Bir barış elçisi geçti Bingöl'den…

Mesleki ve siyasi kimlikler nedeniyle Bingöl'de çok fazla bir araya gelemesem de özelde çokça görüştüğüm, sohbetinden büyük keyif aldığım, aynı köyden olmanın da verdiği sıcaklıkla her Ankara ziyaretimde bir araya geldiğim, bende yeri ayrı olan kıymetli bir büyüğümdü Kazım Beg.

O, bizler için sadece bir siyasetçi değildi.

Sohbet sırasında öğreten, hatıralarını aktarırken ders veren, bir kanaat önderi olmanın yanında uzun yıllar devam eden birçok kavgayı sonlandıran, küskünlükleri bitiren, toplumsal hafızada derin izler bırakmış kan davalarını sulh ile taçlandıran bir barış elçisiydi.

Siyaseten eleştirilebilir… Siyaset yapıp eleştirilmeyen kim var ki?

Ama insani yönü tanıyan, bilen herkesçe takdir edilen biriydi.

Üç dönem milletvekilliği yapan bir isim için “Ne yaptı?” denebilir. Ama hiçbir şey yapmayan bir ismin üç dönem milletvekilliği yapması da mümkün değildir. Ama az yaptı, ama çok yaptı… En nihayetinde üç dönem toplumun önemli kısmının oyunu alarak bu şehre hizmet etme şerefine nail oldu Kazım Beg.

Yaptığı birçok siyasi hatanın altındaki sebep, büyük değer verdiği yakın çevresinin süreci doğru okuyamamasından kaynaklıydı aslında. Bundan sebep bölge insanları siyaseten kızdılar, yeri geldi aykırı bir yerde oluşa tepkiyle oy da vermediler. Ama siyaset bitince yine Mir, yine Beg, yine önderdi…

Siyasi bedelini ödese de yine de güvendiği o insanlara asla sırtını dönmedi. Bölgesini bir arada tutmak, siyasi ayrışmalardan korumak ve güçlü aile olmanın önemini hissettirerek birliği sağlayabilmiş bir bölge lideriydi.

Ama işin özü; insani yönü güçlü, üstlendiği misyon bakımından küskünleri, kavgalı olanları ve hatta kan davası bulunanları aynı masada buluşturup çatışmaları sulh ile noktalayabilme kabiliyetine sahip yeri doldurulması çok güç bir barış elçisi olmakla birlikte, ‘Mir' olmanın gereğini yerine getirebilen, bölgemizin büyüğü, şehrimizin önde gelen kanaat önderiydi.

Aktif siyasette yer almasa bile şehir siyasetinde herkesçe kabul edilen bir denge noktası olmayı her daim başarabilmiş önemli bir siyaset adamıydı.

Herkes siyaset yapabilir… Milletvekili olunur, belediye başkanı olunur, bir partide il başkanı olunur… Siyaseten birçok görev üstlenmek mümkündür. Ama siyaset kimliğinin yanında bir bölge için önder olmak, hele ki ‘beg' olmak herkese nasip olmayan bir unvan, kıymetli bir meziyettir.

Evet… Bugün bana göre Zıkte yetim kaldı.

Tabi ki bu, Zıkte'nin bölük pörçük olacağı anlamına gelmez.

Şöyle ki, siyasi partilerde genel başkanlar vardır ama bir de liderler…

Zıkte liderini, Bingöl barış elçisini kaybetti.

Muhakkak Zıkte'ye de tıpkı partilerdeki gibi bir genel başkan çıkacaktır.

Ama liderlik zor…

Onca hatıranın hafızada canlılığını koruduğu bir dönemde alınmış acı haber üzerine yazılabilecek çok şey olsa da, her şeyi yazamamanın hassasiyeti ve acı kaybın yürekte bıraktığı sızıyla maalesef el tutmuyor, kalem yazmıyor, kelimeler boğazda düğümleniyor…

Kabrin nur, mekânın cennet, makamın âli olsun Mir'em…