Sıradan İnsan İle Vasat İnsan Arasında Varlık SancımızSon zamanlarda çok dillendirilen fakat hakkı yenilen bir kavram vardır: O da” vasat” kavramıdır. Ülkemizde birçok kişi “vasat” kavramını yanlış kullanıyor. Vasat deyince “basit”, “sıradan” insan anlaşılıyor. Oysa “vasat” kelimesi bir işte aşırı gitmemek (ifrat) veya bir işten geri kalmamak (tefrit) anlamına gelir. Halbuki vasat anlam olarak; olaylar karşısında mutedil, dengeli ve ılımlı olmaktır. Başka bir tabir ile gerçeğe şahitlikte bulunmak, hayırda yarışmak, aşırılıklardan kaçınmak ve Hakkın hatırını her türlü maddi beklentiden üstün tutunmayı ifade eder. Başka bir deyişle, olay ve olgular karşısında “makul” hareket etmeyi ifade eder. Vasatlık bir duruştur. Vasat kişi, şımarık ve ikiyüzlü olmayı red eder. İnsanları kendi çıkarları için kullanmaz. Onlarla dengeli ve eşit bir pozisyonda olmayı ister. İnsanlara hükmetmeyi pek sevmez. Ama iyiden, güzelden ve doğrudan yana tavır sahibi olan kişidir. Vasatlık bir meziyettir, sıradanlık ise meziyetsizlik halidir Vasat; cimrilikle savurganlığın ortasıdır. Yani cömertliktir ! Vasat kavramını “sıradanlık” ile karıştırmamak gerekir. Vasatlık, fikirde, eylemde, dengeli ve mutedil olma durumunu iken, sıradanlık herhangi bir şeye; ideolojiye, statüye, mevkiye, inanca ve yerleşik verili kimlikleri sorgulamaksızın ve var olan ezberlere aklını emanet etmeye çalışmaktır. Birisi özgünlüğe ve özgürlüğe, diğeri ise taklide ve esarete götürür. Sıradanlık, başkası olmaktır. Yani bir sürüye; cemaate, partiye, gruba, mensup olduğu yere emek harcamaksızın ve bilinen ezberlere sahip olmaya çalışmaktır. Sıradanlık, farklı olanı dışlar. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı ve ötekiler hakkında uydurulan tutarsız bilgileri sorgulamaksızın kabullenmeye götürür. Onun için bilgi sahibi olmadan “inanç” sahibi olmaya çalışmak, insanı fanatizme götürür. Fanatizm, insan fıtratını zedeleyen en büyük hastalıktır. Peygamberimizin bir hadisidir: “Dinde aşırı giden helak olmuştur.” Bu şiarı unutmamak gerekir. Fıtrata uygun yaşayan bir insan “ irfani” bir duruşa sahip olur. İrfani duruş ile bilgi arasında direk bir ilişki olduğu gibi yeterli bir koşul olmayabilir. Aynı zamanda paradoksal bir durumda söz konusudur. Her okur- yazar,” irfan” sahibi olmadığı gibi, her irfan sahibi de mektepli yani okur-yazar olmayabilir. Fıtrata uygun yaşayan vasat bir insan; pusu yerine düelloyu, nefret yerine sevgiyi, ayrıştırma yerine bütünleştirmeyi, korku yerine emniyeti, kurnazlık yerine aklı, taklit yerine özgünlüğü, ceza yerine ödülü, biat yerine ehliyeti, savaş yerine barışı, bağnazlık yerine hoşgörüyü, cimrilik yerine cömertliği, mutsuzluk yerine mutluluğu, fakirlik yerine refahı, kötülük yerine iyiliği, kölelik yerine özgürlüğü seçen ve ifrat ile tefrit arasında uzak kalmaya çalışan kişidir. İmam-ı Gazali'ye göre ifrat ile tefrit arasında insanın iki önemli zaafı vardır; “ sevdiği kişide hiçbir kusur görmez, sevmediği kişide ise hiç bir meziyet göremez”. Her okur- yazar, vasat kişi değildir. Vasatlık kavramı bir duruşu simgeler. Vasat insan, olaylar ve olgular karşısında nesneldir, objektiftir. Olaylara her zaman hakikatın penceresinden bakmaya çalışır. Hakikatin hilafına yönelik tavır geliştirmez. Sulh ve sükunet penceresinde olayları süzer ve ona göre kararını verir. Yani yüreğini, zihnini ve ruhunu fıtratın doğal akışına göre konumlandırır. Dünyevi şeylerin kölesi olmaz, sadece efendisi olmak için emek harcar. Vasat insanın tek bir ilkesi vardır; o da adalet terazisidir. Adalet terazisi hangi yönde ise, kendini ona göre konumlandırır. “Zülm bizde ise, ben bizden değilim” diyen kişidir vasat insan!.. Selam olsun, vasat yolda yürüyenlere ! YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Ekim 2024 Asilzade Bir Kadının Hikayesi: Godiva Efsanesi22 Aralık 2023 Konaktan Barınağa Bir Yerel Yönetim Klasiği (!)29 Ekim 2023 Demokrasi İle Taçlandırılmış Bir Cumhuriyet29 Eylül 2023 Siyasetin Sahası: Özel ve Kamusal Alanın İnşası
|