Siyasi Ve İdari Sistemimizde Son Viraj: Yeni Halİnsanoğlu çevresini idrak ettiğinden beri, nerede hata yaptığını ve tökezlediğini sorgulayan tek varlıktır dersem mübalağa etmiş olmam. Her birimizin kendimize, çevremize ve devlet düzenine ilişkin fikirlerimiz olabilir ve birbirimizden çok farklı şekilde arz etmiş de olabiliriz. Önemli olan görüşlerimizi meşru kanallarla ifade etmeye çalışmaktır. Değişimi ve dönüşümü istemenin yanında mevcut yapıyı az bir maliyetle değiştirmek büyük bir meziyet gerektirir. Türkiye'de değişimin hep verili yapılardan kaynaklandığını ve yine devlet endeksli elitler tarafından gerçekleştirildiğini unutmamak gerekiyor. Bunun tarihsel bir geçmişi vardır. Devlet, hem gelişmenin önünde engel, hem de değişimin katalizörü olagelmiştir. Bu bize özgü bir devlet geleneğidir. Bizim dışımızdaki toplumlarda bu fazla görülür bir durum değildir. Ülkemizde tarihsel açıdan bir ilk/e imza atıldı. İdari sistemiz kan dökülmeden (darbe, ayaklama ve iç kargaşa yaşamadan ) milletin reyiyle değişti/ Değişiyor / Ve değişecek de... Yapılan hamle tarihsel açıdan doğruydu ve kaçınılmazdı. Mevcut idari yapıyla Türkiye'nin bölgesinde başat bir aktör olamayacağı açıktı. Bu değişimi anlamlı kılan iki özellik vardır. Birincisi idari/ kamu düzenine ilişkin değişimi içermesi ve ikincisi ise siyaset etme ve siyasi yapıya ilişkin kapsayıcı değişimi kapsamasıdır. Bu değişimle birlikte, belki siyasi hayatımızda marjinal fikirler, çıkışlar ve kişiler varlıklarına uzun süre devam edeceklerdir, fakat marjinalizm bir daha dirilmemek üzere toprağa gömülmüştür. Demokrasinin önündeki engelleyici, vesayetçi ve bürokratik yapılar bu değişimle birlikte tarihin çöplüğüne atılmış oldular.
Bir kamu yönetim uzmanı olarak idari sistemde yapılan küçük bir değişikliğin ne kadar meşakkatli olduğunu çok iyi bilirim. Başkanlık sistemini önemli kılan özellik ise "beni kimin yönettiğine" dair özneyi tesbit etmesidir. Ülkemizde gerçek anlamda hiçbir zaman parlamenter sistem belirleyici olamamıştır. Siyasi elitlerin, "İktidardayız ama muktedir değiliz" bahaneleri bu yapıyla tarihe karışmıştır. Kim ne derse desin yapılan bu değişim, bir devrimdir. Bu değişimi diğer modernleşme hareketlerimizden farklı kılan bir özelliği daha vardır. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan ilk sistem değişikliğidir ! Bütün devrimler, süreçler sancılıdır. Mutlaka bu değişimin de eksik tarafları vardır ve olacaktır. Şunun iyi bilinmesi gerekiyor: İnsana mahsus olan hiçbir şey hatadan münezzeh değildir. Yürütme, yasama ve denetim mekanizması arasındaki dengelerin belirsizliği, yerel demokratik yapıların güçsüzlüğü bu eleştirileri haklı çıkarmaktadır. Bütün bu eleştirileri doğru kabul etsek bile "kervan yolda düzelir " atasözümüze kulak vermemiz gerekir diye düşünüyorum. Bu değişimle birlikte, Türkiye'de siyaset gütmek isteyen her aktör veya siyasi parti ister istemez değişimden doğrudan etkilenecektir. CHP mevcut yapısıyla gidemeyecektir. İsmi dahil olmak üzere değişime maruz kalacaktır. MHP, bu değişimin önünde kilit parti olarak yer almıştır. Eğer değişimi ve dönüşümü iyi okursa ileri dönemlerde oyun kurucu olacaktır. HDP, PKK'nın şiddet sarmalından kurtulursa, demokratik siyasi yapının önemli figürü olacaktır. İyi Parti gerekli olan çıkışı yapmış, fakat istenilen performansı gösterememiştir. Daha çok değişerek, dönüşerek kentlileşmiş orta sınıflara hitap edebilir bir pozisyona evrilecektir. Türkiye'de toplumsal mühendislik anlamında siyasi ideolojizmler bitmiştir. Fakat Türkiye'de ideolojik anlamda devletin amentüsü olan milliyetçi damar, muhafazakar ve evrensel değerlerle yüzyüze gelip değişime uğrayacaktır. Gelişme ve değişim, toplumsal taleplerle doğru ilintili olacaktır. Yeni Hükümet Sisteminin ülkemize, milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 25 Kasım 2024 ÖLÜMCÜL KİMLİKLER ve ŞAHSİYETİN ÖLÜMÜ15 Ekim 2024 Asilzade Bir Kadının Hikayesi: Godiva Efsanesi22 Aralık 2023 Konaktan Barınağa Bir Yerel Yönetim Klasiği (!)29 Ekim 2023 Demokrasi İle Taçlandırılmış Bir Cumhuriyet
|