ALİYA DEYİP GEÇİLMİYOR..!Yeryüzünden öyle bir Aliya geçer ki… Şerefli duruşunu, örnek Müslümanlığını anlatmaya sayfalar yetmez. Merak edenler için küçük bir tavsiyemiz olur ancak… Oğlunun babası Aliya için yazdığı “İslami Manifesto” adlı kitabı... Bu kitap yüzünden hapishanelerde -babası gibi- çileler çektiğini de hatırlatalım. Bu da bize; “Zahmet olmadan rahmet olmuyor” vecizesini tekrar hatırlatıyor. Batının ikiyüzlülüğüne, Sırpların vahşi katliamlarına, bir avuç Müslüman gencin kıt imkânlarla mücadele verdiği Şanlı Bosna Direnişine değinmeyeceğiz bu yazımızda... Mahşer günü herkes başı kel, vücudu çıplak, yalın ayak getirilecek nasılsa huzura… O kan donduran mevzuları o güne havale ediyoruz… Aliya'nın sadece bir özelliğine dikkat çekeceğiz… Tabi anlayanlar için..! Sevgili Üstad Hakan Albayrak'ın Bosna Cumhurbaşkanlığı'nda bir randevusu vardır. Aliya hayatta ve cumhurbaşkanıdır… Muhatabı olan bürokratın odasında, ünlü komünist Tito'nun resminin asılı olduğunu görür. Tabi büyük bir şok yaşar... Gerisini onun ağzından dinleyelim; “Benim aklım fikrim Tito'nun resminde… Zoruma gidiyor işte... Adam, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı binasındaki odasına Tito'nun resmini asıyor. Birkaç metre ötede, Cumhurbaşkanı Aliya Izzetbegoviç'in odası var… Sanki ona meydan okuyor; 'Vaktiyle sana ve dava arkadaşlarına eziyet eden bu komünisti sana tercih ediyorum' diyor adeta.! Gencim, kanım kaynıyor, bağırıp çağırasım geliyor... Fakat adam öyle kibar ve yardımsever ki, yapamıyorum... Tam odadan çıkacakken kendimi tutamayıp; Tito'nun resmi… Aliya görse kızmaz mı, diye soruyorum… Adam; 'Resmi astığımı hemen yetiştirmişler Aliya'ya' diye tebessüm ediyor… Tabi merakla Aliya'nın tavrını soruyorum… ‘Benim resmimi asmasın da kimin resmini asarsa assın deyip geçiştirmiş' demez mi!” Hakan Albayrak, yazısının devamına şunu ekler; Aliya Izzetbegoviç, dört ay sonra, Demokratik Eylem Partisi'ni açılış konuşmasında şunları söyler: “Evvelâ, şu duvarlarda asılı olan resimlerimin benim onayım alınmadan asıldığını belirtmek isterim. İlk arada bunların kaldırılmasını istirham ederim. Tevazu gösterisi gibi algılanmasın, alâkası yok. Basitçe söylemek gerekirse, bu bizim âdetimiz değil. Umarım benimle aynı fikirdesinizdir.” Son bir anekdot ta bizden olsun; Aliya, hastalık zamanında kendisi için büyükçe bir anıt mezar yapılmak istendiğini haber alır; Aman ha! diyerek karşı çıkar. Şehitlerin yanında, sade bir mezar ister, öyle de olur..! Evet, yazımızın başında dedik ya; Aliya'yı yazmaya sayfalar yetmez diye… Alan alsın işte; bilgelikten dökülen vecizeleri… Anlayan anlasın işte; adetlerimizde neyin olmaması gerektiğini… Unutan hatırlasın işte; Şahsiyetli Müslümanlığın nasıl olması gerektiğini..! O şahsiyetli Müslümanlardan olmak dileklerimle… Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler… Saygılarımla…
YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2020 YENİDEN REFAH NEDEN BU KADAR PASİF!27 Eylül 2020 BÜROKRASİDE KARADENİZLİ İMPARATORLUĞU07 Eylül 2020 TÜRK KARDEŞLERİMİZ BİRAZ EMPATİ YAPABİLİRLER Mİ?14 Ağustos 2020 Ak Parti Kadın Kollarından Büyük Hata!
|