Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!İslami kimliği, 50 yıla yakındır verdiği başörtü ve din mücadelesi, ihlası, Erdoğan'a tüm iyi/kötü gününde verdiği destek ve yazılarında ettiği ‘dost nasihatleri' ile ‘bizim mahalle' dediğimiz kesimin gönlünde taht kuran, ateist/komünist bile olsa kendisi gibi düşünmeyen samimi insanlara karşı gösterdiği hoşgörü ile de sosyalistlerin gönüllerini fetheden Abdurrahman Dilipak'ın, İstanbul Sözleşmesi'ne karşı takındığı tavır ve açıklaması nedeni ile Ak Parti Kadın Kolları'nın açtığı dava, vicdanları alt üst etti… Peki, Dilipak'ın kullandığı ‘meramını aşan' o nahoş sözcüğünde hiç mi kusuru yok… Nakusur olan elbette ki sadece Yüce Allah'tır. Ancak, bu kusurun karşılığı asla bu olmamalıydı. “Dilipak'ın sözü bizleri üzmüştür, kendisinden beklemiyorduk, kendisi büyüğümüzdür, yakıştıramadık” diye bir açıklama yapmak yeter ve artardı bile… Ama ne yaptı Kadın Kolları; ne kadar Erdoğan hazımsızı varsa, onların gemisine su taşıyarak, bıyık altlarından gülmelerini sağlayarak, toplu halde, ‘kurumsal' olarak dava açtılar... Yazık ki, ne yazık… Aslında bu davayı, ‘bizim mahallenin' vicdanına karşı açtılar ve bu geri dönülmesi imkânsız bir hata olarak belleklerdeki yerini alacaktır. Bu arada bu süreçte, kimin bu yanlışa destek verdiği, kimin riyakârlık yaparak kendini gizlediği ve kimin de dik durduğu ortaya çıkacak. İmtihan böyle bir şey işte..! Sözü uzatmadan, Sayın Dilipak'ın geçenlerde yazdığı bir köşe yazısını takdirlerinize sunuyorum… 'Hutame nedir bilir misiniz' adlı köşe yazısından… “Allah (c.c) kitabında sorar: “Hutame nedir bilir misiniz?” Peki, “Hümeze” ve “Lümeze” ne demek bilir misiniz! “Ödül” “1 Milyon” değil. “Cennet”! Kaybederseniz gideceğiniz adres belli. Cehennem!. Allah korusun, oraya gidenler, bu dünyada bilmek istemedikleri, “Hutame”yi o gün görecekler ve o gün hiçbir pişmanlık fayda sağlamayacaktır. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. Zulm ile abad olunmaz!. “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir. Bir de bunun ahireti vardır. Son otuz kırk sene içinde Müslümanlar ateşle imtihan olunuyorlar. Haram para ve kazanç ateştir, yakar. İhalelere fesat karıştırmak ateştir. Rüşvet ve torpil ateştir yakar... Kadrolaşma adına ehliyet ve liyakati bir kenara bırakmak ateştir yakar! Riba ve israf, gurur ve zulüm ateştir yakar. “İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.” (Nur/19) Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da Allah'a pek kolaydır.” (Nisa/29-30) Gerçek hayat ahiret hayatıdır. Biz acılarla dolu, geçici bir hayatı, ebedi olana tercih ediyoruz. Hepsi dünyada kalacak şeyleri biriktirme konusunda muhterisiz. İhtirasla istediğimiz her şey bizim imtihanımız olacaktır. Bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız her şeyden hesaba çekileceğiz hâlbuki! Yaratılış ve bu dünyaya geliş gayemizi unuttuk sanki. Servet, iktidar, makam ve güç başımızı döndürdü! Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve tarihin kırılma noktalarından birinde yaşıyoruz. Ahir zaman fitnesi yakıcı bir fitnedir. Kim bilir, belki, gelecek günler, geçen günleri aratabilir. Şimdi tövbe zamanıdır. Sabırlı olacağız ve haksızlıklara karşı direneceğiz. Allah'ın yardımı bizimle olduktan sonra ne gam! Hayr olan işi asan eden Allah, bizim işimizi kolaylaştırdıktan sonra ne gam. Zalimler, cahiller, inkârcılar, müşrikler, münafıklar, müstekbirler, mürtefinler düşünsünler bu yolun sonu nereye varır diye. Düşünsünler ve çok geç olmadan tövbe edip geri dönsünler. Yoksa yolun sonu belli: Benden söylemesi. Selam ve dua ile.”(Abdurrahman Dilipak) Böyle bir ihlas abidesinin, böyle VİCDAN ve MAHŞER kokan yazılarına karşı, çocukları yaşındaki kadınların bu boyuttaki vicdani ve stratejik bir hata yapmalarına izin veren AKP yöneticilerinin de illaki eleştirilerden paylarını almaları kaçınılmaz olacaktır… Ve Hutame'nin geçtiği ayetleri, bir kez de ben hatırlatayım… - Hutame'nin ne olduğunu sen ne bileceksin? Sevgili AK PARTİ'nin ERKEK kadroları; pısmadan, saklanmadan, vicdanlarınızın sesini dinleyerek, bu büyük yanlışa karşı rahatsızlığınızı yöneticilerinize duyurmalısınız. Yoksa tarihe, 'kadınlar kadar bile cesur olamayan erkekler' olarak geçeceksiniz… Farkında mısınız?.! Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler..! Saygılarımla… YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?04 Ağustos 2020 Belediyeye yeni alımlar adaletli olacak mı ?
|