KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Kasım 2024 Perşembe
°C
Bünyamin Bayram
binbay12@hotmail.com

Üç kutsal din Sümer efsanelerinden mi alındı?

02 EYLÜL 2024 PAZARTESİ 02:29
18
2820
15
AA aa

Günümüzde Sümerler konusu bir moda oldu! Özellikle Sümer Yazıtlarının keşfi ve Çivi Yazısıyla yazılmış o tabletlerin çevirisiyle ortaya çıkan bilgiler; inanmayan veya Dinleri nasıl vururum derdinde olan bir kısım sözde bilim adamlarına da malzeme oldu...

Sümerler, M.Ö.4000-2000 yılları arasında, Mezopotamya'da yaşamış, kendisinden sonra gelen birçok medeniyetlerin de temelini oluşturan, en eski uygarlıklardan biridir. Merkezi bir imparatorluk yerine yaklaşık 35 şehir devletlerinden oluşan bir örgütlenme yapısına sahipti. Yazının icadı, tıp, astronomi, matematik gibi alanlarda ilerlemiş. Örneğin, Güneş saati, bir ayı 30 gün, bir yıl 12 ay ve 360 gün olarak belirlenen takvimi icat etmişler. İlk yazılı kanunları hazırlamışlar. Ziggurat adı verilen yüksek katlı tapınaklar inşa etmişler. Gılgamış Destanı, Tufan Destanı, Yaratılış Destanı en önemli yazılı eserleridir.

Sümer yazıtları, 1855 yılında bulundu ve 19. asrın sonlarına doğru da çivi yazıların deşifre edilmesiyle birlikte, çoğu kırılmış ve okunmaz olmuş yazıtların az bir kısmının tercümeleri yapıldı.

Sümer Yazıtlarını çözen ve ilk tercümesini yapan yabancı arkeolog George Smit'dir. Ancak, Türkiye'de ilk dile getirenlerden biri meşhur Sümrelog Muazzez İlmiye Çığ'dır. “Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni” adlı kitabında, özellikle Tevrat'ın Sümer yazıtlarındaki efsanelerden alındığını, Yahudilerin Sümerler'in bu çok Tanrılı putperest inançlarını tek Tanrı fikrine dönüştürdüklerini, İncil ve Kur'an'ın da bu inançları Yahudilerden alarak bu efsaneleri sürdürdüklerini iddia etmektedir. Yani bu üç kutsal kitap, Allah tarafında gönderilen Peygamberlere ve İlahi Vahye dayanmıyor, efsanelerden oluşmuştur demek istiyor…

Bu kitabı detaylı bir şekilde okudum. Bilmeyen biri, tüm dini konuların Sümer efsanelerinden olduğu gibi kopyalandığını sanacak. Öncelikle Kitap çelişkilerle ve gerçeğe aykırı bir kısım bilgi ve yorumlarla dolu. Bunları detaylı ele almak bu makalenin sınırlarını aşar.

Muazzez hanım kitabında ağırlıklı olarak Tevrat ile ilişkilendirme yapmaktadır. Kur'an ile çok az ilişkilendirme yapabilmektedir, birçok yerde de Kur'an'ın farklılığına hayret etmektedir. Ama yine de toptancı yaklaşıp Tevrat üzerinden Kur'an da Tevrat ile benzerdir diyebilmektedir.

Kitabında dile getirdiği üç din ile benzer konular özetle; Nuh Tufanı, Adem'in topraktan yaratılması, Âdem ve Havva'nın cennetten çıkarılması, Zina eden kadının Recm yoluyla taşlanma cezasına çarpıtılması, Bekaret konusu, Tapınakta İbadet Ritüelleri, Tapınağa gidenlerin, dua edenlerin, kurban kestirenlerin vücutça temiz olmaları, vb.

Yazar, ayrıca üç dinle ortak konuları şöyle özetliyor: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü, yargılaması, tanrı korkusu, kurbanlar, ilahiler, dualar ve tütsülerle tanrıyı memnun etmek, iyi ahlaklı, dürüst ve adil olmak, büyüklere ve küçüklere saygı göstermek, sosyal adalet ve temizlik.

Yani böyle benzerlikler nedeniyle, dinlerin Sümerlerden alındığı iddiasında bulunmak çok ilginç! Ya akıl alacak gibi değil! Sorun olaylara bakış açısı ve okuma problemidir. Siz olaylara hep inançsız gözle bakmak isterseniz, tabi ki o taraftan okursunuz…

İnanmayanların izlediği tutum böyledir, inkarlarına delil getirmekte zorlanınca, yaptıkları şey, kutsal değerleri ve inançları nasıl vurabilirizdir!

İslâm Hz. Muhammed'le başlamadı ki… Âdemle de vardı… Âdem ve sonra oğulları, sırayla gelen peygamberler Allah adıyla toplumla konuştular, yaşadıklarını paylaştılar. Devam eden inançlar elbette ki, birbirine benzeyecek. Çünkü aynı lambadan çıkan ışıklardır…

Benzerlik olmasaydı asıl o zaman problem var demektir. Olaylar, anlatılar, mesajlar, tabii ki birbirine benziyor… Çünkü kaynak aynı.. Aynı kökenden gelmesine neden şaşıracakmışım? Elbette ki saf inanç baştan beri aynıydı.

Ayrıca Hanifdi İbrâhim. O putlara tapmadı, aksine Sümerler putlara taptığı için dışlandı.

Hz. İsa kendi resmini ya da haçı mı kutsallaştırdı yaşarken? Hepsi ondan sonra pagan putperest inananlar tarafından kiliselere koyuldu…

Ayrıca bu benzerlikler insanoğlunun ortak hafızasını gösteriyor. Demek ki olaylar geçmiş Milletler tarafından da bilinmektedir. Demek tüm dinlerde ortak ve benzer noktalar vardır. Bu da Peygamberlerin benzer şeyler söylediğini gösterir.

Kuran'ı Kerim'e bakıyorsun diğer kutsal kitaplardaki ve Sümer yazıtlarındaki kısalara benzerlikler var, ama Kur'an'daki içeriğin edebiliği ve zenginliği insanı hayrete düşürüyor. Örnek Yusuf süresini alın Tevrat'ta Yusuf suresini okuyun, bir de Kur'an'dan okuyun, aradaki farkını görürsünüz. Sümer yazıtlarıyla zaten karşılaştırılmayacak düzeyde bir zenginlik var Kur'an'da.

M.Arkaon'un, Kur'an Mucizesiyle ilgili bir tespiti var: Kasas suresinde Firavun ve Musa'nın karşılıklı konuşmalarında, Musa, alemleri, yeri ve göğü yaratan Allah'a inanmaya çağırır. Firavun da yanındaki Haman'a (usta başı): Ey Haman bana bir kule yap çıkıp bakayım gerçekten Musa'nın Rabbi orada mı? Der. Haman kavramı ilk defa Kur'an'da geçer, son yüzyılda Mısır Hiyeroglif yazıları çözüldüğünde, tabletlerde geçtiği ve Haman'ın Firavunun Usta başı olduğu, (yani İmar Bakanı) anlaşıldı. Haman adı hiçbir kutsal metinde geçmez. İlk defa Kur'an'da geçen bu bilgiye, mektep medrese görmeyen ümmi bir peygamber nasıl ulaştı? Siz düşünün artık…

Yeni buluşlar Muazzez İlmiye Çığ'ın Teorisini bitirdi:

Zamanla eldeki arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen bilgi ve belgeler Muazzez hanımın iddialarının geçersiz olduğunu gösteriyor.

Bu tezi çürüten EBLA metinleri:

Sümer tabletlerinden bin yıl önce yine aynı bölgede Suriye'de çıkmış EBLA tabletleri var.

1974 yılında Suriye'nin antik kenti olan Ebla'da (Sümer bölgesi) bulunan kalıntılara niye bakmıyorlar? Niye sadece Sümerlere takılıyorlar? çünkü Ebla yazıtları Sümerler'den çok çok daha öncedir.  Çünkü 3.500 yıllık Gılgamış'tan 1000 yıl önce yazılmış aynı bölgede yani Sümer bölgesi. İtalyan arkeolog Paolo Matthiae, bu tabletlerde; Mele-i Ala'da Mikail Melek, İbrahim (Abraham) , İsmail peygamber, Nuh, Hud peygamber, Lut kavminin helak olduğu Sodom ve Gomore anlatılıyor. Kenan illeri anlatılıyor. Harran'dan bahsediliyor. İrem şehri var. Yemen ile Umman arasında harap olmuş eski bir medeniyettir. İrem şehri Kur'an'da geçen ad kavminin yaşadığı yerdir.

Demek aynı toplumun bir önceki ataları Tek tanrı inancına ve dine dayalı bazı hakikatleri anlattığı görülüyor mu tabletlerde…

İbn-i Haldun'a göre ad kavmi iki zalim kardeş tarafından yönetiliyor, İslami kaynaklara göre şehit ve şeddat adında Hud peygamber'in geldiği kavimdir, Hz ibrahim'den önce de yaşamış ve helak olmuş bir kavimdir. Boyları uzun, çok güçlü insanlardan oluşan bir toplum, zaten bu güç onları helake götürmüş.

Bu EBLA metinleri; Tek tanrılı dinlerin 3500 yıllık Ninova'da bulunan Sümer yazıtlarındaki bilgilerden elde edildiği iddiasını çürütüyor

Demek ki Sümer yazıtları içine geçen bazı anlatımlar bu EBLA tabletlerinden tek tanrılı dinlerden alınmıştır. Bugün, bu tabletler Suriye'de Halep, Şam ve İdlib müzelerinde tutulmaktadır.

Günümüzde birçok yerde yapılan arkeolojik ve jeolojik araştırmalarda bundan 12.000 yıl önce büyük bir Tufan yaşandığını gösteriyor. Böyle global düzeyde olan bir hadise, elbette Sümerler'de de ele alınmıştır. Hatta Göbeklitepe'nin de bu Nuh tufanından sonra yeryüzünde kalanların inşa ettiği söyleniyor.

Aslında, Nuh tufanının Sümerler'de geçmemesi tuhaf olurdu, bu sadece Sümerler'de değil, mesela Etiyopya tarihine bakınız orada da Naha diye biri çıkıyor, Tufan'da gemi yapıyor ve ailesi ile birlikte bu gemiye biniyor. Naha ütopya dilinde çok uzun yaşayan kişi demektir.

Meksika'daki Aztek kalıntılarında da bu bilgi var ve büyük tufandan bahsediliyor ve sahillerine gemilerle gelen insanlardan bahsediyor.

Hatta Avustralya'da Aborjinler var ve bunların 40.000 yıllık tarihi var: “bir zamanlar her tarafı sular kaplamıştı, su üstünde yüzen bir ev içindeki  bir adamın ailesi ile seyahat ettiğini gördük” diyor insanlar. Aborjinler'in 17.500 yıllık mağaraları var ve o mağaralarda yapılan resimler var. Sanki tüm medeniyet 5000 yıllık Sümerlere dayanıyor gibi. 12.500 yıla dayanan Göbeklitepe birçok arkeolojik teorileri alt üst etti. Düşünün o günkü insanlar yıldızları gözlemlemiş!

Evrimciler ne diyordu, işte insan 10 ile 40 bin yıl arasında bugünkü dini duyguları düşünmeye başladı.

Dünyanın neresine giderseniz gidin Tanrı/Allah fikri var, bir yaratıcı fikri var, bir ilahi güce insanlar inanmışlar. Ya olmayan bir şeyi insan icat edemez ve uyduramaz.

Sümerlerin biraz gerisine 500 yıl daha gittiğimizde, Sümer kenti olan Uruka, yani Gılgamış'ın yaşadığı yerlerdeki topluma Hz. İbrahim gönderiliyor.

İbrahim Peygamber Gılgamış'tan yaklaşık 500 yıl önce gelmiş ve bu topluma bir peygamber olarak, insanın yaratılmasını, Nuh tufanını, ortak değerleri anlatmış. Maalesef onlar mitolojik anlatımlarla ve putperest olarak bu hakikatleri gölgelemişler.

Demek kutsal kitaplarda anlatılanlar Sümerlerden değil tam tersine peygamberlerden Sümerler'e geçmiş.

Mesela Hz. İdris 14.000 yıl önce yaşadığı söyleniyor ve bir Sümer peygamberidir. Sümerlerin yaşadığı o bölgelerde gelen bir peygamberdir ve ilk yazıyı bulan kişi olduğu dini kaynaklarda ele alınmıştır.

Demek ki, Kutsal kitaplar ve dini hakikatler Sümerlerden değil; Sümerlere, onlardan önce bu konuları anlatan peygamberlerden geçmiştir.

Sevgi ve saygılarımla…

 

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111349)
03 Eylül 2024 Salı 10:41
Büyük emek verip zaman ayırarak derinlemesine yapılan bir araştırma!
Rabbimizin korumasında olan Kur'an-ı ve O'nun yaşam tarzının birebir eksiksiz tek örneği 12 imamın, 14 masumun (as) hayatını bu denli araştırılsaydı inanıyorum ki her şey çok farklı olacaktı.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111324)
02 Eylül 2024 Pazartesi 14:42
'Tarihte en dürüst ve en temiz olarak anılan üç peygamber, oturup efsaneleri tahlil etmiş ve temizliklerini hiçe sayıp hadi bu efsaneleri milleti terbiye etmek için süsleyelim diye yola koyulmuş. Bir daha kimsenin yazamayacağı kadar ağır metinler yazmayı başarmış ve hadi bu metinlerle dürüstlüğümüzü boş verip, insanları uydurduklarımızla peşimizden sürükleyelim demişler.' Güncel bir amiyane tabirle Ateistlere hitaben ' YAV HE HE'
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111323)
02 Eylül 2024 Pazartesi 14:19
İlk derli toplu yerleşkeler mezopotamyada oldu.Yerleşkelerle birlikte yerleşik kurumlar oluştu.Toplumsal ilişkiler buna göre oluştu.Burası dünyanın merkezi oldu.Ticaret vb toplumsal alışkanlıkların birbirine transferi oluştu.Etkileşim kaynaşmalar oldu.Bunun sonucunda metinlerde yazıtlarda beleklerde ortaklaşmalar oldu.Bu kaçınılmazdır.İnsanlar izole yaşamazlar.Etkileşim ilahki olacaktır.Allah inancı bana göre genetiktir.İnsanın genlerine işlenmiştir.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111319)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:54
Hz. İbrahim'in tarihi varlığı, hem dini metinler hem de tarihsel araştırmalar açısından tartışmalı bir konudur. İşte bu konuda dikkate alınması gereken bazı noktalar:
Dini Perspektif
İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik: Bu üç büyük monoteist dini gelenekte, Hz. İbrahim, önemli bir peygamber ve dinin atalarından biri olarak kabul edilir. Bu inançlara göre, İbrahim Tanrı tarafından seçilmiş bir peygamberdir ve Tanrı'nın mesajını iletmiştir.
Kutsal Kitaplar: Tevrat (Eski Ahit), İncil (Yeni Ahit) ve Kuran'da Hz. İbrahim'in hayatı, Tanrı ile olan ilişkisi, �
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111318)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:51
lütfen yanlış yorumlarınızla insanları zehirlemeyin gerçekleri yazın insanlarda kendileri okuyup araştırıp yaşamlarını ona göre hür iradesiyle karar versin.İnsanları yanlış manipüle etmeyin
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111317)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:48
Kutsal kitaplar ve dini hakikatlerin kökenleri konusunda çeşitli görüşler ve tartışmalar bulunmaktadır. Bu konuda genel kabul gören bazı noktalar şunlardır:
Dini Kökenler ve Sümerler: Sümerler, Mezopotamya'nın erken uygarlıklarından biri olarak zengin bir kültürel ve dini mirasa sahipti. Sümerler'in inanç sistemleri, tanrıların ve mitolojilerin yanı sıra çeşitli ritüel ve törenleri içeriyordu. Ancak, bu inanç sistemleri ve mitolojiler, kutsal kitaplar olarak kabul edilen İncil, Tevrat veya Kuran'dan farklıdır.

Peygamberler ve Kutsal Kitaplar: İnanç siste
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111344)
03 Eylül 2024 Salı 08:51
@Misafir Kullanıcı Farklılıklar olacaktır.Birebir aynı olması eşyanın tabiatına aykırıdır.Çünkü aralarında bin yılları aşan zaman dilimi var.Ancak aynı çoğrafyanın ürünleridirler.Sümer,babil,elam,asur,arap,pers,türk ,med çoğrafyası aynıdır.Zaman içinde yönetimleri ele geçiren hanedanlara göre isim değişikliği olmuştur.Bu günkü arap kültüründe pers kültürü izlerinin olmadığını kim inkar edebilir.Yada bu günkü iran kültürünün içinde arap kültürünün olmadığı kim inkar edebilir.Bu günkü türk kültürünün içinde irani,arabi,avrupai kültürün
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111316)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:46
Sümer kenti Uruk, Gılgamış'ın yaşadığı yer olarak bilinir ve Mezopotamya'nın önemli şehirlerinden biridir. Ancak, Hz. İbrahim'in Uruk'a gönderildiği bilgisi doğru değildir. Hz. İbrahim'in yaşamı ve mesajı hakkında genel olarak kabul edilen bilgiler şu şekildedir:

Hz. İbrahim'in Şehri: İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık inançlarına göre Hz. İbrahim, Ur şehrinden (Uruk değil) geldiği kabul edilir. Ur, Mezopotamya'nın güneyinde, günümüz Irak'ın güneydoğusunda yer alan bir şehirdir. Bu şehir, İbrahim'in doğduğu ve yaşadığı yer olarak bilinir.

Uru
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111315)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:39
hz idris bir sümer peygamberi değildir. Verdiğiniz bilgiler doğru değil milleti yanlış yönlendirmeyin sümerler ve babillerde halen çok tanrılı dinler vardı.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111355)
03 Eylül 2024 Salı 14:54
@Misafir Kullanıcı Değerli kardeşim sümer dediğin yer bu günkü arab yarım adası. Yani bu günkü ortaduğu ön asya.Bu günkü çoğrafyanın odönemdeki ismi.Bu gün bu çoğrafyada yaşayanlar o günkü insanların torunlarından başkası değiller.İnsanlık kültür yok olmaz.Zaman içinde değişime uğrar.Öz korunur.O dönem tanrılar vardı.Tanrılar putlaştırılmıştı.Heykel putlar önünde ritüel oluyordu.Süreç içinde tek tanrıya evrilme oldu.Kök tanrı tanrıların en üstünü oldu.Kabile tanrıcılığında evrensel tanrıya geçiş oldu.Yaratıcı fikri ama hep oldu.Bu öz insan�
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111314)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:36
'Elba layıtları' ifadesi genellikle 'Elba Kitabeleri' veya 'Elba Yazıtları' olarak bilinir ve M.Ö. 3. binyıla tarihlenen antik Mezopotamya yazıtlarıdır. Bu yazıtlar, Elba bölgesindeki antik şehirlerin kalıntıları arasında bulunmuş ve Mezopotamya'nın erken tarihine ışık tutan önemli belgeler olarak kabul edilmiştir.

Elba Kitabeleri, Elba Krallığı'na (yaklaşık M.Ö. 24. yüzyıl - 22. yüzyıl) ait çeşitli taş levhalarda yazılmış yazılardır ve bu yazıtlar, dönemin sosyal, ekonomik ve politik yaşamına dair bilgiler sunar. Bu yazıtlar, bölgesel ticaret, h
Misafir Kullanıcı (@Misafir_111313)
02 Eylül 2024 Pazartesi 10:35
İdris Peygamber, İslam inancına göre, Hz. Adem'den sonra gelen peygamberlerden biridir ve birçok kaynakta Enoch (İncil'de Hanoch olarak da geçer) olarak da tanınır. İslam, Hristiyanlık ve Yahudilikte benzer şekilde kabul edilen bu figürün yaşam tarihi hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte, genellikle çok eski bir döneme tarihlenir. İdris Peygamber'in, Hz. Adem'in soyundan gelen ilk peygamberlerden biri olduğu ve İslam öncesi dönemlerde yaşadığı kabul edilir.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın