KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Mart 2024 Cuma
7 °C Çoğunlukla açık
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Tahrik ve baskın modası

10 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 06:43
0
6503
6
AA aa

KCK operasyonları, Karlıova'da polise kalabalık içinden seslenen birlerinin “Bugün biz uyumadık, yarın siz uyumayacaksınız” deyişi ve ertesi gün, yani 16 Eylül günü Karlıova'dan dönüş yoluna koyulan çevik kuvvet polislerine Hacılar Köyü'nde kurulan ve 8 polisin şehit edilmesine yol açan ‘mayınlı pusu”…

Daha gözyaşları kurumamışken, 18 Eylül günü Bingöl-Muş karayolu Kardeşler Köyü mevkiinde korumalı (!) askeri konvoya düzenlenen roketatarlı hain saldırı ve 10 askerin şehit edilmesi…

18 şehidin verildiği kentte vücut ısısı yükselmiş, yürekteki yangın her geçen dakika alevlenmiş ve “Artık Yeter” diyen seslerin yankısı kulakları çınlatmıştı. Beyinleri kemiren öfkenin kusulması için düğmeye basılmış, ‘Sivil İnisiyatif' adındaki oluşum duyurularını yaymaya başlamıştı. “21 Eylül günü Cuma Namazı çıkışında Dörtyol Saat Kulesi önünden hareket edilip PKK aleyhine sloganlar eşliğinde İnönü Caddesi'nden Hastane Caddesine, buradan PTT Kavşağına, oradan da tekrar Dörtyol Saat Kulesi önüne gelinecek, dua edilip sessizce dağılacaklar…”

Perşembe gecesi saat 23.12'yi gösterirken hiç beklenmedik bir mesaj düşüyor cep telefonlarına: “Sivil Toplum Örgütlerinin öncülüğünde 21 Eylül 2012 Cuma Namazı sonrasında Dörtyol'da yapılacak Teröre Lanet yürüyüşüne katılımlarınızı bekleriz.”

Mesaj normaldi ama gönderici kısmındaki “Bingöl Belediyesi” ibaresi akla ziyandı.

Ve ne yazık ki, Cuma sabahı hiç de istemediğimiz bir acı haberi daha servis ediyoruz: “PKK ile sıcak temas sağlandı. 1 korucu şehit, 2 asker yaralı…”

İşte bu haber, günlerce gerilen iplerin kopuşunun habercisiydi.

Dörtyol'da Cuma Namazı için beklemeye koyulmuşken yeni bir bilgiye ulaşıyorum: “Şehit olan köy korucusu Mehmet Çintay'ın köylüleri BDP'ye saldıracakmış. Vali Bey de bu istihbarı bilgi üzerine mitingin iptal ettirilmesini istemiş. Namaza 1 saat kala en kritik ama mecburi olanı tercih eden Vali Bey de iptal duyurusunun Camilerden deklare edilmesini, olası sıkıntıların bu yolla önlenmesini öngörüyor”

İyi niyet çerçevesinde yapıldığına inandığım bu iptal girişimi ne yazık ki sonraki aşamada yerini bulamamıştı.

POLİS DUYGUSALLIĞINA YENİLDİ

Namaz bitmiş, daha nefesler yutulmamışken bir kargaşa sesi duyuluyor ve camilerden çıkanlar soluğu BDP binası önünde alıyor. Birkaç dakika sonra alanda oluşan büyükçe bir kalabalık, öfkesini kusuyor, eline geçeni BDP binasına atıyor.

Ancak polisiye önlemler öyle bir dar açıya bürünüyor ki, bu tablo “mahallede misket oynayan çocuklarının kavgasını ayırmaya çalışan arkadaşlarının” halini aratmıyor. En ironik hal ise ‘Akrep' adı verilen zırhlı aracın üzerine her önüne gelenin çıkması… Hele ki, bölgedeki esnafların camlarının kırılması ve bir esnafa ait olduğunu öğrendiğim “21 plakalı” otomobilin hurdaya çevrilmesi… Ya BDP tabelasını indirmek için o zırhlı aracın üzerine çıkartılıp bu işe yardımcı olunması… Hangi mantık, hangi emir bunu hayata geçirebilir anlamıyorum. Evcilik mi oynanıyor yoksa?

En son sıktığı biber gazını en başta sıkması gereken polis, maalesef duygusallığına yenildi. 1 haftada 19 şehit verilmesi elbette ki tüm Bingöl'ü derinden üzmüştü ve vicdanını yitirmemiş tüm insanlar teröre lanet yağdırmıştı.

Tabi ki güvenlik gücü mensupları arkadaşlarını, meslektaşlarını, kardeşlerini kaybetmişlerdi… Acıları büyüktü ve gözyaşlarıyla anlatılacak bir tarif değildi bu. Ancak, her ne olursa olsun görevde duygusallığa yer yoktu.

Saldırganlar engellenmeli, o cadde tümüyle abluka altına alınıp en azından yarım saat BDP binası bölgesinden geçişe izin verilmemeliydi. Polisin “buna mani olamadık” deme lüksü yoktur. Nasıl ki, biber gazıyla kalabalığı dağıttın, bunu yaparak kimseyi yaklaştırmayabilirdin de.

Yaklaştırdınız da ne oldu? Hadi levha indirildi, saldırganlar BDP Binasını taşlarken sizler de deşarj oldunuz. Sonuç?

BDP'ye şu kozu verdiniz: “Sizin mekânı dağıtmalarına göz yumduk. Siz de yarın çıkın sokaklara, nasıl olsa izinsiz göster olacak, bizler de müdahale ederiz ve Bingöl Hakkâri'ye dönüşür.”

Zaten birçok güç tarafından istenen tablo da buydu ve ne yazık ki, duygusallığın sonucunda BDP ‘haklı' pozisyonuna geçti. “Nefsi müdafaa” denildi ve oluşması muhtemel tablonun kalan kısımlarının tamamlanması için düğmeye basıldı.

Sosyal paylaşım sitelerinden duyurular yapıldı ve hafta sonu Bingöl tarihinde ilk kez tanıklık edilen sokak çatışmaları tedirginliği zirveye ulaştırdı. Aslında o gün, “Hakkâri'de, Şırnak'ta, Şemdinli'de, Yüksekova'da yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu hissettim” ve Bingöl'de olduğum için şükrettim.

O MESAJ…

Günlerdir tedirginliğin zirvede olduğu kentte hayat normale döndü ancak onca yaşananlar hafızalarda derin iz bıraktı.

Vali Bey mitingi iptal ettirmekle en doğru kararı verdi. Camilerde ‘iptal' duyurusu yapılması da önlem açısından önemli bir adımdı ancak polisin doğru harekât kabiliyetini yitirmesi ve duygusal davranması önlem perdesini ikiye bölen bir makas misali oldu. Bir diğer üzüntü verici tablo, saygı duyulan ve toplum nazarında hassasiyeti bulunan ‘Müftülüğün' bu olaylar kapsamında “kışkırtıcı ve organizatör” olarak lanse ettirilmesi. Müftülük, Valiliğin talimatına itiraz etse de bu duyuruyu yapmıştır ancak girişimlerin bu şekilde yorumlanması ve din hizmeti veren bir kurumun bu denli hedef gösterilmesini de yakışıksız buluyorum.

Ve gelelim o mesaja. Yani belediye Başkanı Serdar Atalay tarafından atılan ve olayları tetiklediği vurgulanan o mesaj… Aslında hesap başkaydı ama…

Hani bir atasözü vardır “Evdeki hesap çarşıya uymuyor” diye… Bu da öyleydi. Bu siyaset arenasında birçok siyasi kişi rakibini bitirmek için yoğun çaba sarf eder, akıl almaz oyunlara başvurur. Ama Allah'tır… Bazen kendi kendini bitirenler de olabiliyor.

Bana göre Belediye Başkanı Serdar Atalay siyasetinin en büyük kumarını oynuyordu. Ya atacaktı, ya batacaktı. Devam için bir formül gerekliydi. Bana göre bu formül de şuydu: “AK Parti'nin mahalli kanadında hiçbir seçilmişin yapamadığını yapıp, bu terör eylemlerinin yoğun olduğu bu günlerde büyük bir vatanperverlik, gerçek bir milliyetçilik, olağanüstü bir PKK karşıtlığı halkta önemli bir karşılık bulacak, PKK'ya karşı önemli bir öfke besleyen halk kendisine büyük ilgi duyacak. Arada BDP Milletvekili İdris Baluken'le de atışmak bu yarışın başarıyla sonuçlanmasına önemli bir katkı sunabilir”

Dedim ya, evdeki hesap çarşıya uymuyor.

BİRİLERİNİN DEĞİL, HERKESİN BAŞKANI OLUN

Serdar Bey'e bir önerim olacak. Lütfen bırakın da ülke gündemiyle ilgili sözleri milletvekilleri sarf etsin, ülke sorunlarını onlar tartışsın. Seçildiğiniz gün önemli bir söz sarf etmiştiniz: “Ben AK Partililerin değil, görüşü ne olursa olsun tüm Bingöllülerin belediye başkanıyım”

İnsanlar sizden mesaj atmanızı, eylemleri körüklemenizi, sağda ya da solda yer almanızı, Saat Kulesi önündeki basın açıklamalarına katılmanızı beklemiyor. İnsanlar yol istiyor, su istiyor, temiz bir kent istiyor. Aylardır sular akmıyor ne yaptınız? Depo yapılıyor diye millet dilim varmıyor söylemeye ‘pislik içinde' dolaşıyor. Bir yaz boyunca araçlar hurdaya dönüştü ondan sonra yağmurlu günde yollara ‘geçici asfalt' döktünüz. Bazen, insanlarla alay ettiğinizi düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi.

Bazı önemli işleri başardınız ama hepsi de saçbaş oldu. Bunca çalışmayı başka bir başkan yapsaydı, inanın bu memleket heykelini dikerdi. Selahattin Kaya sadece bir karışlık asfalt döktü diye insanlar 18 yıldır hala ondan bahsediyor. Siz koca altyapıyı yapıyorsunuz ama kimse kalkıp bize “Allah razı olsun, Bingöl'ün yılların kangrenleşmiş sorunu çözüyor” demiyor. Neden?

Askeri alanlardaki levhaların üzerinde “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır” diye yazar. Bu güzel cümleden yola çıkarak şunu söylemek isterim ki, vatanınızı çok seviyorsanız üstlenmiş olduğunuz görevi layıkıyla yerine getirin yeter.

BELEDİYEYE SALDIRI

BDP Binasına saldırıyı “gelecekte doğacak sıkıntılar” ve “bir siyasi partiye bu şekilde saldırı olmamalı” düşüncemden ötürü doğru bulmadığımın altını çizerken, Bingöl Belediyesi'ne yapılan saldırının da çirkin olduğunu vurgulamak, saldırıda darp edilen Belediye Özel Kalem Müdürü Servet Beki Bey'e de geçmiş olsun dileklerimi aktarmak istiyorum.

BDP'ye saldırıyla birlikte ‘saldırı düzenlemek' kentte moda haline geldi. Birileri BDP'ye, BDP'liler bir yerlere, başkaları Belediyeye… Ne oluyoruz beyler? Bu ne hırçınlık, bu ne şiddet yanlılığı? Bu memlekette neyi paylaşamıyoruz? Düne kadar BDP'li, MHP'li aynı masa etrafında çay içerken, şimdi insanlar selamlaşmaktan kaçınıyor. Her önüne gelen amacına ulaşamadığında kamu kurumlarını, siyasi parti binalarını mı basacak? Bu da aslında bir provokasyon ama…

Polisin suçluları kısa sürede bulmasını, adaletin de gerekli cezayı vermesini temenni ediyorum. BDP'ye saldırıda da, BDP'lilerin çıkardığı olaylarda da, Belediyeye saldırıda da suçlu, tahrik eden kim varsa tespit edilmeli, gereken hukuksal ceza verilmeli.

Bu memleket huzur istiyor. Ötesi var mı?

Vesselam…

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
islamcı21 (@Misafir_10041)
28 Ekim 2012 Pazar 17:06
BDP=PKK=TERÖRİST=DÜŞMAN EE yazar bey kelimeleri çok güzel kurmuşsun şehitlerden bahsetmişsin ve bu şehitlerin katilleri kim yukarıdaki şemadan belli olmuyormu yoksa peki o zaman yukardaki şemaya bakarak devletin ve milletin elele verip bu düşmanı yok etmesi kadar doğal birşey varmıdır sayın yazar Amedden Saygılar
gencli (@Misafir_9924)
15 Ekim 2012 Pazartesi 13:59
sayın yazar; polis o tavrı takınmamış olsaydı eminimki cok daha kötü sonuçlar olabilirdi. yazında belirttiğin 'BDP lilerin yapmayı istediğini' belki o zaman gılbeliler yapardı. Bence bingöl polisi bu olayda alnının akıyla çıkmıştır. Hepisini kutluyorum. Son olarak lütfen artık serdar atalay üzerinden prim yapmayı bırak. Nitekim asıl sen farkında olmadan birilerinin ekmeğine yağ sürüyorsun haberin olsun. Ha bu arada bu yazıda biraz geç kalmadınmı? Çünki geç gelen bilginin bir kıymeti harbiyesi yok. Olan oldu. davulu çalan çaldı.
Derman (@Misafir_9913)
14 Ekim 2012 Pazar 11:12
Birilerini yererken birilerini masum göstermek ne derece hakkaniyete uygundur.Olayları hiç bir şekilde tasvip etmek mümkün değil.İnsaf ölçüsünü de kaçırmamak lazım.Faturayı Bingöl ödüyor unutmayalım.
çewliğli (@Misafir_9878)
11 Ekim 2012 Perşembe 12:21
sadece yaşasın zalimler için cehennem niye mazlumun yanında yer almıyorsunuz niye gerçekleri yazmıyorsunuz adalet vicdan feraset hani nerede iktidara yakın olmak şirin gözükmek nereye kadar Allah aşkına ölüm var hesap var ne olur
kij mirzun (@Misafir_9877)
11 Ekim 2012 Perşembe 12:14
allah senden razı olsun çok güzel yazmışsın bdp ye saldırdıkları gün polisler izliyor du hatta bir korucumu yakınımı bilmediğimiz biri o kalabalıgın içinde pompalı tüfek arabanın camından dışarı çıkardı allah için soruyorum orada o tabela akp tabelası olsaydı ve o saldırganlar bdp li olsaydı ve elide silah olanda bdp sempatizanı olsaydı polis ne yapardı inan edin polis onu indirirdi kanasla. sadece izliyordu evdeki hesap çarşıya uymadı..evet.. benimde bi sözüm var etme bulma dünyasıdır eden bulur
bayram günçe (@Misafir_9860)
10 Ekim 2012 Çarşamba 12:57
Kılıçtan daha keskin olan kalem ve kelamlar,memleketin selameti için mürekkep ve belki de gözyaşı döktüğü sürece,tahrikler ve muharriklerin emelleri kursaklarında kalacaktır.!
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın