Hdp vaatleriHDP'nin seçim beyannamesinde kulağa hoş gelen birçok vaadin yanında, HDP' ye oy vermeyi düşünen muhafazakâr Kürtlerin “bu da nereden çıktı?” dedikleri bir-iki gelişme oldu... Kanaatimce, muhafazakâr Kürtlerin hassasiyetleri ile yola çıkılsaydı, barajı geçmek daha kolay olacaktı. Demirtaş'ın söylemleri ve HDP'nin bazı vaatleri ile bu ihtimal bir başka bahara kaldı gibi görünüyor...
Bingöl'ün HDP 1. Sıra adayı Sayın Hişyar Özsoy'un kişiliği ve geçmişi hakkında çok olumlu duyumlarımız var. Onun da açıklamaları -doğal olarak- eş başkanlarının paralelinde oldu. Böyle bir bakış açısının “Bingöl seçmeni nazarında bir getirisi olacak mı?” zamanla göreceğiz...
Sayın Özsoy'un açıklamalarını göz önüne alınca şu sorulara cevap arıyoruz “Diyanet İşleri Başkanlığını Kemalistler kurdu” diyerek Kemalistlere taş atıyorsunuz anacak eş başkanlarınızın son zamanlardaki eylem ve söylemlerinin Kemalistler ve CHP ile paralel olduğu yönündeki iddialar için ne düşünüyorsunuz..?
“Diyanet İşleri Başkanlığı kurulması ile medrese ve camilerin kapatıldığı, alimlerin idam edildiğini” söyleyip, bu değerlere saygı duyulması gerektiğini ima ediyorsunuz ama, Kobani eylemlerinde yakılan kurumların medreseler, dini dernekler ve camiler olduğu, öldürülenlerin dindarlar olduğu tesadüf değildir, diye yapılan eleştiriler için ne diyorsunuz..?
“Minber dokunulmazlığı olsun, imamlar, Seydalar, vaazlarında, hutbelerinde serbest olsun” diyorsunuz. Peki, Bingöl Ulu Cami'de vaaz verecek olan Seyda, “Ak Parti hırsızdır, ve dinimize göre bir hırsıza oy verilmesi haramdır” dese, cemaat öyle sessizce dinler mi..?
Ankara Keçiören Yeşiltepe camisi imamı kürsüde, “Osmanlılar Ermenilere soykırım yapmıştır, bu da dinimize göre kul hakkı ve katliamdır, derhal hakları verilmelidir” diye görüş beyan etse, Keçiören'in o ülkücü/milliyetçi halkı imamı yuhalamaz mı...?
Diyarbakır Ali Paşa Camisi imamı hutbede, “HDP halkı sokağa çağırarak kan dökülmesine sebep olmuştur, bu da toplumda fitne çıkarmak olduğundan haklarında kısas uygulanmalı” diye vaaz verse, Diyarbakır halkı imamı linç etmez mi?
İzmir Alsancak Hocazade Camisinde bir vaiz, “Atatürk İslam'a savaş açmıştır, heykelleri putları çağrıştırmaktadır, Anıtkabir dinimize terstir, hepsi yıkılmalıdır” diye bir görüş bildirse, İzmir'in cumhuriyetçileri o camiyi basmaz mı..?
Ya da her hangi bir cami Hocası, “IŞİD bir İslam ordusudur, halife Bağdadi'ye biat edilmelidir, onlarla savaşanlar kafirdir” diye heyecana gelip görüş bildirse ne yapacağız..? Böyle düşünen alimlerin, hocaların, Seydaların, imamların olduğunu biliyorsunuz değil mi, var mı bu ihtimallere karşı bir alternatifiniz?
Unutulmamalıdır ki birçok mezhep vardır, hadis ve ayetler de aynı şekilde yorumlanmamaktadır. Her akımın da kendince taraftar ve ilim adamları vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı olmazsa, sizin istediğiniz gibi serbestiyet olursa, üç günlük huzur ortamına hasret kalmaz mıyız, HDP'ye akıl verenler bu ihtimalleri hiç düşünmez mi?
Sadece bu yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması ve imamların cemaatlerce belirlenip serbest olmasının ne kadar büyük sakıncalara gebe olacağı anlaşılmaktadır. Sayın Özsoy'un dilek ve görüşleri, ancak şeriat yasalarının egemen olduğu rejimlerde olur. Laik bir rejimde bu ne mümkündür ne de mantıklıdır…
Sayın Özsoy “her kesimin fikirlerini gündemleştirmeyi düşünüyoruz” diyor ama o kesimlerin fikirleri itikadımıza, (ateistler) ahlakımıza, (eşcinseller) ters ise ve siz bunları HDP eli ile gündemleştirirseniz bu doğru olur mu? Böyle bir gündemleştirmeyi muhafazakâr Kürtler anlayışla karşılar mı?
Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağız yerine,”çok daha güçlendireceğiz, daha çok cami açacağız, din derslerini uygulamalı hale getireceğiz, öğrencilere bazı din dersleri camilerde gösterilecek” denseydi, daha olumlu tepki alınmaz mıydı? Tüm bunların yanında “alevi kardeşlerimiz içinde alevi inancına yönelik dersler olacak, cem evleri de yapılacak” dense kim ne diyebilirdi ki. Ama adeta CHP ağzı ile vaatler verildi ve bu hiçte hoş karşılanmadı…
Muhafazakâr Kürt halkı, vaatlere tamamen dini hassasiyetler yönü ile bakmaktadır. Samimiyetleri ve dürüstlüklerine kefil olabileceğim birçok HDP'li arkadaşım nazarında da bu vaatler çok yanlış görülmektedir. Hele Demirtaş'ın Taksim-Kâbe yorumu, hele bir de bir eşcinselin aday gösterilmesi, HDP'ye kaçan oyların, Ak Partiye geri döndüğü yorumunu getirmektedir…
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için en önemli sistemin başkanlık sistemi olduğunu dünya âlem bilmesine rağmen, Sayın Demirtaş'ın başkanlık sistemine karşı çıkışının altında, Erdoğan karşıtlığının olduğu kanaati hâkim. Böyle olunca da, HDP'ye oy vermeyi düşünüp de, bir taraftan da Erdoğan'ı seven Kürtler incitildiğinden, Sayın Demirtaş'a olan sevgi duraklama dönemine evrilmiştir…
HDP parti olarak yola çıkarken, barajı geçmelerini belirleyecek olan muhafazakâr Kürt seçmeni yerine, Türk solu, Kemalistler, geziciler ve son zamanlarda da, Paralel Yapı ile kader birliği yapmayı tercih etti. Bu da yetmez gibi, dini hassasiyetleri kaşıyan incitici, dışlayıcı, hatta itikada ters açıklamalar yapıldı. Adeta; Demirtaş söylemleri, HDP vaatleri ile barajı aşmamak için her şeyi yapmaktadır..!
Hoşumuza gitsin gitmesin, HDP'nin politikalarına saygı duymak gerektiği düşüncesindeyim. Batıda son günlerde parti binalarına yapılan saldırılar son derece çirkin ve savunulacak hiçbir tarafı yoktur...
HDP'nin açıklamaları, yol arkadaşları, seçim beyannamesi, vaatleri ortada. Ona göre her seçmen sandığa gidip, kimi vicdanına, kimi dini eğilimlerine, kimi ideolojisine ve kimi de ülke geleceğine olan bakışlarına göre oylarını kullanacaktır. Herkese de bu özgür tercihlere saygı duymak düşer…
İslam âlemi ve ülkemiz için hayati öneme haiz olan Haziran seçiminin, memleketimiz ve Sayın Hişyar Özsoy için de hayırlar getirmesi dileklerimle…
Mevla Görelim Neyler,
Neylerse Güzel Eyler… ,
Saygılarımla…
YORUM YAZIN 
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?14 Ağustos 2020 Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!
|
