Ha gayret! Kadayıfı kaptırdık, sıra Delilo'da...!

Arkadaşım, Bingöl folklor ekibinin sahnesinden kısa bir kesit paylaşmış ve etkileşimleri gösterirken altındaki yorumlardan da bahsetmişti. “Delilo Diyarbakır'ındır”, “Delilo Batman'ındır” gibi birçok yorum gördüğünü belirtip telefonundan bir de Google sordu!

Sormaz olaydı! Google'da, Elâzığ menşeli paylaşım ve makalelerin öne çıkardığını görünce “Hadi buyurun buradan yakın!” sitem sözcüğüne şu önemli cümleyi ekledi; “Kadayıftan sonra Delilo'yu da kaptıraydık hayırlısıyla…”

Son derece halkı bir sitemdi!

Konuşmasına “Sen bu alanda ehil ve yetkin bir isimsin. Neden bu alandaki eksikleri gidermiyorsunuz?” diye devam ettiği konuşmasında, “Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ne iş yapıyor?” diye de sordu.

Geçmiş yıllarda merhum duayenlerimizin de bilgi ve aktarımları doğrultusunda tüm oyunlarımıza ait derlemeleri yazıya döktüğümüzü anlatıp, materyallerin internet ortamına aktarılmamasından kaynaklı bir eksikliğin olduğunu kabul ederek, bu alandaki eksikliği gidermek adına bir çalışma başlatacağımı ifade ettim.

Kendisine, 1992-93'te Bingöl'ün ilk televizyon kanalı Göl TV'de Bingöl İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve halkoyunları duayenlerinden Ali Berdibek hocamız ile aslen Bingöllü olup Diyarbakır'da doğup büyüyen, orada yaşayan ve oyunlarımızın Diyarbakır'a ait olduğunu canhıraş şekilde savunan bir başka hemşehrimiz arasındaki o hararetli tartışmayı özetle anlatıp “Ali Hoca tüm iddiaları çürütüp oyunların Bingöl'e ait olduğunu belgeleriyle sununca, karşısındakiler pes etmişti” diye de eklemiştim.

Hatta, 15 yılı aşkın bir süre önce Yalova'daki Halk Oyunları Türkiye finalinde rakibimiz olan Batman ekibi oyuncularının, hocalarına dönüp “Bunlar da bizim oyunları oynuyorlar” demeleri halen kulaklarımda çınladığı notunu da paylaşarak…

Sohbet bir müddet daha uzadı ve vedalaştıktan sonra ofise geçip Bingöl İl Kültür Müdürlüğü internet sitesine girerek bu alanda bir bilgi olup olmadığına bakayım dedim. Şoka girdim.

Halkoyunları alanındaki kısmı açınca “Delilo” oyunuyla ilgili “Oyun kızlı ve erkekli oynanır. Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir” cümlesini okuyunca gözlerim doldu(!)

Bu kadar uzun bir içeriği nasıl eklemişler şaşırdım doğrusu. Oku oku bitmiyor(!)

Oyunun çıkışı, oynanış şekli, görseli vs. hiçbir bilgi yoktu.

Siteye girmişken Kültür Aktiviteleri kısmına da bakayım dedim, bir facia da buradaydı. Her fırsatta gururla tanıtıp daha fazla ziyaretçi alması için reklamını yaptığımız Hesarek Kayak Merkezi'yle alakalı tek bir cümle yoktu. Haliyle görselleri de…

Sadece Yolçatı (Şarge) Kayak Merkezi ile alakalı şu bilgi notu vardı; “Bingöl Kayak Merkezi'nin şehir merkezine olan uzaklığı 25 km'dir. Ulaşımın özel araçlarla sağlandığı kayak merkezinde karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup kayak sezonu aralık ayında başlayıp mart ayına kadar devam etmektedir. Kayak merkezinde, 50 yatak kapasiteli bir kayak evi bulunmakta, sağlık ve diğer hizmetler için Bingöl kent merkezine gitmek gerekmektedir. Kayak merkezinde bulunan pistin uzunluğu 1.000 m. olup, acemi ve ileri düzey kayakçılar için güzergâhlar bulunmaktadır. Ortalama meylin %25 olduğu merkezde alt istasyon 1.650 m., üst istasyon 1.890 m. yüksekliğindedir.”

Gezilecek yerler alanına bakınca sigorta attıran manzaraya daha fazla dayanamayıp siteden çıktım.

Ve kendime şu soruyu sordum; “Bu şehrin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ne iş yapar?”

Yol, köprü, park vs yapıyoruz diye yoğun olduğunuzu iddia edemeyeceğinize göre, bir internet sitesini güncelleyemiyor, güncel bilgiler ve fotoğraflarla bu şehri daha iyi tanıtacak bir argümanı ortaya koyamıyorsanız, bir zahmet mekânın kapısına kilit vurun da ayıbımız daha fazla yüzümüze çarpmasın!

İnternet çağındayız ve her kişi, gideceği ya da gitmek istediği alanlarla ilgili sanal ortamda araştırmalarını yapar, buna göre planlamasını sağlayıp rotasını çizer.

Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesine girip Bingöl hakkında bilgi sahibi olmak ister ve buradaki içeriklerden yola çıkarak bir rota oluşturmaya kalkarsanız, Yüzenada ve Sülbüs dağına gider, dönüşte üç otelden birinde konaklar, sonra da geri dönersiniz.

Hani çok meşhur Bingöl Balımız var ya… İki görselden başka tek bir not olmayan bu bölümü söylemeye de hicap ediyorum maalesef!

Peki, bu kurumun sosyal ve kültürel etkinliğini duyan var mı?

Bir gazeteci olarak ben duymadım! Kamuoyuna yansıyan, tiyatro, konser, gösteri ya da sergi gibi bir etkinlik olsaydı eminim ki haberdar olurduk.

Bu şehirde bahane isterseniz sayfalarca yazılır da, icraat deyince suspus olunuyor!

Sorsan, “Ödenek yok, bütçe yok” diyeceklerine adım gibi eminimin.

Diğer iller nereden buluyor ödeneği?

Bir ili tanıtmak için bütçeden ziyade vizyon sahibi bir kadroya ihtiyaç var!

Bingöl'ün tarihini, sosyolojisini, sosyal ve kültürel değerlerini, gezilecek mekanlarını, doğal güzelliklerini, nerede ne yenip içileceğini, nesinin meşhur olduğunu nedenleriyle birlikte yazıp sunmak için bir ödene ihtiyaç mı var? YOK!

Personel mi yetersiz? Bu sorunu çözeceksiniz ya da dışarıdan destek alacaksınız!

Bütçe mi yetersiz, gerekirse proje yaparak ek kaynaklar yaratacaksınız!

Valinin ve siyasilerin kapısını aşındırıp “Biz bu şehri çok daha iyi tanıtıp daha fazla ziyaretçi çekmek istiyoruz” demez ve önlerine bir proje koymazsanız, onlar da gelip internet sitenizi güncellemez, proje yürütmez!

Yazacak çok mesele var bu alanda ama klasik memur zihniyetiyle ancak bu kadarını yapabiliyoruz!

Öyle ya, Kültür Müdürlüğü binası yapılırken “Gösteri Salonu” yapılmamış, daha nesini tartışacağız ki?

Salonun elzemliğini bir kenara bırakan bu anlayıştan internet sitesini güncelleyip şehri tanıtmasını beklemek abes olur!

Olmayan müzeyi, Erzurum Kültür Varlıkları Koruma'nın Sebeterias Kalesi'nin gün yüzüne çıkarılması çalışmalarının sahiplenilmesini de söylemiyorum bile! Allah'tan birçok proje ve organizasyona paydaş olarak yazılıyorlar da kurum adını duyabiliyoruz!

Sonuç olarak; Türkiye'nin hemen her ilindeki, her noktasındaki kadayıfçıların Bingöllü olup kadayıf patentinin Diyarbakır'a kaptırılmasını gördükten sonra, Delilo'nun elimizden alınmasına hiç şaşırmayız! Zaten sahiplenebilseydik, “Grani” demek yerine “Delilo” derdik!

Kendi kültürünü sahiplenmek yerine başka kültürlere hayranlık duyan, kendi değerlerinden utanıp başkalarının değerlerini rol model alan, kendi özünden utanıp başkalarının özüne sarılan bir toplum olarak daha çok kaybedeceğiz. Şehrin kültürünü sahiplenip tanıtamayan İl Kültür Müdürlüğü de bunun tuzu biberi olur…

“Müdür Bey çok iyidir” diyenleri de duyar gibiyim!

Kimsenin iyiliğini, iyi niyetini sorgulamıyoruz! Eksik varsa giderilecek, yanlış varsa düzeltilecek. Memleketi daha ileri taşıyacak olan vizyonumuzdur, bilgi ve tecrübelerimizi uygulayarak kazandıracağımız yeniliklerdir. İyi olmak yetmez! Bize çalışan ve üreten insan lazım…

Ne demiş atalarımız? “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”

Neyse, Bingöl'ün delilo oyununu kaptırma psikolojisi üzerine Diyarbakır Kadayıfı(!) yiyelim de ağzımızın tadı bozulmasın…