Ohal, bu hal değildir!

Bir dönüm noktası olacaktı!

Herkesin heyecanla ve “bu kez kazanacağız” ümidiyle beklediği maça saatler kala, köprünün yıkım nedeniyle kapılı oluşuna aldırış edilmeden stadyumun yolu tutulmuştu!

Gidişat pek de iç açıcı olmasa da, yüreklerdeki “Bingölspor sevdası” ve Pazar günlerinin belki de yapılabilecek tek sosyal aktivitesinin devamına dair arzular, yormamıştı insanımızı! Hele ki, kilometrelerce yolu kat edip takımını hiçbir zaman yalnız bırakmayan cefakâr taraftarı!

Sosyal faaliyetlerin derinliklerini yaşayan ancak futbolla arası pek de iyi sayılmayan bir kimse olarak, Bingölspor'u ayrı bir kefede tutup destekler sunma çabamızdan vazgeçmedik hiçbir zaman!

Lakin Pazar günü Bergamaspor ile oynanan ve aleyhimize sonuçlanan maç sonrası yaşanan kısmi gerginliklerin sosyal medyaya yansıyan bölümü, sinir bozucu ve ‘yakışıksız' olarak tarif edilecek türdendi.

‘Bir türlü istediği başarı çıtasına ulaşamayan bir takımın' taraftarının yaşadığı stres ve gerilimi, ancak “yaşayan bilir” sözüyle özetleyebiliriz. Bergama'da karşılaşılan şiddet ve hakaretlerden sonra, burada da yenilgiyle sonuçlanmış maç sonrası ortaya çıkan istenmedik taraftar olayları, futbolun doğası sayılabilecek bir manzara görülse de, elbette “sükunetin hakim olması” temennimiz her daim yüreğimizde ve dilimizdedir.

İlimizde taraftar olaylarına sık rastlanmasa da, Bergama maçı sonrası sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, polisin ağza alınmayacak hakaret ve küfürler savurması ise olayı farklı boyutlara çekmeye yetiyor da, artıyor bile!

Malumunuz, Olağanüstü Hal (OHAL) dönemindeyiz. Polise verilen yetkilerin de bilincindeyiz. Ancak hiçbir dönem ve yetki, küfrü meşru kılamaz, polisin bu tutumunu haklı gösteremez! Suçun cezası, yasalarla sabittir. Polis, kanun koyucu değil, uygulama sürecinin bir parçasıdır. Varsa bir suç, elbette suçluyu yakalar ve hukuka sevk eder! Bu süreçte şiddet uygulama ve hakaret etme lüksüne sahip değildir! Milletin can ve mal güvenliğini korumakla görevli bir polisin, hizmet etmesi gereken insanlara hakaret etme hakkı yoktur, olamaz!

Bir polis kardeşi ve Emniyet teşkilatını yakından tanıyan biri olarak, hakaret ve küfürleriyle polisin sabrını zorlayan, tahrik içerikli söz ve eylemleriyle polisi şiddete sürükleyen çapulculara karşı polisin öfkeyle hareket ettiği anları biliyorum! Fakat buradaki maç sonrası yaşanan olaylarda, sırf polisle çatışmak için çaba içerisinde olan, polise olmadık hakaretler eden taraftar grubundan söz etmek mümkün değildir!

Uyarıları dikkat almayan, taş atan veya şiddeti körükleyen varsa, elbette polis, güvenliği sağlamak ve suç işleyenleri gözaltına almakla görevlidir! Ancak, küfür ve hakaret edilmesi kabul edilemez!

Yaşanan olayın sosyal medyadaki algısı da, üzücüdür ki, Emniyet teşkilatını hedef alana bir tutuma dönüştürülmek istenmektedir. Taraftarların küfür ve hakarete maruz kalması ne kadar kabul edilemez bir durumsa, bir polisin kişisel hatasından dolayı tüm Emniyet teşkilatının töhmet altında bırakılması ve tüm polislerin bu tutumda olduğunu düşünmek de o kadar hatalı ve kabul edilemezdir.

Polis ile halk arasındaki güçlü bağların bu tür vakıalarla tahrip edilmemesi için gerek taraftarların ve kamuoyunun, gerekse Emniyet teşkilatının sağduyulu ve dış müdahalelerle oluşturulmak istenen tahriklere karşı dikkatli olması gerekmektedir. Bu tatsızlık üzerinden kamuoyunu yanlış yönlendirip polis ile halkın arasını açma çabasında olanların ekmeğine de yağ sürülmemeli!

Burada Sayın Valimizin, İl Emniyet Müdürümüzün ivedilikle konuya müdahil olmasını bekliyor, oluşturulmak istenen tahriklerin önüne geçilmesi adına kamuoyu vicdanını rahatlatıcı bir açıklama yapmalarını diliyorum.

Hiçbir şekilde, OHAL durumu bir mazeret olarak öne sürülmemelidir. Çünkü bu OHAL, bu hal değildir!

Vesselam…