İhmaller ve iftiralar zinciri!Yaşanan onca ihmale, onca probleme ve sıkıntıya rağmen büyükşehirlere gitmekten vazgeçen var mıdır? Mesela İstanbul… Adı telaffuz edilince bile heyecanlandıran şehir… Kimi tarifte “Aşkın Şehri” Kimi tarifte “Medeniyetin Beşiği” Kimi tarifte de “Kültür Başkenti” diye nitelendirilir. Her karış toprağına ayrı bir anlam yüklenir, her bir köşesi farklı bir yorumla dilden dile, gönülden gönüle nakşedilir. Oysa her gün binlerce olay yaşanır. Onlarca cinayet, onlarca felaket, sayısız problemler. Bu sıkıntılara rağmen sevmekten vazgeçmiyor, gitmekten geri durmuyoruz bu kadim şehre. Öyle değil mi? Çünkü sevgi vardır, sevdiklerimiz vardır… İşte İstanbul kadar büyük bir medeniyete ev sahipliği yapılmasa da, doğduğumuz, büyüdüğümüz ve doyduğumuz şehir Bingöl'e de böyle bir sevgi, böyle bir muhabbetle bağlıyız. Ne diyordu Vizontele filmindeki belediye başkanı o efsane konuşmasında? İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki, bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir. İşte böyle bir duygudur sevmek ve ait olmak… Mali ya da farklı sebeplerden ötürü yaşanan güncel problemleri ve biraz da dedikodu muhabbetlerini çıkarırsak içinden, Bingöl'de yaşamaktan kim, neden şikâyet eder? Doğası, yiğit ve misafirperver insanlarıyla gönüller kazanmış bu şehirden kim, neden şikâyet eder ki? Şehrimizin eksikleri yok mu? Elbette var. Bu şehirde sorunlu insanlar bulunmuyor mu? Tabi ki bulunuyor! Ama bu sorunlar bu şehri sevmemize engel, burada yaşamamıza mani değildir. Sevmek, kusurları görmemektir. Belki de yaptığımız budur! Sevdiğimiz memleketimizin kusurlarını görmemeye çalışmaktır. Sevgimizi içimizde yaşadığımız gibi, tepkilerimizi dışa da vurabiliriz. Medeni, olgunluk ve ferasetle yapılan her eylem haktır, herkes bu hakkını sonuna kadar kullanabilir. İşte bunlardan biri 6 Aralık 2021 akşamı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Bingöl Pir Ali Kız Öğrenci Yurdu'nda yaşandı. Bir erkeğin yurda girmesi ve öğrencilerin protesto gösterileri ülke gündeminde birinci sıralara kadar yükseldi bir anda. Hadisenin yaşandığı an itibariyle gelişmeleri yakından takip etmiş, “şehri koruma, adına leke gelmesini engelleme” içgüdüsüyle hassas davranmaya çalışmıştık. Ancak bu, gelişmelere kör ve sağır olmamızı gerektirmiyordu. Görmezden gelmemiz, özellikle güvenlik zafiyetini tasdik ettiğimiz ya da önemsiz kabul ettiğimiz anlamını taşırdı. Bu da bir vebaldi, bu vebali de üzerimizde taşıyamazdık! Olayların sosyal medyada geniş yer bulması ve tepki fitilinin ateşlenmesi üzerine birçok iddia gündeme geldi. Kız öğrencilerin iddiası; “Sarhoş şahıslar yurdun 3. Katına çıkıp odalara girmeye çalıştı. Daha önce intihar vakası yaşandı, o pencereyi kameralar görmedi. Bıçaklı kavga yaşandı duyarsız kalındı, yemeklerimizle ilgili sorun yaşıyoruz” diye uzuyor… Olayın vuku bulduğu ilk dakikalarda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yetkililerinin “Down Sendromlu bir genç yurda girmiş, güvenlik gerekli müdahalede bulunarak dışarı çıkarmıştır” açıklamasını yayınlayarak olayı doğru bir şekilde duyurmaya gayret gösterdik. Aradan iki gün geçtikten sonra yapılan resmi açıklamada ise “Müdürlüğümüzce gerekli yasal ve idari işlemler başlatılmıştır. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimiz için gerekli güvenlik tedbirlerinin üst düzeyde alındığı, öğrencilerimiz ve ailelerinin konu ile ilgili müsterih olmaları gerektiği bilgisi, kamuoyuna saygıyla arz olunur” eklemesi yapıldı. Bu süreçte ne oldu? Olay sosyal medyada viral oldu, güvenlik zafiyetinin olumsuz sonuçları üzerinden bilen bilmeyen herkes yorum yaptı ve Twitter'da tt olundu. 14 Bine yakın tiwit atıldı. Paylaşımlar incelendiğinde sol örgütlerin bu alanda daha aktif olduğunu gördük. Çok sayıda sahte hesabın da bu olayı körüklediği gerçeğini de hiçe sayamayız elbette. Ama haklı gerekçelerle gösterilen binlerce tepki de yerindeydi. Tepkileri ve olaya dair bulgular irdelendiğinde şu soruların yanıt bulması elzemdir;
Ülke gündemine düşen olaylar karşısında açıkçası Avrupa-i bir yaklaşım beklemiyorum. Birileri hesap verecek de, görevle ilgili birileri istifa edecek veya görevden alma olacak da… Ülkemizde, hele ki ilimizde böyle bir şey beklemiyoruz elbette. Üsttekiler fıstığını yemeye devam eder, “alttakilerin canı cehenneme” misali… O akşamki güvenlik görevlileri hakkında idari soruşturma açılır, bundan sonraki süreçte güvenlik personelleri biraz daha dikkatli olur, bu yaşananlar da unutulup gider. İlgililere tavsiyem; kurum içinde bir birinizin açığını arayacağınıza, kurumdaki açıkları kapatmaya kafa yorsanız daha güzel neticeler elde edersiniz. MİLLETİMİZİN VİCDANI KIZLARIMIZA KALKANDIR! Ve madalyonun bir diğer yüzüne bakacak olursak, orada da Bingöl hakkında savrulan binlerce haksız ithamı görürüz! Sosyal medyada; ihmali sorgulamak yerine sahte hesaplarla şehri ve bu şehrin insanlarını kötülemeye çalışanlar, iftiralarla olanlardan siyaset devşirmeye gayret edenler ve temizliğe ihtiyaç duyulan ağızlarıyla necaset saçanlar... Bilesiniz ki, üflediğiniz ateş sizi yakacaktır. Hayatı boyunca insanlara yardımcı olmamış, düşenin elinden tutmamış, nezaket ve ferasetten yoksun insani görünümlü sosyal medya fesatlarının Bingöl'e, Bingöl insanına ve Zazalara bunca hakaretini aynen iade ediyor, bu iftiraları okuyanların da bunlara itibar etmemesini diliyorum. Burada “açım” dediğinde karnın doyar, “açıkta kaldım” dediğinde barınacak yerin olur. Kadim bir şehir olan Bingöl, yurttaki kızlarımızın canını da, iffetini de korur, bundan en ufak bir tereddüt de duymaz. Bireysel kusurlar şehre mal edilemez, onca güzellik bir çirkinlikle yok sayılamaz. Ailelerimiz kendi evlatlarına ne kadar güveniyorsa, onları koruyacak bir şehir olduğuna da o kadar güvenmeli. Bilsinler ki, milletimizin vicdanı onları her türlü tehlikeden korumaya muktedir bir kalkandır. Vesselam…
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|