Stantlar hazırlanıyor, biraz stres bulunsa da tatlı bir telaşla Bingöl'ün tanıtımına odaklanan kurum ve kuruluşlar ile esnaflar, “yarın nasıl olacak?” sorusuna da yanıt arar gibiydiler.

Aslında hepimizin cevabını merak ettiği soru da oydu. Ankara'da ilk adımı atılan tanıtım günlerinin İstanbul ayağının eksiksiz, amacına uygun ve dolu dolu geçmesi temel arzuydu.

Ve nihayet Perşembe günü protokol gelmiş, ardı ardına yapılan konuşmaların akabinde açılış gerçekleşmişti. Stantlar ziyaret ediliyor, ikramlardan tadılıyordu.

Herkes tanıdığı kimselerin yolunu gözler gibiydi. Aradığı o kişilerle hasret gidermek, uzun süredir görüşememenin acısını çıkartmak en büyük beklenti olarak bir köşede duruyordu.

Son gün aldığım bilgide, net olmamakla birlikte yaklaşık 300 Bin kişinin Bingöl Tanıtım Günleri kapsamında Feshane'yi ziyaret ettiği belirtildi. Ve en önemlisi, “Doğu ve Güneydoğu illerinden, Hatay'dan sonra ilk kez birinin bu kadar yoğun ziyaretçi kabul ettiği” vurgulanıyordu.

Perşembe ve Cuma günleri yoğun geçse de Cumartesi ve Pazar günleri gerçek manada bir izdihamın portesiydi. Bu tablo, tanıtım günlerinin amacına uygun gerçekleştiği görüşünü tüm gönüllerde kabul ettirmişti.

Herkes mutluydu. Yapılan ikramlar, konukların ağırlanıp Bingöl'ün anlatılması, güler yüzle karşılayıp güler yüzle uğurlamalar vs… Hepsi ayrı ayrı takdir edilmesi gereken hususlardı.

Kamu kurumları irili ufaklı eksiklikler bulunsa da bence amacına uygun çalışmış ve görevini yerine getirmişti. Valilik, Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası ile Bingöl Üniversitesi stantları iyi tasarlanmış ve “ben buradayım” dedirtecek bir ihtişamla ziyaretçilerini ağırlamıştı. Gelen hemen herkes güler yüzle karşılanmış ve Bingöl balını, kaymağını, kavurmasını, kadayıfını, ceviz ve pestilini tatmıştı. Tanıtım broşürleri yenilenmiş, eksikleri giderilmiş ve çoğaltılıp ziyaretçilere dağıtılmıştı. Bu hususta Valilik, Belediye, Üniversite, Ticaret ve Sanayi Odası, ilçe kaymakamlıkları, Belediye Başkanlıkları ve sivil toplum örgütlerini emek ve özverilerinden ötürü kutluyorum. Kısacası bu kez kendimizi kendimize değil, Bingöl'ü Bingöllü olmayanlara tanıtmıştık.

Ses sanatçılarımız Ayhan Barasi, Avni Polat, Maral, Yakup Koçak, Murat Atan, Yılmaz Bingöl, Murat Alınak, Tuncay Kıtay türküleriyle konuklara güzel anlar yaşattılar. Yine Azer Bülbül'ün veliahttı olarak tanınan konuk sanatçı Fikret Delikanlı da şarkılarıyla renk katan bir diğer isimdi. Yusuf Buyankara kardeşimizin stand-up gösterisi büyük beğeni aldı. Vayn Anadolu gurubu da oradaydı. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Halkoyunları Ekibi de en yoğun ilgi görev unsurlarımızdandı. Davul zurna eşliğinde tabiri yerindeyse kurtlarını döken hemşerilerimizin “Bin kişiyle dostluk halayı” da görülmeye değerdi.

Fotoğraflarıyla Bingöl'e özlem duyanlara farklı duygular yaşatan Kenan Nihat Elçi'yi, Bingöl'ün sosyal, kültürel ve zirai yaşamına dair eşya ve aletlerin maketlerini yaparak önemli bir tanıtım standı oluşturan BİN-DER Başkanı Doğan Karasu hocamızı da kutluyorum.

Ve gelelim esnaflarımızın yer aldığı bölümle ilgili hususlara;

Satış yapılan bölümde Bingöl'deki esnafların yoğunluk gösterememesi bir eksiklikti. Buradaki birçok firmanın katılım göstermemesinin sebepleri elbette tartışılabilir ancak büyük zararlar söz konusu olmadan katılım sağlamaları, en azından kendilerini tanıtma, yeni pazarlar oluşturma anlamında önemliydi fakat bunu göremedik.

‘Soğuk Çeşme Kavurmacı'sı Doğan Koç, bu konuda önemli bir eksiği kapattı. Tanıtım Günleri konusu açıldığında ilk katılımı sağlayan kişi olması, ‘zarar ederim' düşüncesinden uzak, “pazar oluşturup kazanabilmek için önce tanıtım” şartına olan inançla bunu iyi değerlendiren bir isim olarak öne çıktı. Fiyat noktasında kısmi eleştiriler bulunsa da, orada en fazla müşteri ağırlayan işletme olması bile taktir edilmesi için yeterli bir sebeptir. Kendisini kutluyorum.

Villa Kent, Ulaşoğulları Sac ve Çivi fabrikası da bire bir orada satabileceği ürünü bulunmamasına rağmen bu organizasyonda var olarak desteğini ortaya koymuştu. Onları da tebrike diyorum.

Eksiklik neydi?

En büyük sorun; hemen her kamu kurumunun standında bal bulundurulması ve esnaf bölümünde de balcı sayısının fazla olmasıydı. Hele ki, farklı illerden gelip stant açan ve elindeki kalitesiz balı ‘Bingöl Balı' diye müşterilere 10-15 liraya pazarlayanların varlığı, hem esnafa, hem de Bingöl balının kalitesine zarar veriyordu! Çünkü bir tarafta 150 liraya satılan gerçek Bingöl Balı, hemen yanı başında ise 15 liraya satılan sahte balın bulunması eksi puandır. Bu hususta, Bingöl Balı haricinde bal sokulmamalıydı Feshane'ye.

Balcılarımızın yüklü miktarda bal getirmesi de çok doğru değildi. Nihayetinde oradaki temel amaç, toptancılarla buluşup İstanbul ayağında yeni bir Pazar oluşturmalarıydı ama birçok balcı esnafımız tonlarca balı getirip satma çabasına girdi. Gelen bazı toptancıların tekliflerinin de geri çevrildiğini, perakende satışın daha kârlı olmasından dolayı bugün başlayacak olan Diyarbakır Tanıtım Günleri'nde de stant açacaklarını öğrendim. Umarım ellerindeki tüm balları satabilirler.

Ürünlerini tanıtan Binpınar Su ile Binyayla Süt ve Süt Ürünleri firmalarını da tebrik ediyorum.

Peynirimiz, çökelek ve yağımız çok fazla yer alamadı stantlarda. Yöresel yemeklerimizden ‘zervet ve germ'i göremedim. Oysa öne çıkarılması gereken yemeklerimizdi. Bir yemek standında bir tabak ‘sörin'in 25 liraya satıldığını duymak bile sinir bozucuydu. Elbette ticari hesaplar güdülmeli ama bu adar uçuk fiyatlardan satış yapılmak istenmesi kabul edilemez.

Velhasılıkelam, çok güzel bir organizasyondu ve İstanbul'da ilk olmasına rağmen ciddi eksikliklerden uzak, başarılı bir tanıtımdı.

Son olarak;

Organizasyon fikrini olgunlaştıran, büyük uğraşlar neticesinde Bingöl'deki kamu kurumlarının da desteğiyle bunu gerçekleştirmeyi başaran derneklerimiz BİNDAV, BİNDEF, BİN-DER-FED, BİNYAD, BİN İL-DER, ADAB, GENÇ-DER, KARLI-DER, KİĞI-DER, YADAD'ı, özelde ise organizasyon komitesi başkanı Sayın Müslüm Ayyıldız'ı yürekten kutluyorum. Temennimiz, bunun geleneksel hale getirilmesi ve sadece İstanbul'da gerçekleştirilen tanıtım günleri olarak devam etmesidir.

İsmini zikredemediğim kurum, firma ve kişilerden de kusuruma bakmamalarını rica ediyorum. Bir kez daha, emeği geçen, katılım gösteren ve destek sunan herkese kucak dolusu sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. Çünkü koca İstanbul'da Bingöllülerin varlığı bir kez daha hissedildi. Bu cesaret ve emeğin sonucudur. gerisi gelir umarım.

Saygılarımla! Hoş ve esen kalın…

0