Dost acı söyler denir yaMiting başlamış, ön konuşmalar yapılıyor. Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'nun birazdan halka hitap edeceği bekleniyordu. Saat 13.50'de bulunduğum binanın üst katındaki işyerinin penceresinden miting alanı görülebildiğince bir fotoğraf çekip, saat 13.54'te, yani dört dakika sonra sosyal medyadan paylaşıyorum. O anda konuşmaya başlayan kişi, Belediye Başkanı Sayın Yücel Barakazi. Fakat paylaşımım birilerini rahatsız etmiş olacak ki, yakın markaja alma girişimlerine başlanılmış. Mitingin az katılımlı geçtiği algısı yarattığımı düşünen beyefendiler çok kızmış. Hele ki, mitingin ön saflarından kareleri aktarıp “Gerçekleri neden yazmıyorsunuz? Mitingimiz çok kalabalıktı!” dercesine bizi yalancılıkla suçlayanlar… Anlayamadığım husus; herkesin gördüğü, bizzat şahit olduğu, eleştirdiği, sonuçları üzerine yorumlar yaptığı, kahvehane sohbetlerinin baş konusu haline gelen bir tablodan ders almak, hataları irdelemek ve çözüm bulmak yerine günah çıkartırcasına, emziği alınmış bebek misali hırçın bir tavırla kendilerini aklama yarışına girilmesi… Şehrin merkezini demir korkuluk koridoruyla çevreleyip “Ey insanlar, sevip oy verdiğiniz partinin genel başkanını görmek istiyorsanız bu korkulukları aşmanız lazım” dedirten manzaranın görmezden gelinmesini mi bekliyorsunuz? Miting alanının bu kadar sakin olmasının sebebi toplum mu? Yoksa kendilerini yıpratma savaşından fırsat bulup halkı oraya çekecek çalışmaları yapmayanlar mı? Söyleyeceklerim birilerinin canını sıkabilir! Ama umurumda değil! Adayların etrafına konuşlanıp “Padişahım çok yaşa!” diyerek kendine yer edinme yarışına girenlerin aklıyla yapılabilecekler bu kadarmış! Bu acı örneğe rağmen uslanmamış olunacak ki, halen gazla çalışılıyor! Zaten bu tipler yüzünden insanlar gerçekleri göremiyor, görmelerine olanak tanınmıyor! Seçime giren iktidar partisinin basındaki haber sayısına bakın lütfen! Aday tanıtım toplantısından başka haberleri çıkmamış! Sosyal medya üzerinden fotoğraf paylaşarak seçimi kazanacaklarını düşünecek kadar aciz bir yaklaşımı şaşkınlıkla izliyoruz. Mübarek sanki sosyal medya seçimi! Ülkenin Başbakanı Bingöl'e geliyor ama ne yazık ki, iktidar partisinin Bingöl teşkilatı basın olanaklarını kullanıp halkı o meydana çekmeyi bile akıl edemeyecek yoğunluk yaşanıyor(!) Şuana kadar kendilerini basın yoluyla anlatamamış, insanlara mesaj verememiş, topluma “biz şunları yapacağız ve sizden de bu yüzden destek istiyoruz” diyememiş bir teşkilat yapısından bahsediyoruz! Diğer partiler hane ziyaretlerine başlamış, kapı kapı dolaşıp broşür dağıtıyor! Bugüne kadar AK Parti'nin tek bir üyesine rastlamayan bu halktan ne bekliyorsunuz? Gelip kapınıza ‘biat etmelerini mi?' istiyorsunuz? Adaylar hakkın yorum yapmak, parti içi çekişmeleri kahvelerde anlatıp partinize zarar vermekten başka ne yaptınız? “Tribünlere oynamak veya dostlar bizi pazarda görsün” yaklaşımından öteye geçmeyen bu manzaraya rağmen, insanların eleştirileri neden sizi rahatsız ediyor? Özeleştiri yapmak neden rahatsızlık verir ki? Her eleştirimde “Memleketi sen mi kurtaracaksın?” deniliyor. Evet! Memleketi kurtaramayabilirim belki! Ama gerçekleri görmezden gelmemiz de beklenmemeli! Bırakın siyaseti bir kenara, bunca yanlışa sessiz kalıp ‘neden kendimi kötü edeyim?' endişesi taşıyarak o insanlara kötülük yapamam. Bingöl'de herkesin bir biriyle yakınlığı var. Bir gazeteci olmanın ötesinde, bir vatandaş olarak şunu söyleyebilirim ki; Şebnem Koçakelçi Hanımefendiyi tanımıyorum. Bu yüzden hakkında yorum yapamam. Enver Fehmioğlu hocamız, aynı bölgenin insanıyız ve önemli bir hukukum, komşuluk hukukum var! Feyzi Berdibek Bey, hem ailevi hukukum var, hem de aynı mahallenin insanı olmamız hasabiyle değer verdiğim, ‘ağabey' dediğim bir insan. Bu insanlara, etraflarındaki bunca yanlışa rağmen “her şey yolunda, çok iyi gidiyor, HDP barajı aşamaz, sizler de her tülü Meclis'e gidersiniz” diyebilecek bir kötülüğü yapamıyorum! Mesele HDP barajı aşmadan Meclis'e gitmek mi? Yoksa 100 Bin oy alarak 3-0 yapmak mı? HDP barajı aşamasa bile, 70 Bin oyla Meclis'e gitmekle, 100 Bin oyla Meclis'e gitmenin farkını idrak edemiyor muyuz? Bu yaklaşım ve bu stratejiyle devam edildiği sürece temel hedefin “HDP barajı aşamaz bizde Meclis'e gireriz” olduğunu söylemekten başka çare kalmıyor! “Dost acı söyler!” denir ya, aynen öyle… Bu söylediklerim sizleri incitmiş olabilir belki! Ama inanıyorum ki, birilerinin bunu açık yüreklilikle söylemesi gerekiyor. Ben söyleyeceğimi söyledim! Varın gönül koyun!
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|