Iş-kur ile yoksullaşmak!Üretimin yok denecek kadar az olduğu memleketimizde işsizlik her geçen gün artmakta. Tam tersi inşaat sektöründe ise hızlı bir gelişme olduğu da açıkça görülmektedir. Ancak İnşaat sektörü mevsimsel olduğu için de vatandaşlar düzenli bir iş olmadığı serzenişinde bulunmakta. Herkes düzenli bir gelirinin olması için çabalar. Bunun en kaçınılmaz arayışlarından biri de; memleketimiz özel sektör yatırımlarından yoksun olduğu için vatandaşlarımızın devlet kurumlarında, sözleşmeli, taşeron veya iş kur ile çalışma hayalleridir. Hepimizin bildiği gibi son zamanlarda iş-kur, işsizliğin önüne geçmek ve işsiz vatandaşa iş imkânı sunmak amacıyla TYP kapsamında belirli dönemlerde bazı kurumlarda çalıştırılmak üzere alımlar yapmakta. İş-kurun alım şartları ve nasıl seçilmesi gerektiği hususları yönetmelikte belli olmasına rağmen alımlar çok farklı bir şekilde olmaktadır. Yapılacak bu alımların neye göre ve nasıl olması hususunda bir takım şüpheler bulunmaktadır. Şöyle ki başvuru esnasında; işsiz olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak, her hangi bir aylık almamak ve öğrenci olmamak gibi şartlar aranması gerekirken; Son alımlarda neden sosyal yardımlaşma vakfında dosyası bulunma şartı eklenmiş? Buna bağlı olarak Dosyası olmayanların başvuruları formalite mi olmakta? Gibi sorular akıllara gelmekte. Bu sorular iş-kur müracaatında bulunan vatandaşların hayallerini yıkmakta ve doğal olarak kendilerini sosyal yardımlaşma vakfında başvuru yaparken bulmaktalar. Sosyal yardımlaşma vakfına başvuru şartlarında ise; her hangi bir sosyal güvencesi olmaması, geçimini sağlayamaması ve yardıma muhtaç olmasını gösteren fakirlik belgesi bulunmaktadır. Bu şartları sağladıktan sonra yapılan inceleme neticesinde fakir olduğu mütevelli heyetince onaylanırsa vatandaş yardım alabilmekte ve artık dosyası var demektir. İş kur müracaatında bulunan birçok vatandaş kendisinin yardıma muhtaç olmadığını veya devletten yardım istemediğini ancak iş verilmesi durumunda çalışacağını dile getirmektedir. Bu nedenle iş-kur alımlarının dosya üzerinden olmasına sitemde bulunmaktalar. Nitekim sonuç vatandaş açısından istenildiği gibi olmamaktadır. Sosyal yardımlaşma vakıfları herkese yardım etme olanağına sahip değildir. Çalışabilecek durumda olan bireylere ve nüfusu az hanelere yardım yapılması vatandaşı rahatlığa alıştırmakta ve artık devlete bağlı kılmakta bu nedenle iş-kur ile yönlendirilen vatandaşların yardım talepleri reddedilmektedir. Gel gelelim asıl meseleye; İş-kur, başvuru şartlarını sağlayan bütün bireylerin TYP'den faydalanma hakkını neden sadece bir kesime indirgemiş? Vatandaşların çalışarak kendi ayakları üstünde durmalarını arka planda tutarak, sosyal yardımlaşma vakfına yönlendirmekle vatandaşlar neden tembelliğe alıştırılmaya çalışılmakta? Başvuru sonuçları Neden yönetmeliğe göre(noter huzurunda kura ve liste “mülakat veya meslek danışmanlarınca seçme”) yapılamamakta. İş-kur idarecileri ve çalışanları böyle bir yöntemle acaba topu kendi üstlerinden atmaya mı çalışmaktalar? Unutmayalım işsizlik ciddi bir sorun ve her geçen gün artmakta. İşsizlikle paralel olarak birçok problem de gün yüzüne çıkmakta. İş-kur'un görevi vatandaşları çalışma hayatına ve üretime katılmalarını sağlamaktır. Sosyal yardımlaşma vakfına yönlendirmekle vatandaşları tembelliğe ve ayrıca yardımlara bağımlı olarak varlığını sürdüren bir kitle olmalarını sağlamak değil. Alımlar sadece yardım alanlar üzerinden yapılmaya devam ederse, iş-kur'da iş bulmaya hayalleri ile kuyruk oluşturanları artık yardım kuyrukları oluşturduklarını görmek zor olmaz herhalde. Bununla ilgi yaşadığım bir hadise ile konunun vahimliğini göz önüne sermek isterim İş-kura müracaatta bulunan bir vatandaşın sistem dolu cümleler ile çaresizliğini yanındakilere anlatmaya çalışırken kulak misafiri olduğum cümleler aynen şöyle: -iş-Kur'a müracaat ediyorum Sosyal Yardımlaşma Vakfında dosyan varsa alınırsın diyorlar. Şahıs sinirli bir şekilde devam ediyor konuşmasına: -Ben yardım istemiyorum; çalışmak istiyorum, iş istiyorum. Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile ne alakası var deyip iş-kur yönetimine serzenişte bulunmaktaydı. Bu şahsın bu konuşmaları nezdinde herkesin üzerine düşen payı ve sorumluluğu alması ve yetkililerin vatandaşlara zorluk çıkarmak yerine en hızlı ve en etkin şekilde çözüm üretmeleri dileği ile… Mülayim ÇAKAR YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Kasım 2017 Söz ile icraat09 Kasım 2017 Sahipsiz bir şehir bingöl31 Ekim 2017 Adam olacak çocuk25 Ekim 2017 Gelecek nesil
|