Davanın doğruluğu ve bazı yanlışlarMenzili İslam Ülküsü, davası Ümmet ve Osmanlı Ruhu olanlara yakışmayan bazı yanlışlar var… Özellikle son zamanlarda, İsrail, Rusya ve ABD'ye yakınlaşma çabalarının olduğunu görüyoruz… Bu zalimler zalimi ABD ve Rusya ile dost olmak, başkanlarını ‘kardeşim' ilan etmek yanlış..! ABD ve Avrupa ülkeleri ile koalisyon kurup, binlerce sivili katleden uçaklara, topraklarını üs yapmak yanlış..! İslam düşmanı olan Avrupa ülkelerinin kurduğu AB'ye girmek için yalakalık yapmak, her tarafı kokmuş bu şer örgütünün hukukunu örnek almak yanlış..! Şehitleri parçalayanlara kırmızı plakalar verip, maaş bağlayıp, pasaportlar düzenleyip, ‘sayın' diye hitap edip, televizyonlarda ahkâm kesmelerine izin vermek, hesap sormayı geciktirmek yanlış..! 28 Şubat yargısının zındana tıktığı nice Yusuf-i mahkûmun 25 yıldır içeride tutulması yanlış..! Cepleri dolu, altlarında jipler, akıllarında ihaleler, her gün bir yamyamı memnun etmeye çalışanlardan il başkanları, vekiller, bakanlar, müdürler, yöneticileri seçtirmek yanlış..! Kadın kollarındaki bayanları renkli ceketli, makyajlı, uzun topuklu sosyetik tiplerden seçmek yanlış... Genelevlerin açık kalması, oralarda çalışan hayat kadınları ve aileleri için istihdam projelerinin geliştirilmemesi, bir de buralardan vergi alınması yanlış..! Liyakat ve takva bilinci ön planda olması gerekirken, mülakat sistemi ile, hatır ve isim çekiciliği olanların lokomotiflere yerleştirilmesi yanlış..! Roboski'de - yanlışlıkla da olsa - öldürülen kırka yakın garibanın hak-hukukunu çiğnemek, gerçekleri sümenaltı etmek için, hala inat etmek yanlış..! Menzil doğru ama, seçilen yol arkadaşlıkları yanlış..! Dava şuuru taşıyan iktidar sahipleri, kalkınırken adaleti, dua ederken amellerini, hoşgörü gösterirken mağdur edilenleri, geleceği inşa ederken geçmişi, dünya gerçeklerini hesaba katarken ‘Allah'ın ne dediğini' hesaba katmak ve muktedirliğin gereğini yapmak zorundadırlar… Yaşı yetmişe dayanmış, kara saçlarına aklar düşmüş, ülke içi ve dışındaki sayısız sırtlanların türlü saldırılarına maruz kalmış, beyni yorgun, gözleri çökmüş, sesi kısılmış olan Erdoğan'ın, sırtındaki yükün alınması gerekiyor. Yükün alınması, şahsi menfaatlerin bir kenara bırakılıp, dava şuur ve namusu ile hareket edilmesi ile olur… Bu dava ve harekete mensup olduğunu söyleyenlerin özellikle medya dünyasındakilerin, hal ve hareketlerine dikkat etmesi, liderlerini uyarmaları ve rehavetten bir an evvel kurtulmaları gerekiyor… Yüz yıldır yapılan haksızlık ve zulümlere karşı, İslam ve mazlumlar adına birçok kazanımlara imza atan Erdoğan ve yol arkadaşlarının hizmetlerini görüyor, haklarını teslim ediyoruz. Ancak, yolun kalan kısmı için, yol arkadaşlarından, kalitelerinden ve menzile olan hassasiyetlerinden endişeliyiz… Menzil İslam Ülküsü iken, mazlum ve Müslümanların hayallerini süsleyen Osmanlı Ruhu beklenirken, bu yolda rehavet ve zalimlerle yakınlaşmak haramdır, günahtır, mazluma zulümdür… Dava, -Binali Yıldırım'ın dediği gibi- dostları arttırma davası değil, dava Ümmet ve mazlumları sahiplenme, menzile varma davası olmalıdır... Mevla Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler… Saygılarımla… YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?14 Ağustos 2020 Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!
|