KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Aralık 2024 Cumartesi
°C
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Ben demiyorum, öyle diyorlar!

26 ARALIK 2017 SALI 16:15
27
10981
8
AA aa

Gecenin tam da yarılandığı saatlerde çalan telefonda gördüğüm isim, “kesin yine bir şeyler olmuştur” dedirtmişti.

Biraz gergin, biraz da şaşkın bir ses tonuyla “Abi olanları gördün mü? Birileri sosyal medyada Bingöl'de 8-9 erkeğin bir kız öğrenciye tecavüz ettiğini yazıyor. Bilgin var mı?” diye sorunca, birkaç inceleme yaptıktan sonra ‘Böyle bir iddianın gerçek olmadığını, hiç kimsenin ortaya bir delil koyamadığını ve en sağlıklı sonucun sabah alınacağını' belirten bir paylaşım yaptım.

Yaptım yapmasına da… Gözümü kapatmak için uzandığımda sabah saat 05.00'ı gösteriyordu. Beş saatlik zaman zarfında onlarca yorum, paylaşım, canlı yayın ve telefon görüşmesi yapmanın verdiği yorgunlukla bir çırpıda uyumuş olsam da, sabahın erken saatinde ardı ardına gelen telefonlar hareketli bir günün habercisi olmuştu.

Gece yarısı şahit olduğum manzara üzerine kitap yazacak olsam, muhtemelen başlığını “Cehalete sürüklenmiş gençliğin anatomisi” olurdu!

Polis ve hastane kayıtlarında böyle bir vakanın bulunmadığını, ilgili makamlardan sorulduğunu ve iddianın gerçek dışı olduğunu söylesem de, gençler körü körüne inanmışlardı!

Söyleneni anlamamakta ısrar etmek, defalarca tekrarlanan bir doğruyu yalana değiştirmek ve doğru kabul edilen yalanın gerçekliğini ispat edememek..! Gençlerin ortak yönü böyleydi!

Tecavüz vakasının gerçekliğini savunanlarla yaşanan atışmamızdaki kritik sorum şuydu; “Ben, böylesi bir olayın olmadığını ilgili makamlara dayanarak söylüyorum. Madem bunun gerçek olduğunu savunuyor ve bir yalan üzerine bunca paylaşım yapıyorsunuz, o zaman bana bu olayın nerede, kim tarafından kime yönelik yapıldığını söyleyin de ben de size inanayım”

Aldığım iki türlü cevap vardı!

Birincisi; “Hadi bu olay yalan diyelim! Ya öncekiler? Neden gerçekleri gizleme gereği duyuyorsunuz?”

İkincisi; “Öyle diyorlar!”

Birinci yanıtı verirken birçok kişinin geçtiğimiz haftalarda yaşanan ve tarafımızca kamuoyuna duyurulan haberlerin ekran görüntülerini paylaşmasını şaşkınlıkla karşılıyordum!

Cinsel istismara karşı hepimizin hassasiyet göstermesi güzel bir davranış! Lakin üzerinden bir hafta geçen olayla ilgili hassasiyet neden bu zaman aralığı sonrasında oluşuyor?

Ayrıca, gazeteci olarak bizler bu olayı gizlemek istiyorsak, sizler nerden öğrendiniz bu olayları?

Bizden öğrendiğiniz gerçeklerle bizi sorgulamak ve eleştirmek neyin kafasıydı?

Altında farklı bir amaç yoksa, sarf ettiğiniz ‘hadi bu yalan diyelim' sözcüğünü, gerçekliğinden emin olmadığınız bir olayla ilgili neden sarf ediyor ve bu kadar ısrarcı davranıyorsunuz?

Bu iddianın ispat edilememesi bir yana dursun, sözde tecavüze uğrayan kız çocuğunun hastanede yoğun bakımda olduğunu söylemek, tedavi şekilleri belirtmek, ailesinin olayı kapatmak istediği yalanını sarf etmek, profesyonelce idi.

Ve ne acıdır ki, böyle bir yalana inanacak binlerce insan vardı!

Israrla söyledim, yine tekrar edeceğim!

Cinsel istismar olaylarına karşı toplumsal tepki oluşması, hassasiyet gösterilmesi güzel bir yaklaşımdır. Lakin üzerinde durduğumuz konu bu değil. Bunun dayandırıldığı sözde tecavüz vakası yalanıdır! Böyle bir olay yokken, neden Bingöl'ün adı olmadık bir yalandan dolayı kirletilsin?

Bingöllülere, kutsallarımıza ve değerlerimize olmadık hakaretler savuran cahil sürüsünün sarf ettiği sözler, belli ki bu gençleri hiç rahatsız etmemişti. Onlar için önemli olan, savundukları yalanın ülke gündemine oturmasıydı!

Hele ki, meselenin en ince noktası da Kudüs meselesiydi!

Kudüs için sokaklara dökülüp meydanlarda zulme karşı haykıran Bingöllülerin “neden cinsel istismara karşı meydanlara inmiyorlar!” diye başlayıp hakaretle noktalanan sözlerle itham edilmesi, iyi niyetten yoksun bir tutumun açık göstergesiydi!

Ve bir diğer önemli nokta, yalana inanma türü olarak ortaya çıkan “öyle diyorlar” cümlesi…!

İnandıkları yalanı ispat edemeyenlerin en komik savunması da “öyle diyorlar” demekti! Böyle bir savunmaya akıl sır erdirmek mümkün değildi!

Biz de şöyle mi diyelim; “Bunu yapanların amacı Bingöl insanını kötülemek, dışarıya karşı halkı istismarcı göstermek, halkı galeyana getirip sokaklara dökmek, İslami değerlere saldırmak ve muhafazakâr halka çirkin bir etiket yapıştırmak”

Böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylediğiniz de ben de desem ki, “Öyle diyorlar”

Bu söze karşılık tepkinizi az çok tahmin edebiliyorum!

Hiç dikkatinizi çekti mi?

Tecavüz vakasının yaşandığını, bir genç kızın daha hayatının kaydığını iddia edenler ve bu yalanı hunharca savunanlar, Valilik, Savcılık ve Emniyet açıklamalarından sonra şunu söylemesini beklerdim; “Çok şükür iddialar yalan çıktı ve bir genç kızın hayatı kararmamış oldu.”

Maalesef böyle bir mutluluğu göremedik!

Halen bu yalanı ısrarla savunmaya devam ediyorlar. Çünkü yazdıklarını “gördünüz mü, nasıl tt oldu?” sevinciyle ifade ediyorlar! Yazdıklarının oluşturduğu tahribat ise umurlarında değil!

Bir kez daha altını çiziyorum! Cinsel istismar vakalarına karşı toplumsal duyarlılık adına ortaya konulan tepkileri kabul ediyorum. Ancak bir yalan üzerinden bunun yürütülmesi ve yalan üzerinden bir halka hakaret edilmesi kabul edilemez!

Sosyal medyanın açtığı sosyal yaralara bir yenisinin eklendiği bugünde, samimiyetle cinsel istismara karşı tepki gösterenleri bir kenarda tutup, yemediği nane kalmayıp buna rağmen Bingöl halkına bu çirkin iftirayı atıp hakaret edenlere Şener Şen'in güzel sözünü hatırlatmak istiyorum; “En namuslu sözler, en namussuz insanların dilinde..!”

Ben demiyorum, öyle diyorlar!

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21691)
07 Ocak 2018 Pazar 18:21
birilerinin bu haber yalan olmasına rağmen ısrarla doğrudur demesi çok büyük bir ihtimal ile siyasi nedenlerden dolayıdır. çünkü mevcut bingöl halkının ve yöneticilerinin hangi partiyi desteklediklerini, ya da hangi partiye yakın olduklarını herkes biliyor. böylesi bir haber ile hem memleketimizi yöneten partinin il yöneticileri , siyasetçileri hem de kendilerine oy vermeyen halkımızdan intikam alma duygusu ön planda olduğu için bu iftiralar karalamalar yapılmıştır. Halbuki bu tür olaylar maalesef birçok ilde oluyor ama onlara kör ve sağırlar!D.bakır yolunda araçlarımızı kimler neden yakıyordu
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21611)
05 Ocak 2018 Cuma 15:41
Hakim bey yazınızı haz alarak okudum.Lakin olayın uzucu boyutuna gelince ılımızde merkezi olarak baktıgımızda bu tarz olayların nadiren yasandıgı kanısındayım.Fakat kırsal kesimle ilgili duyumların pek iç acıcı olmadıgını belirtmeden gecemıyecem.Konumuz olan cinsel istismar olayına gelince sanal alemde bu tarz paylaşımlar yapıldıgında bırden hepımız klavye kahram kesliyoruz.Sorarım...Gözumuzle şahit oldugumz tacız olaylarına sokaklarda genc kızların tokatlanma olayına neden aynı duyarlılıgı göstermıyoruz yerınde mudahelede bulunmuyoruz.Bu gençlık bizim memleket hepimizin .
Müslümanın tavrı (@Misafir_21253)
30 Aralık 2017 Cumartesi 12:46
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Konunun hassasiyetine yönelik şeyler daha eklemek gerekirse; Taciz ve tecavüz olaylarının iddia süreci gazetelerde ve haber sitelerinde yayınlanması doğru değil ve caiz değildir. İslam şeriatında ceza kesinleşip had uygulandıktan sonra caydırıcı olması bakımından suçlu teşhir edilir. günümüzde Yüce İslam şeriatinin kanunları uygulanmadığına göre, beşeri cezalar kesinleştikten sonra haber yapılabilir. Bu konuda da yayıncı kuruluşlardan hassasiset bekliyoruz. Zira iddiadan ibaret olan haberler, kişileri, mahalle belde ve köyleri ya da şehirleri adlarını kirletir.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21144)
29 Aralık 2017 Cuma 00:15
Ağzına vede kalemine sağlık...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21045)
27 Aralık 2017 Çarşamba 15:05
'Namus erbabı kişiler namussuzlar kadar cesaretli olmadıkça o ülke kalkınamaz.' Namussuzlarda Allah korkusu olsa , inanç olsa bu ahlaksızlığı yaparlar mı? Ağzına kalemine sağlık Hakim bey. Doğruya doğru.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21039)
27 Aralık 2017 Çarşamba 12:38
doğru ve akl-ı selim bir yazı.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21017)
26 Aralık 2017 Salı 20:26
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz hakim bey kaleminize saglık.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21016)
26 Aralık 2017 Salı 19:30
Tebrik ederim sevgili aydın doğan
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın