KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
19 Nisan 2024 Cuma
24 °C Bulutlu ve güneşli
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Canınız cehenneme!

12 ARALIK 2014 CUMA 18:16
0
7160
5
AA aa

 “Hz. Ömer'in adaleti” kavramı sıkça kullanılır. Son dönemlerin moda kelimelerinden ya da ‘yaklaşım' olarak da özetleyebileceğimiz hususlardan biridir bu! Adil olmak, eşitçil yaklaşmak, Hakkı gözetmek ve hak yememek olarak farklı ifadelerle şekillendirilebiliyor.

Genellikle siyasi ve bürokrasi tarafından sıkça kullanılan bu sözcükler, çoğunlukla “işinizin gerçekleştirilmesi talebinize karşılık” ‘işinizin olmayacağı manası üzerine kullanılır ama biliniz ki, işin özünde altı boştur bu cümlelerin.

Ne adalet vardır, ne de hakkı gözetmek!

Sosyal medyada gezinirken, bir öğretmenin “Şube Müdürü olma sırası bende sanırım, Dün gece komşu okuldan bir öğretmen Şube Müdürü olarak atandı, sıra atlayacak değiller her halde;)))” şeklindeki paylaşımına rastladım.

Biraz ironi idi. Ama yazılanlardan çıkan sonuç netti. Şube müdürü olma arzusu ile olamama sancısı aynı sözcüklerde saklıydı. ‘Olma' arzusunun yoğunluğuna karşılık, olamamanın sebebini “dayım yok” sözleriyle özetlemekle yetiniyordu.

Haksız da değildir aslında.

Etrafımıza bakalım ve son dönemlerdeki atamalara genel çerçevede bir göz gezdirelim.

İdareci olmanın temel şartı “başarı” ya da “liyakat” olarak dillendirilse de bazı siyasilerin bu yöndeki tercihlerinin “Köyünüze, ilçenize, partinize bakılarak” şekillendiğini açıkça ifade edebiliriz.

Kısacası, temelinde “bizden değilse” mantığının yattığı düşünce sarmalının bir sonucu olarak gerçekleştiriliyor bürokratik atamalar.

Bu da gösteriyor ki, ‘dayınızın olması' başarısız olsanız bile idareci olmanızın önünde bir engel değildir. Ya da, ‘dayınızın olmaması' durumunda başarılı olsanız bile bu husus, atanabilmeniz için yeterli bir kriter değildir!

Bunun açık örneklerini sağlıkta, eğitimde ve diğer birçok alandaki atamalarda görebilmek mümkün. Birçok kişi yâda topluluk tarafından “koyunlarımı teslim etmem” denilen kimselerin siyasi destekle farklı noktalara atandığını söylemek mübalağa olmaz sanırım. Bu, geçmişten bugüne ‘gelenekselleşen' bir tablodur.

Adaletten bahsedilir ama uygulamalarda ‘iradenin keyfiyetine göre adalet' davranışının vuku bulduğu görülür.

Geldiğiniz noktada siyasilerin yakınlarını doyurabiliyorsanız yâda talimat üsluplu taleplerini kısa sürede yerine getirebiliyorsanız, mesele yoktur. Kamu çıkarlarını siyasilere ya da yakınlarının menfaatine kullanmanız durumunda sizden asil, çalışkanı yoktur. ‘Rozet atma' pahasına da olsa o makamda oturma şansınız vardır. Çünkü ‘kaz gelen yerden tavuk esirgenmez' diye düşünülür.

Siyasette genel yaklaşım da ‘biat' kültürüne dayanır. Söz dinleyen, her denileni hukuka yada yönetmeliğe aykırı da olsa yerine getiren kimselerle çalışmak kriter olarak yorumlanır, atamalarda da bu özellikler kıstas olarak öne sürülür.

Kabullenemediğim husus ise toplumun güvendiği siyasi kişilerin olanlara kayıtsız kalmasıdır!

“Neden kızıyorsun?” diyenler olabilir elbet.

Bilinmesini isterim ki, kızgınlığımın sebebi kişisel değil memleketin geleceğine siyasiler tarafından bilinçsizce vurulan darbelerle alakalıdır.

Bu şehir, iş bilmeyenlerin siyasi destekle geldiği noktaları beceriden yoksun halleriyle geriye götürmesinin acısını yüreğinde taşımaktan yoruldu.

Bunca sözü de laf olsun diye demiyorum. Kimin ne verip nereye geldiğini, yerinde kalma karşılığında ne vereceğini, ya da gelmesi durumunda ne verebileceğini bildiğimdendir bu sitemim!

Alacak da, verecek de görünen köy kadar yakındır!

Bir tarafta memleketin kaderine tesir edecek çalışmalar için çabalayan siyasiler, diğer yandan ucuz işlerin peşinde koşan, çoğunlukla eforunu temizlik veya güvenlik görevlisi alımına, kurum amiri yada alt birim atamasına, kurumların yaptığı işlerden yakınlarını nemalandırmaya harcayan siyasiler varken, yaşananları izlemekle yetinmek kabul edilebilir değil!

“Büyük düşün Bingöl” diye bir slogan vardı hatırlarsanız. Evet! Büyük düşünüyoruz. Büyük düşüncelerimizin karşısında küçük hesaplarınızı da görüyoruz. Zaten aramızdaki fark da budur! Ama merak etmeyin. Biz yine büyük düşüneceğiniz. Büyük düşünceler elbette küçük hesapları alt edecektir.

Sizin adaletiniz, ilahi adaletin önüne geçemeyecektir elbet!

Yediğiniz kul haklarının helalliğini kimden, nasıl isteyeceksiniz bilmiyorum ama ilahi adalet karşısında boynunuzun kalkamayacağına olan inancım tamdır.

Adalet, insani yönleriyle de öne çıkabilmelidir. Gerçekten hak edenlere, alnın teriyle belli makamlara gelenlere söyleyecek sözümüz olmaz. Ama karşımızdaki tablo, son dönemlerde önemli bir bölümün siyasi iradenin tasarrufuyla koltuk doldurduğunu, yakınlık derecesine göre atama yapıldığını göstermektedir.

Kaleönü İlköğretim Okulu'nda herkesin başarılı bulduğu gırtlak kanseri bir öğretmenin sağlık durumundan dolayı idareci olarak atanmasını isteyen öğretmenlerin talebine karşılık Milli Eğitim'i zorda bırakıp ‘benim istediğim olacak' denilmesine ‘yuh' diyorum.

Üstelik çoğunluğun kararına ve ‘başarılıdır' kanaatine rağmen!
İnsanlık bu kadar mı düştü?

Siyasal yâda sendikal çıkarlar uğruna insani bir durumun göz ardı edilmesi nasıl izah edilecek?

Yazıklar olsun!

Düşene ‘bir tekme de benden' diyen sisteminize yazıklar olsun!

Ama öğretmenimiz üzülmesin. Düşenin dostu olmaz deniliyor ama sistem sizden yana olmasa da sizin yanınızda koca yürekli dostlarınız var. Bunun için sevinin.

Bir makama gelememek elbette başarılı, liyakat sahibi kimseleri üzüyor, gelenleri ya da yakınları gelebilen siyasi yandaşları sevindiriyordur. Onlar, bu siyasilerin davulunu çalabilir, “padişahım çok yaşa!” diyebilir, hatta bu söylediklerimi nefretle karşılayabilir, ‘çamur' özelliklerini kullanıp propagandamı yapabilirler.

Ama hepsine, biraz kabada olsa tek bir sözüm var; “Canınız cehenneme!

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
tek_12 (@Misafir_18233)
26 Aralık 2014 Cuma 13:34
Cehennemede odun lazım değil mi? Anca böyle dolar odunluk. Adam kayırmak kul hakkı yemek olsunki bu mübarekler için hazırlanan Cehennem tesisleri boş kalmasın. Artık gülüp geçiyoruz, zira Hakk Teala hakkımızı teslim eder bu dünyada diye teselli etmiyoruz kendimizi, çünkü anlaşılan odur ki bazı hesapları yarına ertelemiş Hakk Teala
can bingöllü (@Misafir_18191)
18 Aralık 2014 Perşembe 22:34
bir şehir ki düşünün öz evladını ispinyonlar ve elin zonguldaklısını pohpohlayıp idareci yapar..
gencte 9 yıldır görev yapan bingöllü bir öğretmen eğitim birsenli olmadıgından müdür yardımcılıgından alınıyor ve yerine zonguldaklı bir bayan alınıyor ve enfazla ıkı yıl görev yaptıktan sonra tayin isteyip gidecek.
emin olun yarın bu arkadaşların başı dik olacak ama bakalım namusuzca davrananlar yuzlerini nereye saklayacaklar
DERMAN (@Misafir_18139)
13 Aralık 2014 Cumartesi 20:29
Efendiler dünya Sultan Süleyman'a kalmadı.Bu günkü zat-ı muhteremler de yakında tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklar.Siz milleti aptal mı sanıyorsunuz.En büyük yanılgınız bu.Deve kuşu misali.Kafanızı kuma gömmüşsünüz.Vücudunuz komple dışarıda.Milletin içine çıkamayan,iki kelimeyi bir araya getiremeyen,halktan kopuk, mensubu oldukları partinin inadına muhaliflerin işlerini yapan Bakan ve m.vekili.Haziran yaklaşıyor.Sizin sonunuz da böylece görünüyor.Kimse kusura bakmasın ama,manzara bundan ibaret.Herkes aklını başına alsın.Adalet yok.
BİNGÖL (@Misafir_18134)
13 Aralık 2014 Cumartesi 14:10
SON DEMLERİNİ YASIYORSUN ESREF EFENDİ..
hasan berdibek (@Misafir_18132)
13 Aralık 2014 Cumartesi 07:28
Yazınızı okumaya başladığımda bu kadarını beklemiyordum. Cümleler ilerledikçe şaşkınlığım ve buna paralel olarak saygım arttı. Böylesine önemli bir konuda bu kadar duru ve net ifadeleri kullanma cesaretiniz karşısında saygı duymamak mümkün değil. Sistematik olarak kurulmuş sağlam bir torpil düzeni ve bu düzene ayak uyduran herkes!.. Evet iktidar partisi ilçe teşkilatından cumhurbaşkanına kadar torpilin kitabını yeniden yazacak düzeye ulaşsa da torpilde Nirvanaya ulaşsa da torpili herkes kullanmakta artık. Bu yüzden hepimizin canı cehenneme!
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın