Yusuf-i mahkumlar ötekileştiriliyor mu..!Hangi hükümet gelirse gelsin, bir şey hiç değişmezdi. O da, İslami ve dini yönü ağır basanların ötekileştirilmeleri… Erdoğan'ın ikinci dönemi ile birlikte, bu ötekileştirmelerin önüne büyük oranda geçildi. Ancak, adlarına ‘Yusuf-i' denen, İslami kimlikleri ile öne çıkan bazı mahkûmların, hala ötekileştirildiklerini görüyoruz… Demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük, adil yargılanma diyenler, mevzu Yusufi'lere gelince hiç oralı olmuyor... ‘Kul hakkı' hassasiyeti olmayanların, bu kesime sırtlarını dönmesi, kaşlarını çatması, hatta yargısız infazlarını anlayabiliyoruz da, günümüz iktidar sahiplerinin bu kesime olan vurdumduymazlıklarına ne demeli acep..! Gariplerin/mazlumların duaları ve Allah'ın yardımı ile ayakta olan Erdoğan, bu kadar muktedirken, neden Yusufi'ler onun döneminde de ötekileştirilsin ki..? Ötekileştirilmelerindeki en büyük etkenin, 28 Şubat döneminin algıları olduğunu savunuyor Yusuf-i yakınları… Evet, 28 Şubat çetesi, arkasına o insafsız/vicdansız Fetö ve Doğan medyasını alıp, inanılmaz bir algı yönetimi ile istediğini kahraman, istediğini hain/terörist gösterebiliyordu. Fadime Şahin'i, Ali Kalkancı'yı hatırladınız değil mi? Domuz Bağları ve Madımak Oteli haberleri de o algı senaryolarındandı, diyen bu kesim, göz ardı edildi yıllarca... Hükümetin tam da bu dönemde bir adım atması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bunların tekrar yargılanmaları bir lütuf değil, hukuk/adalet ve hakkaniyetin gereği olacaktır... 28 Şubat yargısının taraf olduğu kesin mi, kesin… O yargının Fetö'nün etkisi ve emrinde olduğu kanıtlandı mı, kanıtlandı... HSYK, bu savcı ve hâkimlerin adalet ilkesi ile değil, mensubu bulundukları örgüt adına hareket ettiklerine karar verdi mi, verdi… Dolayısı ile bu mahkemelerin, savcı ve hâkimlerin baktıkları dosyalar, otomatikman tekrar incelenmek zorunda… Dosyaların incelenmesi için daha ne gibi bir gelişme olsun ki… ‘Fetö mağduruyuz, bize kumpas kuruldu' diyen Kemalistlerin dosyalarına hemen bakıldı ama ‘Fetö ve 28 Şubat mağduruyuz, camilerde çocuklara ders vermek tek suçumuzdu' diyen ve yirmi yıldan fazladır hapsanelerde olanların dosyalarına bakılmaması, herhangi bir adımın atılmaması, buz gibi ötekileştirilme ve haksızlıktır... Adamlar tahliye falan derdinde değiller. Tek istekleri şu; “dosyalarımıza Fetö'cü olmayan, din düşmanı olmayan, adil hâkim/savcılar bir kere göz atsın, ondan sonra istediğiniz kararı verin.” Çok mu zor istedikleri şey..! Biz bu kesim için ‘suçsuzlar, hepsi tahliye olsun, beraat verilsin' demiyoruz. Sadece hukukun gereği olarak, dosyaları tekrar bi incelenmeli diyoruz. Adil yargılama ile, kan döktükleri kesin olanların cezalandırılmalarına kim ne diyebilir ki..? Dile kolay… 23, 25, 27 senedir içeride olanlardan söz ediyoruz… Yeni doğmuş çocukları şimdi çocuk sahibi olanlar var, anne-babaları çoktan ölenler var, eşleri/nişanlıları yollarını beklemekten yaşlananlar var… Efkârı tarifsiz olan tam kırktan fazla bayramı gurbette geçirmek ne demek… Soğuk duvarları, çekilmez sürgünleri, ağır hastalıkları, o kan emen özlemleri/hasretleri bir yana bıraktım… Yazık, günah değil mi..! Kısaca; Fetö'cü oldukları, adaletsiz ve tarafgir oldukları, HSYK tarafından da teyit edilen mahkemelerin, hâkim ve savcıların verdiği kararlar en kısa zamanda tekrar ele alınmalı. Böylece en azından ötekileştirilmediklerini görmek istiyoruz. İncelemeler neticesinde, tek bir tanesinin bile masum olduğu ortaya çıksa, bu bile yetmez mi..? Başta AKP'li vekiller, il başkanları, siyasiler, akademisyenler, adil medya ve yazarlar bu konuda ellerini taşın altına koymalılar. Sıcak döşeğimizde yatıp, vicdanlarımızı bu olan-bitene kapamanın vebali mahşerde ağır olabilir… Son yasa ile nede umutlanmıştı Yusuf-i yakınları... Ama umutlar, yıllardır yol gözleyen yakınlarının gözlerinden yaş olup içlerine aktı… Allah umutlarını yeşertsin. Zira umudun bittiği yerde hayatın anlamı yoktur…
Muhafazakâr, dindar ve mazlum kesimin en büyük umudu Erdoğan'dı. Bu umut boşa çıkarılmamalı. Umut denen şey, -hele bir de mahkûm için- bir başkadır. Bunu en iyi Erdoğan ve yol arkadaşlarının bilmesi gerekmez mi? YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?14 Ağustos 2020 Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!
|