Yerliye hasut, yabancıya aşığızYaklaşık 10 yıl öncesiydi. Bir kuzenim, "Bingöl'de bir çorap fabrikası kurmak istiyorum. Sence tutar mı?" diye fikrimi sormuştu. Üretime yönelik bu girişimi beni heyecanlandırmıştı. "Tabi, neden olmasın ki. Kaliteli ve zengin çeşitlilik sunan bir ürün yelpazesiyle üretim yaparsan muhakkak ki karşılığını görürsün. Lakin önce iyi bir pazar araştırması yapman gerek. Bağlantılar kurman, ne kadar üretirsen hangi ölçekte bir pazarda yer alabileceğinin araştırmasını yapmalısın. Sonra bu veriler ışığında yatırımını hayata geçirirsin" dediğimde, "Bingöl markası olsa?" diye karşılık verince duraksadım. "Marka adın mı Bingöl ya da Bingöl'den bir isim mi olsun istiyorsun?" dediğimde "Evet" deyince düşünce rotam değişmişti. "Bingöl'den fason üretim yapıp belirli markalara satabilirsin. Hatta o markalar için özel ürün de çıkarabilirsin. Lakin 'Bingöl' adıyla ürün çıkarıp piyasada tutunayım dersen, o zaman kaybedersin. Niyetin, bir marka adını memleketinin ismiyle yaratmak. Ama bu ters tepecektir. Bingöl markasını gören bir Bingöllü, 'burada üretiliyor, kesin kalitesizdir' der. İnsanlar ürünün kalitesinden ziyade markasına ve tabi ki fiyatına bakar. Kaliteyi çok olmasa da ucuza satabilirsiniz ama bunun kaliteli olduğuna insanları inandıramazsınız. Ama kalitesiz bir ürünü yüksek fiyata satınca 'kaliteli olmasa bu fiyat eder mi?' deyip alan çok olur” Yaklaşık 6-7 yıl öncesinde Ulu Cami çevresinde, otobüs durağının hemen arkasında iki çuval taze fasulyeyi satmaya çalışan yaşlı amcanın, “Sivan'dan geldi taze taze” dediğinde kimsenin almadığı fasulyelerini Elazığ Fasulyesi haykırışıyla 10 dakikada satması gibi.. Bingöllü ustaların ellerinde hayat bulan kadayıfın Diyarbakır Burma Kadayıf adıyla piyasa bulması gibi… YERLİDEN MÜDÜR OLMAZ! Yerli olmak kalitesizlik göstergesi olarak yorumlanamayacağı gibi yerli olması kaliteli olduğu ya da kabul etmemiz manasını da taşımıyor elbette. Bu durumu bir ticari döngüyle sınırlandıramayız da… Ticaretimizde, siyasetimizde, bürokrasimizde, sivil toplum örgütümüzde ve dahasında... Her ne olursa olsun yerlinin; kaliteli olanı, düzgün olanı, başarılı olanı, liyakatli olanı olsun. Yerli olarak bunlardan yoksunsak, ticaretimizi sığ bir çerçevede yapar, siyaset ve bürokratik döngümüzü köyümüzle, bölgemizle yada aşiretimize ölçeklendirmeye kalkarız. Mesela Bingöllü biri kamuda müdür olarak atanınca "Yahu bu zaten filankesin adamıdır" der, daha ilk günden yermeye başlarız. Atanan kişinin liyakatini ya da becerisini bilmeden her türlü etiketi yapıştırırız. Ama aynı kuruma hiç tanımadığımız, yabancı diye tabir ettiğimiz başka bir ilden biri müdür olsun, etrafında fır döneriz. Çünkü yabancı hastasıyız. Bizim insanımızdan müdür olmaz, amir olmaz... Olsa da birinin adamı olur, o da bize yaramaz! Bizden olunca yermeyi, yabancı atanınca da ilk ziyaretimizde siyasi, ticari ya da mesleki rakiplerimizi gammazlamak, iftira atmakla başlarız işe. Geçmiş dönem valilerinden biri anlatmıştı: "Bingöl'e yeni atanmışım. İlk mesai günlerim. Adamın biri ziyaretime gelmişti. Yağlı ballı konuştu, biraz memleketi anlatmaya, daha doğrusu gıcık kaptığı insanların tutumları üzerinden örnekler vererek kendisine göre bir Bingöl portresi çizdi. Çıkmadan masama bir not kâğıdı bıraktı. Üzerinden 3-5 isim yazıyordu. Ne olduğunu sorunca, 'Sayın valim yeni gelmişsiniz, bunları tanımazsınız. Bu isimlere dikkat ederseniz iyi olur' deyince kâğıdı alıp eline tutuşturdum ve 'sen kim oluyorsun da bana bunu söylüyorsun' diyerek dışarı attım. Kendi insanını gammazlamaya gelmiş birini bir daha bu makama sokmayın diye de özel kaleme talimat verdim' Dışardan biri geldi mi ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Sonra ne mi oluyor? O dışardan gelen müdür, kendi uhdesindeki hemşehrimiz olan personellere hakarete varan sözler sarf ederek iş yaptırmaya kalkar. Bunun bir örneğini de geçtiğimiz günlerde duydum. Hatta makamından aldığı güçle memleket insanına ayar vermeye kalkıyor. Şaşırdım mı? Asla... Gözümüzü çıkarsınlar. Siyasiler de baka dursun. Kendini bilmezler de çıkarlarına hizmet etmiyor diye sosyal medyada memleketinin yerli bürokratlarına iftiralar atıp dursun. Kendi memleketimizin insanına hasetlik yapar, bunda bir beis de görmeyiz ama başka memleketin insanlarına ise adeta taparız. Prensip olarak bürokraside illa Bingöllü olsun demiyorum. Liyakatli olsun, nereli olursa olsun. Liyakati yoksa, dışardan oluşu ya da memleketli oluşu fark etmiyor. Ama memleketimiz insanını da bu kadar hor görmeyelim. Genel müdürlük yapacak, daire başkanı olacak ya da kurum amiri olup başarılı olacak sayısız insanımız var. Siyaseten ya da farklı bir sebeple bir makama gelip hakkını veremeyenleri ölçü alıp genelleme de yapamayız muhakkak. Dediğim üzere, yerli olalım her alanda. Ama kaliteli, dürüst ve liyakatli elden bırakmadan. Kendi çıkarımıza değil, memleketimizin çıkarına bakarak… Kalitesizi, liyakatsizi sırf yerli diye dayatırsak, o zaman da bu sözü duymaya devam ederiz; “Ne Bingöllüsü Allah aşkına... Yabancı iyidir”
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|