Bize bir de korku aşısı lazım!Kendini ‘lider' olarak hisseden Kimseyi beğenmeyen Her yapılana ‘muhalif' olma eğilimiyle özgürlükçü olduğunu savunan Memleketin her karış toprağını kendi evi olarak görmeyi ‘vatan sevdası' olmaktan çıkarıp ‘ötekileştirmeye' dönüştüren Bölgesel ayrımcılığı dibine kadar yaşatan Cehaletin vücut bulduğu nice insanı gördük, görmeye de devam ediyoruz bu topraklarda! Cehalet sadece okuryazarlıkla ölçeklendirilemez elbette! Okumuş nice cahillerimiz var bu memlekette. Bunlardan birine de haberlerde şahit olduk. Adı; Prof. Dr. Bingür Sönmez… Katıldığı bir TV programında Koronavirüs aşısı yaptırmayanlar için “Vatan hainidir” diyor ve ekliyor: “Muhtemelen ocak ayı içinde herkese aşı yapılacak. Ama ‘Ben aşı yaptırmam' diyenler birer vatan haini. Onlara kız bile vermeyeceğiz, resmi dairelere bile giremeyecekler, okullara gidemeyecekler. İnsan vücudunun dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok. Kanun çıkarıp, ‘Herkes yapacak' deme şansımız yok ama kurallar koyacağız. Nasıl sokağa çıkma yasağının kuralları var, aşıda da kural koyacağız. Devlet dairelerine bile giremeyecekler, otobüslere binemeyecekler, toplu taşımadan faydalanamayacaklar.” Bu tip insanlar için; kendinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi davranmayanların tamamı vatan hainidir! Vatan onların babasının malı ya..! Aslında bu yaklaşımın temelinde ‘yaranma' politikası var. Belirli makamlara yaranma adına yapılan bir çıkış bu! Yoksa böyle bir cümle, okuyup toluma ışık tutması beklenen bir profesörün sözü olamaz! ‘Aşı yapmayan vatan hainidir' demek yerine, aşının faydaları anlatılıp yarınlarımız için öneminden bahsetmek ve toplumu bu yönde ikna ederek aşı oranını arttırmak daha mantıklı değil mi? Bunu düşünmek ve uygulamak için profesör olmaya da gerek yok! Ama memleketi öyle bir hale getirdik ki, bizim gibi düşünmeyen herkesi ‘vatan haini' diye yaftalayabiliyoruz! Öyle ki, bu yönde toplum sindiriliyor ve bir korku salınımı ile herkesin sessizliği sağlanıyor! Be mübarekler, bu vatan kimsenin malı değil, ‘vatan' da Hükümet değil. Hükümeti eleştirip yanlışını söylemek de ‘vatan hainliği' değildir, böyle bir yaklaşım da kabul edilemez! Bugün A partisi, yarın B partisi olur. Mesele, yaklaşımla alakalı..! Bu vatan, ülkenin Batısında yaşayanlar kadar ülkenin Doğu ve Güneydoğu'sunda yaşayanlarındır da! Yıllardır vatan sevgisini bölgesel ayrımcılık üzerinden şekillendiren ve bununla kendini veya sahip olduğu zihniyeti ‘vatanın sahibi' gibi gören zihniyetler yüzünden toplumsal huzur istenilen düzeyde inşa edilemiyor bir türlü. Vatan sevgisi, en asil, en yüce sevgidir! Vatanını sevmek; kimlik ayrımı yapmaksızın bu topraklardaki insanları sevmektir, ülkenin bütünlüğünü korumaktır, ülkenin gelişimine katkıda bulunmaktır, ülkenin huzur ve refah düzeyinin arttırılmasına katkı sunmaktır, temel hak ve özgürlüklerin en geniş temelde inşa edilmesinde rol almaktır, toplumsal sevgi ve saygıyı en üst seviyeye çıkarmaya çalışmaktır. Buna daha çok madde eklenebilir. Şiddetten beslenmiyorsa, terör faaliyetlerinin içinde yer almıyorsa, toplumsal ayrışmayı tetikleyecek söz ve eylemlerde bulunmuyorsa nasıl ‘vatan haini' diyebiliriz? Bizimle aynı partiyi savunmuyor veya parti politikalarını eleştiriyor diye kimseye ‘vatan haini' deme lüksümüz olabilir mi? Tabi ki HAYIR! Bir kez daha altını çizmek gerekirse, Hükümet ile ‘vatan' aynı şey değildir. Yıllardır ayırt edemediğimiz bu sorun yüzünden bir türlü toplumsal barışı tesis edemiyoruz! Vatan sevgisi, parti sevgisiyle aynı çizgide değerlendirilemez! Ne zamanki bireye ve topluma saygıyı öğrendik ve ilköğretim çağından itibaren çocuklarımıza bunu aşılayabildik, o vakit ‘vatan haini' diye nitelendirilen kişi sayısı azalacaktır. Mustafa Kemal Atatürk'ün kamu kurumlarında koca koca levhalarda gösterilen yazısı hangisiydi? “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır?” Bu sözden yola çıkacak olursak; Devletin haklarını koruyamayan, kamu kaynaklarını heba eden, kamu malını zimmetine geçirene ‘vatan hainidir' diyebiliriz. Öyle ki, derin düşünüldüğünde vatandaşına fahiş fiyatla mal satan için de aynı yakıştırma yapılabilir! Devlete de, millete de sevgi ve saygısı yoksa, devletin ve milletin menfaatlerini korumuyorsa, kendi öz çıkarlarını devlet ve millet çıkarlarından önde tutuyorsa, böyle bir kimse ‘vatan haini' değil midir? Temel hak ve özgürlükleri savunanların kolayca ‘vatan haini' ilan edilebildiği ülkemizde maalesef ‘vatan hainliğinin' kıstası öyle basite indirgenmiş ki, herkes herkese bunu rahatlıkla söyleyebiliyor! Sırf bu ithamdan ürktüğü için susmayı tercih eden sessiz çoğunluk, cehaletin vücut bulduğu kimselerin varlığından şüphe ettiğimiz beyinlerinin esiri oluyorlar! Vatan sevgisi üzerinden siyaset devşirenler olduğu gibi sırf bu zihniyete karşı durmak için vatan sevgisini yitiren yığınca insandan bahsetmek de mümkün. Vatan sevgisi, insanın kalbinde olmalı. Bayrak, kişinin kalbinde dalgalanmalı. Öyle gösterişlerle, sırf siyasi karşıtlık adına Türk Bayrağı rozeti takıp ‘vatansever' havası estirmekle olmuyor. Aynı şekilde, bu eğilimde olanlara karşı tavır sergilemekle de..! Bireyler fikrini özgürce ifade edebilmeli, yazarlar ‘yarın başıma bir iş gelir mi?' korkusundan arınıp özgürce yazabilmeli… Siyaseten yapılan hatalı davranışları ‘vatan hainliğine' dönüştürmeden, kin ve nefret yaymadan olgun bir duruşla eleştirebiliriz. Konuşurken ve yazarken memleket sevgisini yitirip toplumu ayrıştırmamaya özen gösterelim yeter..! Sonuç olarak; siyasetten uzak, vatan sevgisiyle yetişmiş yeni nesillerin varlığına dair umutlarımızı koruyarak bu ülkeyi daha ileri noktalara taşımak için çabalayalım. Sahip olduğumuz makamları, unvanları bu ülkenin aydınlık yarınları için faydaya dönüştürelim. Günümüz şartlarında Koronavirüs aşısının önemini ve gerekliliğini hepimiz görüyor ve hissediyoruz. Yakın zamanda hastalığın seyri, aşılananların korunma seviyeleri ve gerçek bilim insanlarının tutacağı ışıkla birlikte toplum ikna olacak ve gereğini yapacaktır. Ama bize bir de korku aşısı lazım. Bu memleketi kendi babasının malı sananlara karşı, vatan sevgisini siyasi temellere oturtup korku yayarak bundan rant devşirenlere karşı güçlü bir aşı..! Öyle bir aşı olsun ki, öncesinde FETÖ'nün eteğini öpüp himmet beklerken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ‘vatanseverlik' kimliğine sığınıp kendini aklamaya çalışanların damarlarındaki ihaneti de temizlesin. Siyasi kini vatan sevgisinin önüne geçenlerin kalplerini pirüpak eylesin! Ana yurdununun yabancı işgaline rıza gösterecek zihniyetini yok edebilsin! Bizi biz edecek, korkularımızı yenmemize ve cehaletin ortadan kalmasına vesile olacak, sevgi ve saygıyı yeşertip gerçek vatanseverlik duygusunu ruhumuzda hissettirecek bir aşı olsun…
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|