Ya yeni yıl ölüm yılın ise..!

“Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.” (Hadid Suresi 20)

İşte böyle boş ve geçici dünya hayatı için, insanların çoğu, mahşer gününün hesabını değil, yapacakları boş ve faydasız şeylerin hayallerini kurarlar...

Böylece insanoğlunun önünde iki ihtimal olur; Ya çetin bir azap, ya da Allah'tan mağfiret ve rıza…

Peki bizler, yeni yılımızda, bu iki ihtimalin hangisinin yolcusuyuz..?

Güzel Rabbimiz, Kutsal Kitabımızda bizi defalarca ikaz ediyor; “Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da, sonra tövbe etmiyorlar ve öğüt alıp düşünmüyorlar. (Tevbe Suresi 126) Yani, geçen yıl da bir ya da iki defa ikaz edildik. Peki, öğüt aldık mı..!

Henüz ölmediysek, hala şansımız var ve yeni yılımızda bu şansı değerlendirebiliriz.

Peki, yeni yılımız için neler yapmayı düşünüyoruz, ya bu yeni yılımız son yılımız ise..!

Yeni yılda, dünyayı ahirete tercih edenler gibi yaşayacaksak; “Onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez” ayetini hatırlamak gerekir..

Yeni yılda, Allah ve Peygambere isyan edip, yasaklara uymayanlar gibi yaşamaya devam etmeyi düşünüyorsak;  “Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve onun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır” diye ikaz eden Rabbimizi hatırlamalıyız.

Ümmet-i İslam diyarlarında ve de güzelim memleketimizde, zulüm üstüne zulüm yapanları, garip ve mazlumlara işkence edenleri, dünya hayatının eğlenceleri ile kendilerini aldatanları yine dost edineceksek; “Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak” diye emreden Allah'ımızın gazabına düçar olacağımızı bilmemiz gerek…

Yaptıklarımızın zulüm olup-olmadığını önemsemiyorsak; “Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız” ayetini düşünüp dehşete düşmemiz gerek.

Her gün beş defa bizi namaza çağıranlara karşı inat edersek, fakir/fukara ile elimizdekini paylaşmazsak, günah işlemekte haddi aşarsak, mahşer gününü hesaba katmazsak; “(Cehennemliklere) Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir (diye sorulduğunda) şöyle cevap verirler; biz namaz kılanlardan değildik, yoksulu doyurmazdık, batıla dalanlarla beraber biz de dalardık ve din (hesap) gününü yalan sayardık” diyenlerden olacağımızın farkında olmamız gerek...

Eğer yukarıdaki ayetler ışığında, kendimizi düzeltip, yeni yılımız için mahşer gününe hazırlananlardan olursak, Allah'ın salih bir kulu olmaya aday oluruz; “Şüphesiz ki Allah, iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar”, “Kim Allah´a iman edip salih bir amelde bulunursa, (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyar” gibi ayetlerin müjdelediği kimselerden olmak istemez misin..?

Ölüm meleğine Şaban ayının on beşinci gecesinde bir liste verilir. O listede, gelecek bir yıl içindeki öleceklerin isimleri yazılıdır. Azrail böylece her evi günde üç defa ziyaret edip, listesini kontrol eder. Kimi insan, bitmek/tükenmek bilmeyen nice hayalleri için, hesap/kitap demeden, haddi aşmaya devam eder. Hâlbuki o listede onun da adı vardır..!

Yeni yıla gireceğimiz bu sene, belki de ölüm meleğinin listesinde bizim de adımız yazılıdır, bunu hiç düşünüyor muyuz..!

Yeni yıla girerken, bu ikaz/uyarı/haykırışlar ışığında, kendimizi sorgulayarak girmeliyiz…

Vatanımız, milletimiz, mazlumlarımız ve Ümmet-i Muhammed için yeni yılımız, hayırlı/uğurlu/mübarek olsun.

Unutma; Ya yeni yıl ölüm yılın ise..! Olamaz mı..! Peki..! 

Mevla Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler… Saygılarımla…