Bingöl'ün sahibi yok yok yok.!Bingöl ve Diyarbakır dışında bir şehir görmemiş bir garibi alıp ‘ya nasip' diyerek rastgele yola koyulduk… İlk durak Diyarbakır'ın Diclekent semtinde bir ciğerci… “Oooo ne de güzelleşmiş Diyarbakır ne zaman yapılmış bu uzun uzun güzel binalar, bu geniş caddeler, parklar... Valla helal olsun yapan edene” dedi garip… Siverek'te bir dost ‘illa geleceksin' deyince, ikinci durağımız Siverek oldu… ‘Burası Şanlıurfa'mı?' dedi garip. “Yok, burası ilçe, Siverek… Ama inşallah il olacak yakında” dedim. Bucak'ın bir köyüne gittik. Zazalara yakışır şekilde kesmişti bir şeyler. Çatısız dam ne de güzel esiyordu o sıcak günlerde… Baktık yakınız, ver elini Menzil… Menzil'e yaklaştıkça, bereketli topraklar ve yeşillikler artıyordu. Ne de olsa Peygamber torunlarının kokusu sinmişti bu çorak topraklara. Özlemişiz Seyda'yı da... Garip arkadaşım buraya da ilk kez gelmişti. Aklı hep, Antalya'dan gelen ve sürekli “tövbe edeceğim ve tövbemi hiç bozmayacağım” diye hüngür hüngür ağlayan o sosyetik abide kalmıştı… Bir de Seyda'yı görmek için sabırsızlanarak, ansızın bağırıp, cezbe ile kendini kaybeden Sofi'ler hoşuna gitmişti. Gülüp duruyordu yol boyunca. Sevmişti Menzil'i hem de çokkk… Antep'te bir kader arkadaşım vardı. Hadi ona uğrayalım diye girdik Antep yoluna… “Oooo evlere bak, hepsi tarihi evler, ne kadar da güzelmiş Antep. Şehre bak, çok büyük ve temizmiş” diyor hayret içindeki garibimiz. Cıvıl cıvıl ve tertemizdi dinlendiğimiz park… Baktım Antep'e en yakın sahil bölgesi İskenderun görünüyor. Ver elini İskenderun, ne de olsa tüplü arabamız. Otobandaki dinlenme tesisinde ne istesek vardı. Gece hava da baya güzeldi. Dondurma-çay falan derken, garip arkadaşımız burayı da çok sevmişti… Arsuz isminde bir sahil kenarına gittik. İki günümüz dalgalı denizde yüzme ile geçti. Ve ‘iyi ki gelmişiz' dedik. Garip arkadaşım İslam'a ters olan giyim dışında burayı da çok sevmişti… Dönüşte Şanlıurfa üzerinden döndük. Balıklıgöl'ü, hemen yanındaki ucuzluk pazarını, bir de çarşıdaki bir iki kavşağı gören arkadaş ne de beğendi Urfa'yı anlatamam. ‘Bak şurası da Urfa müzesi' dediğimde “Oooo Urfa'da müze de mi vardı yahu?” dedi hayretle... Gece Lice-Genç yolunun tehlikelerini atlatıp memleketin serin havası yüzünü okşayınca, temiz soğuk tatlı suyundan da yudumlayınca, “Yahu yine de bizim havamız-suyumuz gibisi yokmuş” diyerek derin bir oh çekti garibim… Evet; şimdi ‘ya bana ne senin bu saçma sapan yolculuğundan' diyen olur belki… Evet, bunu derse normal biri, haklıdır sonuna kadar. Ancak, bunu bir siyasi, bir belediye başkanı, bir encümen, bir milletvekili, bir bakan yardımcısı ve de bir Bingöl'lü bakan okuyorsa ‘bana ne' diyemez, sıradan göremez… Şu saydığım illerin bir-iki güzelliklerini gören garip arkadaşım şunu diyordu; “Bingöl meğer ne kadar da kötü yönetiliyormuş, bizim siyasilerimiz ve belediyemiz meğer hiç çalışmıyormuş, bizim ne eksiğimiz var Urfalı, Antepli, Adıyamanlı, Diyarbakırlı ve Sivereklilerden. Yahu biz meğer ne biçim bir memlekette yaşıyormuşuz. Bir misafirimiz gelse, Kültür Parkı'nda bir tur atmaktan başka gidecek, gezilecek neremiz var şehirde? Yazıklar olsun Bingöl'e de, Bingöl'ü yönetenlere de. Bir daha oy verirsem bunlara…” diye sıraladı yol boyunca… Yaa, gel de içerleme işte... Düşünün, bu gariban daha İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, İzmir'i, Antalya'yı, Balıkesir'i, Trabzon'u, Giresun'u falan görmedi. Bir de daha batıdaki güzellikleri görse, bu sefer Bingöl'ümüze belki dönmek bile istemez... Uzun lafın kısası; dünyanın en güzel ve şirin yeri olan güzel şehrimizin sahibi yok yok yok..! Yeni valimiz ile ilgili duyumlarım, hele dindarlığı ve yiğitliği ile ilgili söylenenlere bakınca umudum tazeleniyor. Ve keşke insanüstü çabalayıp, şu memlekete hizmet gelmesine vesile olsa… Şu temizlik, park, hat minibüsleri, Sütaş, doğalgaz kazıları, yollar, trafik, 12 Bingöl Spor ve çarpık-kuralsız yapılaşma sorunları için elini gövdesi ile birlikte taşın altına koysa keşke… Bunları başarabilen biri olduğunu Ankara'daki sağlam arkadaşlardan öğrendim. Umarız başarır adı gibi yiğit yeni Valimiz… Belediye başkanı adaylarımız bilsinler ki, artık millet başka şehirlere daha fazla gidip geliyor. Ve başka illerdeki güzellikleri görenler Bingöl belediyeciliğinden utanır oluyorlar. Yine ‘aynı tas aynı hamam' derse Bingöl'ü yönetenler, millet kendine Ak Parti dışında bir yer arayacaktır ilk yerel seçimde. Ve belki de buradan da bir Urfa Fakıbaba örneği çıkar. Bakın, adamı aday yapmayanlar, Urfalılar gereğini yapınca bakanlığa getirdiler...! Bingöl'ümüzü bu duruma düşürmesek olmaz mı sevgili bakan, bakan yardımcısı, vali, belediye başkanı, vekil, encümen ve de il-ilçe başkanları… İnşallah 2019'a kalmadan, göze hoş gelen bir şeyler yapılır… Yapılan hizmetlerden göze hoş gelmeyeni bir şey ifade etmiyor. Ah bir ne dediğimiz anlaşılsa...! Dilimizde tüy bitti bunları söyleye söyleye... Dinleyen kiiiim, bizi adam yerine koyan kim.! Mevla Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler… YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?14 Ağustos 2020 Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!
|