur bu sebeple..??

Korku veya bir şeylerin değişmeyeceği önyargısı ile payımıza düşenin susmak olduğu inancına kapılmışız.“ Ben susayım konuşacak birileri çıkar” diyerek hiçbir yol kat edemedik ve güzel şehrimizi hep sahipsiz bıraktık. Oysa susmak değil, konuşmaktır bütün engelleri kaldıran. Konuşmaktır yanlışları ortaya çıkaran.!!!

Son zamanlarda Bingöl'de siyasiler ve bürokrasiler tarafından “Yaşanabilir Bingöl” sloganı söylenmeye başladı. Bu slogan doğal olarak insanı heyecanlandırmakta. Ancak geçmişe ve geçmiş söylemlere baktığımızda siyasiler ve bürokrasiler tarafından söylenenler hep sözde, söylemde kaldı; yani söylemler hiçbir icraata dönüşmedi..

“Yaşanabilir bir Bingöl” diyoruz..!!! gerçekten yaşanabilir bir Bingöl mü..?

Mevsimin kış olması itibari ile geçmiş ve bugünü mukayese ederek gerçekten ne kadar  “yaşanabilir bir Bingöl” düzeyine geldiğimize bir göz atmak gerektiği kanısındayım.

Yıl 2004, mevsim kış ve Bingöl'de mahalle sayısı 14…!!!

Belediye başkanlığı karla mücadele için 4 greyder 3 kepçe 6 kamyon ve 50 personelle çalışmaların en titiz şekilde yapılacağını günler öncesinden kamuoyuna ve halka bildirilmişti. Ama gel gör ki yılın yağan ilk karında belediye çaresiz kalmış, karla yapılan çalışmalar hep aksaklık göstermiş ve halk sokaklarda yürümekte ve yol almak güçlük çekmekteydi. Halk kendi içinde tepkili, herkes aynı şeyleri farklı ağızlardan sitem ve espri dolu sözlerle birbirine anlatmaktaydı.

Bingöl'e deniz geldi, Dörtyol'da balık tutuluyor, Bingöl uzun atlama ve engelli atlamada Türkiye birincisi oldu gibi espriler halk arasında ve manşetlerde kendini göstermeye başlamıştı.

Belediyenin bu çaresizliği genel merkezden görülmüş olmalıydı ki o dönemin parası ile tam 3 trilyon(milyon) belediye hesabına aktarılmış ve gündemde manşet olmuştu. Nitekim gönderilen para ile de herhangi bir hizmet yapılmamıştı her şey ağır aksak devam ediyordu. hiç unutmam ve yanlış hatırlamıyorsam halk arasında 3 trilyon(milyon) ile Bingöl merkeze çatı yapılıp şehir merkezine karın yağması engellenebilir gibi trajikomik espriler yapılmaktaydı. Bazı kesimler ise o parayı (3 trilyon) Türk lirasının en büyük banknotlarından oluşacak şekilde Bingöl'den İstanbul'a kadar dizilmesi ile gönderilen paranın çokluğunu anlatmaya çalışıyorlardı birbirlerine…

Ve şimdi Yıl 2016, mevsim kış ve Bingöl'de mahalle sayısı 16.. kolay değil tam 12 yıl gibi uzun bir süre. değişen hayatlar, yıkılan kentler ve yenilenen dünya.. ve gel gör ki 2 mahalle artış ile Bingöl'ün büyümesine karşın “Yaşanabilirliği” nde artış olmamakla beraber aynı seviyede devam etmekte..

Geçtiğimiz günlerde tipi ile birlikte yağan kar yağışı hayatı olumsuz etkilemişti. Ve 12 yıl geçmesine ve 2 mahalle sayısı artmasına rağmen Belediye ekiplerinde herhangi bir değişim ve artış yaşanmamış; 4 greyder, 4 kepçe ve 5 kamyon, 50 personelle kar çalışması yapılmaya başlanmıştı. Belediye yetersiz çalışmaları ile sınıfta kalmış ve halk yine sitem dolu sözlerle kendi kendini avutmakta.

Kiminin ağzında belediyenin özel kalem harcamaları için ayırdığı bütçe, kiminin ağzında ise bağış ile alınan makam aracı… kiminin ağzında ise düzensiz ve işgal edilen sokaklar. Yapılmayan hizmetler veya hizmet için üretilmeyen projeler.

Dilin kemiği yoktur, döner her tarafa..

Belki bazısı ekler fazlasından, belki de bazısı ise noksan göstermeye çalışır aslından..

Herkes kendinin derdine düşmüş günü kurtarmanın peşinde “halka hizmet hakka hizmet” anlayışı yok olmuş gelecek nesillere uzun vadeli proje ve yatırımlar gerçekleşmemekte.

Nitekim karla mücadelede her Başkan çözüm üretip vatandaşa hayatı yaşanabilir kılmak yerine pasif kalıp sorunu ilahi kudrete bağladılar.

Şöyle ki hatırladığım kadarıyla 2004 dönemi Belediye Başkanı “ Ben temizliyorum ardından Allah yağdırıyor bu nedenle artık temizlemenin anlamı yok. Allah tam yağdırsın sonra biz temizleriz” diyordu.

2009 dönemi belediye başkanı da aynı doğrultuda “Kar tam yağıp bittikten sonra biz temizlemeye başlayacağız” deyip trajikomik bir söylemle Kendi halkına hizmeti ne kadar layık gördüğünü göstermekteydi..

Velhasılı “Yaşanabilir bir Bingöl”' e gitmenin yolu “Başkanlık veya  egosu ile değil  halkına hizmetkar” olma düşüncesi ile hizmeti ödev bilip çözüm odaklı ve uzun vadeli projeleri hayata ve halka kazandırma ile gerçekleşmelidir.