İmama kızan dine küsüyor!Daha önceki bir yazımda benzer bir hususa dair görüşlerimi paylaşmıştım. Ancak dün izlediğim bir video, İslam'a yönelik algıların hangi yönlü ilerlediğini bir kez daha göstermiş ve “söylemezsem olmaz” dedirtmişti. Öncelikle altını çizelim ki, birçoğumuz İslam'ı doğru bir şekilde hayatına nakşetmiş Müslüman değiliz. Hata yapan, kusuru bulunan günahkâr Müslümanlarız. Ancak günahkâr olmamız, İslam hakikatlerini görmezden gelmemize gerekçe olamaz! Hatalarımızın farkına varabilmek, tövbe edebilmek ve kusurlarımızı en aza indirgemek temel felsefemiz olmalıdır! Ancak toplumsal bakış açılarındaki değişime değinmekte yarar görüyorum! Nedir bu değişim? İslam Hukukuna aykırı her türlü sorunlu davranışın “modernizm” ya da “demokrasi” adı altında meşrulaştırılıyor ve toplum bir süre sonra buna alıştırılıyor! Öyle ki, sonrasında hakikate karşı geliştirilen söylemler daha güçlü bir hâl alıyor. Neden mi? Ehlisünnet itikadına sahip İhsan Şenocak hoca bir sosyal medya paylaşımı yaparak kızlarımızın olması ve durması gerektiği ölçüyü hatırlatıyor ve kıyamet kopuyor! “Voleybola karşı mısınız? Kadın voleybolcuların giyimine mi karşısınız?” ve benzeri birçok söylemle saldırıya geçen güruh, hocaya Arabistan'a gitmesi gerektiğini de söylemekten geri durmuyor! Peygamber Efendimizin Arap olması, Arabistan'ın çok iyi bir İslam ülkesi olduğu anlamını taşımıyor! İhsan Şenocak hoca, kimsenin giyimine karışma amacında olmadığını, sadece Müslüman kızlara İslami bir ölçüyü hatırlatarak popülizmin etkisinden sakınmalarını hatırlattığını ifade ediyor ama nafile! Sözde demokratlar salyalarını akıtıp ağız dolusu haksız ifadeyi etrafa fütursuzca savurmaya ve linç girişimine devam ediyor! Ve hoca ekliyor; “Sadece kızların yer aldığı sportif faaliyetler yapılabilir. Benim bildiğim çok başarılı kızlarımız var” Dedim ya, bir kere hedef bulunmuş ve bu bahanelerden sebep üreterek İslam'a saldırı başlamıştır! Bu ülkede dinsizliği savunanlar linç ediliyor mu? HAYIR! Ahlaksızlığı “demokrasi” kisvesi altında dayatmaya çalışanlar linç ediliyor mu? HAYIR! Ama bu ülkede İslam adına hakikati savunanlar anasından doğduğuna pişman ediliyor mu? EDİLİYOR! En başta da Müslümanlar tarafından! Yahu İslam hakikatine göre yaşayamıyorsak, hakikati inkâr edip kendi yaşamımıza ve günümüz şartlarına göre bir din yorumunda bulunamayız. Yanlış yanlıştır! Neden buna “doğru” denilmesinde ısrar ediyoruz ki! Allah'ın kelamına karşı gelmekle “demokrat”, Peygamber sünnetini inkâr ederek “çağdaş ve modern” olunmuyor! İbadetimiz eksik olabilir, kusurlarımız bulunabilir ve “günahkâr” olabiliriz ama bunu saçma sapan savunmalar ya da yorumlarla örtmeye çalışmaktan da vazgeçelim! Hatta yetmiyor, bundan siyaset devşirenler oluyor! Eleştirmekte mahiriz ya! “Hırsızlık yapanlara ses çıkarmayanlar, sporcuların giyimiyle uğraşıyor!” diyenler ve dahası..! El insaf! Bu insan, hakikati söyledi diye defalarca soruşturmalara maruz kaldı ve en sonunda kamudaki görevini bıraktı! Hükümete “bu insanlara sahip çıkın” diyenlerin sesini de kendilerinden başkası duymadı! Hani bu Hükümet çok dindardı, dindar nesil yetiştirmek için İmam Hatipler açıp duruyordu? Demek ki mesele; İslam hakikatini söylemek değil! “Benim yanlışımı söyleme”dir! Sırf bu yüzden de nice hocalar görevden alındı, sürgün edildi! Hepsi de bu Hükümet döneminde! Hükümete yaranmaya çalışan hocalar yok mu? Var tabi ki! Onlar hakikati kısık sesle söylerler, haliyle kimse duymaz! Neden? Bir mevki kaybı yaşanmasın ya da ileride bir makam kazanılsın diye! Aslında tepkiler refleks olarak hocanın söylediği hakikate değil! Hocanın cübbesine, sarığına, hocalığına! Çünkü öyle bir hale getirdiler ki, cübbeden, sarıktan ürker oldu insanlar! Daha doğrusu Müslüman'ım diyenler! Çarşıda yarı çıplak dolaşan birini görünce “modern” diyoruz, değil mi? Serbest alkol almak için farklı bir ile gidip gelenlerin sohbet ortamlarında o bölgeler için “çok güzel, kimse kimseye karışmıyor! Çok medeni bir yer” demiyor muyuz? Bu sohbetlerdeki “medeniyetin” ölçüsü ne? Herkesin serbest alkol alabilmesi! İnancı gereği çarşaf giyen bir kadın ya da cübbe giyen bir erkeği çarşıda o halde görünce nasıl bir duygu yaşıyoruz? “Bu kim? Necidir? IŞİD mi? Hangi cemaatin mensubudur acaba?” gibi nice düşünceler geçiyor aklımızdan! Ve hiç kimse de bu insanlara modern ya da medeni demiyor! Çünkü medeniyet, Mehmet Akif'in de dediği gibi “tek dişi kalmış canavar”dır! Bir de İslam'a aykırı tutum ve davranışlarda bulunanlara yapılan uyarıların tepkiyle karşılık bulması var! Hataları söyleyenlere karşı “Her koyun kendi bacağından asılır” diyerek savunmaya geçiyoruz! Ama meydanda kendi ayağından asılan koyunun kokusunu herkesin rahatsız ettiğini unutuyoruz! Madem her koyun kendi bacağından asılıyor, neden aile fertlerimize müdahale ediyoruz? Hani medeni ve moderniz ya! Bırakın kız çocuklarınızı diledikleri gibi yaşasınlar! Gece eve de gelmesinler! Alkol masalarında sızıp kalsınlar! Niye müdahale ediyorsunuz? Demokratlık bu mu? Yoksa Allah'tan korkmayıp “milletten utanıyoruz” diye mi bu kısıtlamalar? Kimse kimsenin yaşam tarzına müdahale etmemeli elbet! Nihayetinde aykırı yaşayanlara öteki dünyada da “hadi cennet” denilmiyor! Herkes cezasını ahiret hayatında çekeceği gibi doğru yaşamın mükafatını da alacaktır! Ancak bir Müslüman, bir başka Müslüman'a hatasını söyleyebilmeli, hatasından vazgeçmesini tebliğ edebilmeli! Bu, Allah'ın emridir! Bunu tartışacak haddimiz de yok! Bu uyarı ya da hatırlatmalar yapılırken de kişi rencide edilmemeli, uygun bir üslupla hatadan vazgeçmesi sağlanmalı! Aksi halde ters tepebiliyor, tepkiyle karşılanabiliyor! Müslümanların hatasını, günahını herkes tartışır, herkes ağzına geleni söyler..! Son dönemlerde imamlara sövmek, Diyanet'e saydırmak moda oldu. Eleştirilecek birçok yönleri var elbet! En önemlisi de, siyasallaşma alanındadır! Ama İslam, Diyanet'in de tekelinde değil, Hükümetin de! Olmamalıdır da… Sırf Diyanet'in siyasallaşması yüzünden Cuma'ya gitmeyen binlerce insan var! Allah'ın kelamını anlatırken bile bir şekilde Hükümete bağlamanın manası nedir? Her hutbede Hükümete güzellemelerde bulunmak da kabul edilemez elbet! Dini Pazar kılarsan kendine, dine karşı da bir Pazar oluşur tabi ki! Müslümanların sakınması gereken en önemli hususlardan biri de budur! Sonuç olarak; kötü tüccara kızıp parayı çöpe atmıyorsak, imama da kızıp dine küsemeyiz! Hakikati söyleyenlere sahip çıkmalı, bireysel hataları dine mal etmekten de kaçınmalıyız! YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|