Her yıl dünya genelinde 11 Aralık' ta kutlanan “Uluslararası Dağ Günü” nedeniyle Bingöl Üniversitesi Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Araştırma Uygulama Merkezi (BinUZALCBS) tarafından bir etkinlik düzenlendi.
“Dünya İnsanlarının yüzde 15-20'si dağlık alanlarda yaşıyor”
Günün anlamı ve önemi hakkında sunum yapan Doç. Dr. Alaaddin Yüksel, dağlar ve dağlık alanların yeryüzünde insan hayatı için son derece önemli olduğunu ifade ederek, dünya nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 15 ila 20'sinin dağlık alanda yaşadığını, dünyadaki temiz su kaynaklarının yüzde 70 ila80'nin dağlık alanda sağlandığını, biyosfer alanların yaklaşık yüzde 60 ila 70'ini oluşturan mekânların dağlık alanlar olduğunu, dünya miras alanlarının yüzde 30'unun ve küresel turizmin yüzde 20'sinin gerçekleştiği ortamların olduğunu ifade etti.
Yüksel: “Türkiye, ortalama 1200 metrelik rakımı ile dağlık bir ülke olup geçmiş tarihimizde ve kültürümüzde bu dağlar önemli bir yere sahip bulunmaktadır. Kur'an başta olmak üzere tüm semavi kitaplarda da dağlara ayrı bir yer verilmektedir. Hazreti Nuh'un gemisinin Cudi Dağında olması rivayeti de buna örnektir” ifadelerini kullandı.
Bingöl'ün dağlık alanlarla çevrili olduğunu anımsatan Yüksel: “Bingöl'deki Güneşin Doğuşu olayı, Yüzenadamız, Bingöl Yaylaları ve Dağları bu ekosistemlere ayrı birer güzellik katmaktadır. Ancak bize bahşedilen bu eşsiz ekosistemlerden yeterince yararlandığımızı söylemek mümkün değildir. Bu amaçla üniversitemizde dağlık alanlar ile ilgili çalışmalara başlatılmış, bu konu ile ilgili projelerde yer alınmış ve uluslararası arenada Üniversitemiz temsil edilmeye başlanmıştır.”
Dağlar ve özellikleri konusunda Doç. Dr. Ali Rıza Demirkıran, kısa bir sunum yaparak: “Dağlar yeryüzü gemisinin hazineli direkleridir. Deprem gibi afetlerin tesirinden zemini korurlar. Karaların denizler tarafından istilasına engel olurlar. Dağların havanın zararlı gazlarından tasfiye edilmesine sebep olurlar. Yeryüzündeki suyun muhafaza ve depo edilmesine neden olurlar. Yaşayanlara lâzım olan madenlerin bir nevi hazine bekçiliğini yapmasına, türlü türlü taşlarıyla muhtelif hastalıklara ilâç olan maddeleri içinde barındırmasına, canlılara özellikle insanlara çok lâzım olan madenleri içermesine, özellikle rengârenk bitkilerin topraktan çıkarak dağları süslemeleri ve dünyayı güzelleştirmelerine nedendirler” dedi.
Konuşmalardan sonra kaval dinletisi, Bingöl'de Güneşin Doğuşu videosu ve Murat Nehri Havzası çalışmaları ile ilgili görsel videolar izlendi.