KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Aralık 2024 Cumartesi
°C
Abdurrahman Korkut
a.korkut.12@hotmail.com

KEMALİZMİN DOĞUŞUNDAN ERDOĞAN DÖNEMİNE (2)

10 MART 2020 SALI 08:41
8
4429
4
AA aa

Ulusçu zihniyetin özellikle 1924'te başlayan sert inkılapları, öyle basit gelişmeler değildir. Mesela Halifeliğin kaldırılması… Osmanlılarda ya da başka bir İslam ülkesinde bunun şakası bile olamazdı. Ancak İttihatçı Ulusçu zihniyet, 1924 inkılapları ile kalmayıp, sonraki yıllarda çok daha ağır nice batı kanunlarını ‘ben yaptım oldu' edası ile Anayasamıza sokmayı başardılar.

Anayasaya sokulan yeni kanunlar, tamamen batı tipi bir hayat tarzı oluşturmaya matuftur. Ulusçuluk Sistemi, Ulusalcılık kılıfı altında süspanse edilir ama sonrasında daha radikal bir sınıf çıkar ortaya. Bu yeni radikal sınıf ve yeni hayat tarzının fikrî temelleri de Kemalizm'i oluşturur.

Yapılanların tamamına yakını, Muhafazakâr Dindar kitleyi direk etkileyen, yer yer kutsallarına dokunan konular olunca, günümüze kadar süregelen bir kırgınlık, küskünlük, yer yer nefret duyguları oluşmuştur. Muhafazakâr, dindar ve şeriatçı kesimin şikâyet ettikleri konulara bir bakalım mı.? Bakın, İttihatçı Ulusçular için neler söylüyorlar; “Hilâfeti kaldırdılar, devletin dini İslam'dır, ibaresini anayasadan çıkardılar, şeyhülislamlığı ve lağvettiler, miras hukukunu değiştirdiler, dinî nikâhı yasakladılar, kocası ölen ve ya boşanan kadınlara ait iddet şartını kaldırdılar, başörtüsüne karşı çıktılar, evlilik hukukunu, şer'î yemini değiştirdiler, İslam hukuku yerine, medenî kanunu getirdiler, askerî sancaktan, kelime-i tevhidi kaldırdılar, Ayasofya camisini müzeye cevirdiler, Hulefa-i Rasidin levhalarını camilerden indirdiler, din derslerini kaldırdılar, Kur'an harflerini yasak edip, Latin harflerini getirdiler, ezanı Türkçeleştirdiler, medreseleri, türbeleri, tekkeleri kapattılar, milletin başına zorla şapka giydirdiler (giymeyenler asildi), ser'î talakı (boşanmayı) tanımadılar, millet kürsüsünde ‘din zehirdir' dediler, sarık ve cübbeyi yasakladılar, Müslüman kızların gayri Müslimlerle evlenmelerine müsaade ettiler, vakfiye şartlarına riayet etmediler, mason localarının açılmasına müsaade ettiler, ‘Türk milleti baldırı çıplak bir Arap'ın vaz ettiği hükümlere bağlı kalamaz' diye Peygamber'in tahkir edilmesine müsaade ettiler, din ehlini darağaçlarında, sarıklarını boyunlarına doladılar, bazı haramları helal saydılar ve satışına müsaade ettiler (içki satısı ve domuz beslenmesi gibi), buluğ cağına gelmiş erkek ve kız çocuklarının karışık okumalarını mecbur ettiler, komünistlerin teşkilatlanmalarına müsaade ettiler, cuma günü tatilini pazara cevirdiler, hicrî takvimi miladi takvime cevirdiler, dini devletten ayırmak suretiyle devleti dinin kontrolünden çıkardılar, katiller ve caniler için şeriat ceza maddelerini değiştirdiler, Ramazan'a karsı hürmetsizlik yaptılar, mektep kızlarının kısa elbise ve giyinişlerinde Hristiyan kızlarına benzettiler, güzellik yarışmalarına kadın ve kızları kattılar, suret ve heykellerle evleri, makamları, kabirleri ve meydanları süslemekte ecnebilere benzediler, namaza bile baş açık durarak yabancılara benzediler, camilerde bile kadın-erkek karışık bulunmasını caiz gördüler, dindarları hapis ettiler, kendilerine karşı çıkanları da tutukladılar, günlük islerini ser'î kanunlara göre değil, dinsiz kanunlara göre yürüttüler…” gibi uzayıp giden yığınla itirazları oldu, oluyor, bundan sonra da olacak gibi...

Bunların tamamı dini mevzulardaki yenilikler ve itirazlar. Bir de ırklara, ana dillere, kültürlere karşı yapılan inanılmaz haksızlıklar ve karşılığında oluşan sert itirazlar gün yüzüne çıkmıştır…

İtirazların bazılarına katılmadığımızı söylemekle birlikte, katılalım ya da katılmayalım, bir milletin yaşam tarzına, inanç dünyasına, kutsal bildiklerine bu kadar radikal bir şekilde müdahale edilmesi sizce ne kadar doğrudur.? Daha yumuşak bir geçiş süreci ile bazı adımlar atılamaz mıydı? Kırmızıçizgilere karşı daha hassas olunamaz mıydı?!

Yukarıdaki şikâyetlerin bazılarında belki de Mustafa Kemal'in dâhili bile yoktur. Bazıları da onun ölümünden sonra olan gelişmelerdir. Ancak Mustafa Kemal'i ve Kemalizm'i kullanan özellikle CHP zihniyeti yüzünden, ülkenin önemli bir kesimi tarafından, Mustafa Kemal'e karşı oluşan soğukluk ortadan kalkmamıştır. Bu durum da, kutuplaşmaları derinleştirmiş, böyle de gideceğe benziyor.

Kemalizm'in kaymağını yiyenlerin bu kanun ve yasalara sahip çıkmaları, gerekirse zorla uygulamaları ve özelliklede günümüzde bazı haksız uygulamaların kaldırılması gibi girişimlere de şiddetle karşı çıkmaları, mütedeyyin ve dindar kesimin Kemalistlere olan nefretimsi duygularını hep taze tutmuştur. Hâlbuki Kurtuluş Savaşı sonrasındaki dönemler zor dönemlerdi ve o dönemlerde bazı yanlışların yapıldığı kabul edilebilirdi. Hatta Mustafa Kemal'in kendisi bile bazı konularda bir özeleştiriye gitmiştir. Ancak Kemalizm'in kaymağını yiyenler, o dönemde yapılanların hiçbirine yanlış demediler, hatta tüm inkılaplara İMAN derecesinde kutsallık atfettiler, hala da ediyorlar. (Devamı bir dahaki yazımızda inşallah…)

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_57227)
08 Nisan 2020 Çarşamba 16:55
Vay yeşilkâmalistlere sen de mi katıldın? Maalesef bu yeni akım beyazları geri de bıraktı. Hatta son zamanlarda ne hikmetse artış gösteriyor. Yeşiller kâmal i temiz çıkarmak için elinden geleni yapıyor, bakalım nereye kadar gidecek. Yeşiller utanmazsa, diyecekler Şeyh Said'i, Atıf Hoca gibi alimlerimizi o asmadı, dine saldırmadı, Müslümanlara, Kürtlere ve alevilere zulüm etmedi. O öldükten sonra bunlar yapıldı. Hatta diyecekler o bu değil di.... Malesef insan kendi celladına aşık olması demek bu demekmiş. Celladına aşık olan yeşillerin artmamasını temenni ederek, yazıma son veriyorum :))))))))
Misafir Kullanıcı (@Misafir_56424)
14 Mart 2020 Cumartesi 15:36
Bırakın Kemalizm'i diyen arkadaş unutma ki, bu ülkede ne kadar zulüm yaplmışsa Kemalistler yüzünden olmuştur. Yoksa sende mi bir Kemalistsin..?
Misafir Kullanıcı (@Misafir_56369)
13 Mart 2020 Cuma 08:27
Ya bırakın kemalizmi,ülkede yok olup giden adeleti,demokrasiyi her geçen gün artan yoksulluğu yazın.bir gün bir eleştiri yapın kardeşim.bir gün zamlarla ekonomiyle ilgili bi yazi yazdığınınızı görmedik,ülkede bitmiş adeleti yazdığınızı görmedik. Diğer yazılarınızdada varsa yoksa bizim mahalle bizim mahalle, bu ülkedeki insanların hepsi sizin mahalleden değil olmak zorundada değil.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_56423)
14 Mart 2020 Cumartesi 15:35
@Misafir Kullanıcı Önceki yazılarımıza bir bakın sevgili okurumuz... Mülakatları, yargıdaki adaletsizlikleri, işkence iddialarını, torpili, hapishanedeki mağdurları, ırkçılığı, adam kayırmalarını eleştirmişiz hep. Ama bir kesim var ki, ister ki, gece gündüz iktidara ve Erdoğan'a küfür etsin. Biz o gezici kafalardan olmadık olmayacağız sevgili okur. Doğruları alkışlayacağız, yanlışları kırmadan/dökmeden eleştirmeye devam edeceğiz. Saygılar... (Abdurrahaman KORKUT)
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın