Hedefi olmayan şehir! bingöl“Abi ne iş olsa yaparım” diyen adamın elinden hiçbir iş gelmediğine inanırız. Değerli bir arkadaşım, sosyal paylaşım sitesinde sitem dolu paylaşımlarda bulunuyor ve Bingöl'ün gelişimdeki ağır adımlarının kabul edilemez olduğundan yakınıyordu. Söz dönüp dolaştığında “14 ilde şehir hastanesi yapılıyor, bunlardan biri Elazığ. Neden Bingöl için de bunu istemiyoruz. Üstelik o kadar oy verdik ama hesap soramıyoruz” Bölge müdürlüklerinin merkezi konumundaki Elazığ'a olan bağımlılığımızın ezikliğinin sinirlerine yansıdığını hissettiğim arkadaşım, bir bakıma haklıydı ama haksız olduğu noktalarda vardı. Haksızlık ona değil, tüm şehre aitti. Neden mi? Şöyle geçmişten bugüne bir hafıza sorgulaması yapacak olursak, “Bingöl şu (?) noktada birleşip tümüyle bu konuya odaklanarak kalkınma hamlesi yapmak istedi” denilebilecek bir hususu hatırlayanınız var mı? Şehir olarak en büyük sıkıntımız, hedefimizin olmaması. Her esnafın, işverenin, kurumu bir hedefi vardır fakat şehir olarak ortak bir hedefte buluşamıyoruz. Hayvancılık şehri mi? Tarım şehri mi? Sanayi şehri mi? Turizm şehri mi? Üniversite şehri mi? Yoksa hastane şehri mi? Birçok il, bir konu üzerine yoğunlaşıyor ve tüm dinamikler bu konu üzerinde elinden gelen gayreti sarf ederek planlı bir program dahilinde hedefe doğru ilerliyor. Amasya ‘elmanın merkezi', Malatya ‘kayısının merkezi', Diyarbakır ‘karpuzun merkezi' nasıl oldu? Kayısı ağaçları gökten mi indi? Nasıl oldu da tüm şehir kayısı üretimine dayalı bir ekonomiyle hayatını sürdürüyor? Bingöl ne yapıyor? Yıllarca “Meşhur Bingöl Balı” denildi ama büyükşehirlerdeki dostlarımıza gönderdiğimiz tüm balların şekerlendiğini öğrendiğimizde utancımızdan yüzümüz kızardı. Balın hakkını veremedik, emek harcamak yerine kolay yöntemleri tercih ederek tek celsede daha fazla para kazanmanın hesabını güttük. ‘En çalışkan hayvan türü olan arıları' bile kötü emeller uğruna yorup namına leke sürdük, çalışkan varlıkların yanlış yönlendirmeler sonucu nasıl hata yaptıklarına örnekler yarattık. Tarım ve özellikle hayvancılık faaliyetlerine yönelik adımlar atılmak istense de devletin “gelin korucu olun” çağrısına uyan ve bu umutla yıllarca çaba harcayan insanımız, maalesef hayvan beslemeyi ‘ticari mantıksızlık” olarak algıladı ve üç beş kez nöbet tutup asgari ücret maaş almanın, elin tezeğe, ete, süte değmeden daha fazla para kazanmaktan makul olduğunu düşündü. Sanayileşmenin çok güç ve hatta imkânsız olduğu kanaatindeyim. Genel mantık ‘devlet arazilerine konma' olunca verilen arazilerin nasıl boş kaldığını yıllardır görüyoruz. Bu yüzden sanayi şehri olma hayallerinin ertelenmesi, hatta hafızalardan silinmesi gerektiği kanaatindeyim. Bal üreten, ceviz yetiştiren, pekmez üreten, peynir yapan üreticilerimiz var elbette. Ama dağınık bir yapı olunca hepsi cılız ve sadece ‘kendine yeten' bir halde kalıyor. Öncelikli adım ‘hedef belirlemek' olmalı; Malumunuz, Mayıs ayı dedi mi, Bingöl'den birçok kişi çalışmak umuduyla büyükşehirlere gidiyor. Kimi iş buluyor, kimisi bulamadığı için dönüyor. İş ararken genellikle işverenlerin “Bir mesleğin var mı? Bu işi yapabilir misin? Daha önce bir deneyimin oldu mu?” sorusuyla karşılaşırlar. Ve genellikle de “Abi ne iş olsa yaparım” yanıtı verildiğinden, işverenlerin “Ne iş olsa yaparım diyen adam hiçbir iş yapamaz. Vasıfsız elemandır” tavrı kaçınılmaz oluyor. Haliyle iş bulabilmek için bir başka işletmeye uğramak gerekiyordur. İşte Bingöl'ün genel hali de budur; “Ne iş olsa yaparım” Her işi yapabileceğimizi düşünüyoruz ama hiçbir iş yapamıyoruz. Daha ne yapacağımıza karar verememiş bir iliz. Demin de bahsettim ya, Hayvancılık şehri mi? Tarım şehri mi? Sanayi şehri mi? Turizm şehri mi? Üniversite şehri mi? Yoksa hastane şehri mi? olacağımıza karar verememişiz. Bir hedefimiz yok. Olmayan hedefin altyapısını oluşturma lüksümüz de yok! Altyapı olmayınca büyüme de gerçekleştirilemiyor. Bunun için Başta Kalkınma Bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz başkanlığında, Sayın Valimiz, Sayın Belediye Başkanımız, Sayın Rektörümüz, belirlenecek kurum amirleri, FKA, TÜMSİAD, BİNGİAD, ilgili sivil toplum örgütü temsilcileri ile basın kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı geniş kapsamlı bir toplantı yapılmasını öneriyorum. “El elden üstündür” düşüncesinden hareketle, Bingöl'ün gelişim ayağını oluşturacak kalkınma donelerinin belirlenmesi, hedefin ortaya konulması ve gelecek yıllara göre planlamasının yapılarak “hedefi olan şehir” statüsü kazanılmasını ısrarlı istiyorum. Montaigne'nin “Hedefi Olmayan Gemiye Hiç Bir Rüzgâr Yardım Edemez" sözüne kulak kabartırsak, en başlı önceliğimizin “hedef belirlemek” olduğunu daha iyi göreceğiz. Sizce Bingöl ‘ne şehri' olmalı? Buyurun yanıtı siz verin… Güzelliklerde buluşmak ümidiyle…. Hoş ve esen kalın
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|