HER ŞEY O'NU GÖSTERİRHer şeyin iki yönü vardır. Bir ciheti Hakka!. Diğer ciheti ise bize bakar… Bize bakan taraf bir ayna gibi Hakkı gösterir. Önemli olan, varlığın üstündeki ince perdeyi kaldırıp Hak'kı görebilmektir… Bu harika ve muhteşem varlıkların oluşumunu sağlayan sebeplerin/nedenlerin aciz ve şuursuzluğuna bakıldığında; aciz ve şuursuz varlıkların, böyle muhteşem varlıkları yaratamayacağı anlaşıldığında, hakiki müessiri (tesiri olan) Allah'ı; Bir canlı vücuda geldiğinde, tertipli ve güzel yaratan Allah'ın Bari ismini; Hastalıktan şifa gördüğünde Allah'ın şafi ismini; görmeli ve görebilmelidir insan... Göz, varlıktaki sanatı görüp de; basiret (hakkı görme yetisi) bu muhteşem sanat arkasındaki Sanaatkar'ı görmezse; Çok garip ve acayip kaçmaz mı?.. Varlıktaki sanata bakıldığında Sani'yi, yani yapan ustayı görmeyen göze ne demeli!
Maalesef bugünkü maddeci bilim, olay ve olgulara tek taraflı bakmaktadır: Bugün bilim canlılara sadece nasıl olmuş? Sorusuyla yaklaşıyor. Tamam, varlıkların nasıl oluştuğuna ve varlıklarda yaşanan dönüşüm ve gelişime bakalım. Ama sadece bu noktada kalırsak, eksik ve yanlış bir bakış açısıyla yetinmiş oluruz. Müslüman olarak bizler, Nasıl oldu? sorusuyla birlikte Neden? Niçin?, Ne amaçla? sorularını da sorarak, varlıkların içerdiği hakikate ve hikmete düşünsel olarak ulaşabilmeliyiz. Müslüman olarak, Nasıl sorusu bize, Allah'ın tüm varlıkları nasıl yarattığını açıklar; yani nasıl sorusuyla biz, “yaratılışın dilini” öğrenerek, yaratıcıya giden tevhid yoluna yönelebilmeli, bilimsel bilgiyi yani bilimi imanileştirmeliyiz. Her fen kendi lisanıyla, bilim diliyle mütemadiyen Allah der: Mesala, Fen ve Matematik dersleri, tüm olay ve olguların ölçü, düzen ve hikmetli yapılarıyla harika birer sanat eseri olduğunu göstermektedir… Matematik ve Geometri dersi Allah'ın ölçülü ve düzenli yarattığını gösterir. Galileo, “evren matematik dilinde yazılmış bir kitaptır”der. Tıp bilimi Allah'ın şafi ismini, Biyoloji Allah'ın hay ve hakim ismini gösterir. İşte biz fen bilimlerine Kur'ani bakış açısıyla yaklaştığımızda, her derste öğrenilen bilgiler, bizi aynı zamanda Allah'a ulaştıran marifete dönüşebilir… Önemli olan bakış açımız… Unutmayalım! İnançsızlık, canlılar aleminde ve evrendeki olay ve olgulara tek taraflı, yüzeysel ve eksik bilgilerle yaklaşmanın ve aklı devreye koyarak bakmamanın sonucunda insana bulaşır ve onu yakar… Evet olay ve olgulara akıl, mantık vicdan gözüyle ibretle, birer kudret mucizeleri gözüyle bakabilmek, kainatın sırlı perdelerini aralıyarak ilahi mesajı okumak ve böylece yeryüzünün şuurlu, akıllı ve vicdanlı üstün varlığı (halifesi) olduğumuzu göstermek… Bizden beklenen ve bize yakışan da bu değil mi? Tüm sır ve hakikat bizim olay ve olgulara bakış açımızda yatmaktadır. Bu nedenle hakkı görebilmek için eşya üzerindeki ince perdeyi kaldırmak gerekiyor. Bu perdeyi kaldırıp arka plandaki Hakk'ı görmek, insanı İman ve marifete ulaştırır.... O perdeyi aralayıp arka plandaki Hakk'ı ve Hakikati görmek bütün mesel bu…
İşte Kur'an, bu kainat arkasındaki sırlı perdeleri aralıyarak, bizden kainatı bir kitap gibi okumamızı bekliyor… Unutmayalım! Bu, bir anlamda var olma nedenimize, doğru bir karşılığımız olacaktır. Allah'ın armağanı olan bu hayatta, ortaya koyacağımız güzel düşünce ve duygularımızı; verene karşılık olarak armağan edelim, ne dersiniz?.. Sevgilerimle…
Bünyamin BAYRAM Eğitimci ve Yazar YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Aralık 2024 Suriye nereye gidiyor?06 Kasım 2024 İlahiyatçıları/din adamlarını dinlerken ölçüleriniz olmalı07 Ekim 2024 Kur'an'ın, Tevrat, İncil ve Avesta'dan farkı02 Eylül 2024 Üç kutsal din Sümer efsanelerinden mi alındı?
|