Dedeleri asılan, nineleri sürgüne yollanan, ibadet yerleri ahırlara çevrilen nice Türk vatandaşı, o olan bitenlerden Mustafa Kemal'in de sorumlu olduğunu düşünüyorlar.

Dine/Diyanete verilen tahribatın müsebbibi olarak da Mustafa Kemal'i görenler az değil.

Haklı ya da haksız, herkesin kendince bir gerekçesi var.

Kimse kimseyi sevmek ya da sevmemek zorunda değil tabi.

Fakat bazıları, Mustafa Kemal'in ölmüş anne-babasına bile hakaret etmeye başlamışlardı.

Kemalistler de, zaten yıllardır Atatürk'ü tekellerine alıp her türlü yolu mubah görüyorlardı.

İşte Erdoğan, ‘Atatürk' çıkışı ile bu hakaret ve tekelciliğe müdahil olmak istedi.

Bir taşla iki kuş misali…

Fakat Ak Parti teşkilatlarının aşırı Anıtkabir sevdası, yeni senaryoları beraberinde getirmiş oldu.

Erdoğan'a gönül vermiş dindar bir kesim buna çok içerledi...

‘Kemalistlere karşı kötü harcandık' diye derin bir sitem içerisine girdiler.

Zaman onları haklı çıkarabilir...

Öyle ki, şimdiden küçücük öğrenciler Mustafa Kemal'in büstünün önünde selam durmaya başladılar.

TV'ye çıkan Ak Partililer, kırk yıllık CHP'liler gibi Atatürkçü söylemlere büründüler.

Kemalistler artık her alanda Kemalizm'i dikta edebilirler.

Erdoğan istemeden de olsa Kemalistlerin önünü açmış oldu.

Erdoğan'ın bu çıkışının ona ve davasına hiç bir getirisinin olmayacağını düşünüyorum.

Ne siyasi anlamda, ne de Kemalistlerin gönüllerini alma anlamında...

Olan, Kemalizm'in zulmü altında inleyenlerin varislerine olacak gibi.

Kesin olan şu ki, birini birilerine 'ata' olarak atamak sorun doğuruyor.

Mesela Kürtlerden kimi Selahattin Eyyubi'yi, kimi Şeyh Said'i, kimi de Seyyit Rıza'yı 'ata' olarak bilir.

Bu isimlerden birini, bir diğer kesime zorla 'ata' diye dikte etmek zulüm olurdu değil mi?

Böyle düşünenler, Erdoğan'ın 'Atatürk' yerine Mustafa Kemal diye hitap etmesini takdir etmişlerdi.

Erdoğan'ın bu 'Atatürk' vurgusu ve Ak Partililerin Atatürkçü tavırları biraz canlarını yaktı.

Orta yolu bulup Erdoğan'la kucaklaşacaklardır elbet. Çünkü Erdoğan'a sitemleri bir ise, ortak noktaları bindir.

Fakat Ak Partililerin Atatürkçülüğü aşan söylemlerini unutmayacaklardır.

Ya şu bizim -sözüm ona- Erdoğancı medya yazar-çizerlerine ne demeli!

Görüşleri herkesçe malum olmalarına rağmen, ne de iştahlı birer Atatürkçü oldular değil mi?

Meğer sürü ile 'maskeli dönek' varmış bizim mahallede…

Bir Hakan Albayrak kalmış yazarın omurgalısından. O da ‘tu-kaka' olmuş çoktan.

İster Kemalist olsun ister Ümmetçi, ister Ülkücü olsun ister Milliyetçi, ister Ateist olsun ister Şeriatçı, herkese saygı duyulur da, şu ikiyüzlüler var ya, insanın midesini bulandırıyorlar.

Ve bu tipler, maalesef bizim mahallede yaşıyorlar!

Erdoğan'ın çıkışı ile kimin ne kadar dava adamı, kimin de ne kadar dönek olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

Kim bilir daha ne maskeli dönekler göreceğiz…

Yüce Allah milleti, ümmeti, vatanı ve Erdoğan'ı bu maskeli döneklerden muhafaza eylesin.

Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler…

Saygılarımla…

0