Baluken'den arınç'a çok sert yanıtBaluken: Bülent Arınçın anadilde eğitim isteyen Kuzey Iraka gitsin söylemi başlı başına mahkûm edilmesi gereken bir tarzdır. Yüz yıllık Kemalist statükonun devamını yansıtan ya da bugüne kadar tekçi, Türkçü, milliyetçi anlayışın Kürt halkına ve Türkiyedeki diğer tüm farklılıklara ya sev ya terk et şeklinde dayattığı anlayışın ta kendisidir dedi.![]() Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindeki parti yöneticilerinin katılımıyla Bingöl'ün Karlıova İlçesi'nde gerçekleştirilecek barış yemeği programı öncesi Bingöl'e gelen BDP Gurup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, parti binasında basın toplantısı düzenledi. YURTSEVER: “KAN DAVASINI BARIŞA ERDİRDİK” Amed Barış Anneleri adına Cahide Akın ve partililerin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Yurtsever, Bağlıisa ve Çatak köyleri arasında yıllardır kan davası yolduğunu hatırlattı. Yurtsever: “BDP ve DTK delegeleri olarak birlikte çalışarak, bu kan davasını barışa erdirdik. İnanıyorum bu Karlıova'daki barış tüm Çevlik'teki barışa vesile olacak. Barış yemeğinin akabinde Sayın Genel Başkanımız parti binası önünde bir selamlama mitingi düzenleyeceğiz” dedi. AKIN: “ANNE SİYASETÇİ DEĞİLDİR” İl Başkanı Yurtsever'in akabinde Amed Barış Anneleri adına konuşan Akın: “Ben bir anne olarak, anneleri, kızlarını düzenlenen barış yemeğine davet ediyorum. Bir annenin çalışması gerçekten kutsaldır. Çünkü anne yüreğiyle yapıyor. Anne siyasetçi değildir” dedi. BALUKEN: “KÜRT ULUSAL KONFERANSI KASIM'DA…” Bingöl'de böyle bir barış yemeğinin olmasının çok önemli olduğunu belirten BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise Demirtaş'ın katılımıyla gerçekleştirilecek programı özetleyerek gündeme dair değerlendirmelerini paylaştı. Baluken: “Dört parça Kürdistan'ın gündemi ulusal birlik ve iç barıştır. Kendi birliğini ve iç barışını sağlayamayan bir halkın Ortadoğu siyasetinde, dünya siyasetinde ve sağlıklı bir tarihsel analiz yapmış olursak bu güne kadar Kürt halkını köleliğe mahkûm eden şeyin Kürtlerin arasındaki iç çelişkiler ve iç husumetler olduğunu hep beraber göreceğiz ancak sevinerek belirmeliyiz ki dört parça Kürdistan'da ulusal birlik, ulusal kongre çalışmaları doğrultusunda yoğun bir gayret var, yoğun bir çaba var. Büyük bir ihtimalle de Kasım ayı içerisinde bu çabaların bir kongrede bir konferansta ete kemiğe bürünmesi somut bir meclisle somut bir organla Ortadoğu siyasetinde söz sahibi olacak şekilde şekillenmesi ortaya çıkacak. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde ulusal kongreyi, ulusal konferansı başaracağımız günlere bizim de kendi bütün iç çelişkilerimizi bitirerek, hazır olarak girmiş olmamız gerekiyor nedenle buradaki iç barış çalışmaları mevcut bütün siyasi çalışmalardan daha önemli ve daha öncelikli çalışmalardır. Çünkü halkımıza geleceği getiren çalışmalar iç barış ve ulusal kongre çalışmalarıdır. Bu çalışmada emek harcamış olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. “Bu barışın örnek olmasını diliyorum” ‘Büyük bir duyarlılık göstererek Çewlik'teki benzer davalara örnek teşkil edecek şekilde bu barış zeminini yaratan Bağlıisa ve Çatak Köyü halkına, ileri gelenlerine, kanaat önderlerine teşekkür ediyorum' diyen Baluken, şunları kaydetti: “Eminiz ki, burada ortaya çıkan barış havası, barış ruhu önümüzdeki günlerde daha farklı barış çalışmalarını da Çewlik'in gündemine getirecek ve hep beraber diğer barış çalışmalarını da bizler sonuçlandıracağız. Bir diğer taraftan da bu barış çalışmasının hem AKP hükümetine, hem de Türkiye devletine de örnek olmasını temenni ediyoruz. Çünkü demin ifade ettiğim perspektif doğrultusunda ulusal birlik ve barışı sağlama konusunda Kürt halkının Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın başlatmış olduğu yeni süreçle beraber yoğun bir gündemi, yoğun bir çalışması, yoğun bir planlaması olduğunu, yine Kürt özgürlük harekâtının Sayın Öcalan'ın çağrısı üzerine ulusal birliği ve barışı geliştirmek adına büyük çalışmaları, tarihi adımları olduğunu süreç içerisinde paylaştık; esir askerlerin serbest bırakılması, tek taraflı ateşkeslerin ilan edilmesi, gerillanın demokratik çözüm sürecini başlatması…” “Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması son derece önemli” AKP ve devlete yüklenen Baluken: “Bütün bunlar bahsetmiş olduğumuz Ortadoğu'daki barış çalışmalarını olgunlaştırmak ve ulusal birlik çalışmalarına hız kazandırma adımlarıydı ama maalesef süreç içerisinde Kürt halk önderinin, Kürt hareketinin, Kürt halkının göstermiş olduğu duyarlılığı AKP hükümetinde, Türkiye Devlet'inde görmedik. Kendi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirme noktasında AKP Hükümeti ve Türk Devleti sorunu zamana yayan, muğlaklaştıran, ipe un seren ve bu şekliyle de aslında biraz süreci kurtarmaya yönelik seçime hazırlık çalışmalarını içerisinde barındıran bir takvim işletmeye çalıştı. Bunun yanlış olduğunu, Kürt halkı tarafından kabul edilmeyeceğini defalarca biz belirttik. Yapılması gerekenin ikinci aşamanın somut, yasal ve anayasal adımları atması olduğunu defalarca ifade ettik. Ana dilde eğitim başta olmak üzere; ana dilin önündeki engellerin kalkmasının, katı merkeziyetçi bir yönetim anlayışının aşılarak bölge meclisleri aracılığıyla yerinden yönetim modeli ile Kürtlerin kendi kendini yönetebilme hakkının tanınmasının, inanç özgürlüğü kapsamında Türkiye'deki bütün farklı kimliklerin, inançların kendi kimliklerini özgürce yaşayabilecekleri bir ortamı yaratmanın, mevcut anti demokratik seçim kanununu ve siyasi partiler kanununda değişiklikler yapılarak; adaletli, eşitlikçi bir sistemle ülkenin tamamında, ülke halkının seçimle ilgili demokrasiyi işletmeyle ilgili süreçleri istetmesi önündeki engelleri kaldırmanın son derece önemli olduğunu ifade ettik. Terörle mücadele kanunu, Türk ceza kanununda ilgili değişikliklerin yapılmasının içerde bu kanunlardan anti demokratik, hukuk dışı kanunlardan dolayı siyasi rehine olarak tutulan Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılmasının, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının son derece önemli olduğunu belirttik” diye konuştu. “Yüz yıllık Kemalist statükonun devamını yansıtan anlayışın ta kendisidir” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yaptığı açıklamalara da değinen Baluken: “Geldiğimiz aşama itibarıyla bütün bu bahsettiğimiz noktalarda hiçbir somut adım atmayan AKP pratiğiyle karşı karşıyayız. Son günlerdeki hükümet yetkililerinin demeçlerine baktığımız zaman da aslında hükümetin barış ile ilgili ciddi bir projesinin olmadığını, ciddi bir yol haritasıyla Kürt halkının Türkiye halklarının karşısına çıkmadığını net olarak görebiliriz. Son Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ‘anadilde eğitim isteyen Kuzey Irak'a gitsin' söylemi başlı başına mahkûm edilmesi gereken bir tarzdır. Yüz yıllık Kemalist statükonun devamını yansıtan ya da bugüne kadar tekçi, Türkçü, milliyetçi anlayışın Kürt halkına ve Türkiye'de ki diğer tüm farklılıklara ‘ya sev ya terk et' şeklinde dayattığı anlayışın ta kendisidir. Özellikle barışın bu kadar gündemleştiği, Kürt halkında, Türk halkında, Türkiye haklarında barışın bu kadar büyük heyecan yarattığı bir dönemde bir hükümet yetkilisinin, bir Başbakan yardımcısının ‘ya sev ya terk et' anlamına gelebilecek bir cevapla halkın, kamuoyunun karşısına çıkması son derece vahimdir. Biz defalarca parti organlarımızın aracılığıyla gerekli cevapları verdik. Çevlik'ten de bir kez daha cevap verelim; bahsetmiş olduğu topraklar Kuzey Irak toprakları değil, federal Kürdistan topraklarıdır, Kürdistan'ın bir parçasıdır. Köleleştirilmiş yüz yıldır kendi toprağında işgal altına alınmış bir halkın özgürleştiği topraklardır. Burada bahsetmiş olduğu topraklar da yine Kürt halkının kendi kadim topraklarıdır. Kürt halkı birileri gibi başka yerlerden gelip buralarda başka halkları sömürerek bir iktidar düşeni, hegemonyacı anlayış ortaya koymamıştır. Kürt halkı tarih boyunca Kürdistan topraklarında eşit, adil, kardeşlik hukuku içerisinde özgür bir geleceği yaratacak; kendi diline, kimliğine, kültürüne özgürlüğü getirecek ve kendi kendini yönetebilme hakkını artık yönetebilecek bir taleple ortaya çıkmıştır. Tarih boyunca böyledir. Bugün de Kürt halkının duruşunu aynı noktada aynı yerde değerlendirmek gerekiyor. Dolaysıyla on binlerce yıldır kendi ana topraklarında olan Kürt halkının gideceği bir yer yoktur. Kürt halkına bu güne kadar zulmü getirmiş; asimilasyonu, inkârı, imhayı dayatmış anlayışlar ancak bu toprakları terk edebilir diyerek bunu Çevlik'ten vurguluyoruz.” “Paketten beklentimiz yoktur” Demokratikleşme paketi ile ilgili konulara da değinen Baluken: “Tek kişi üzerinden yürüyen bir anlayışla bir paket halkın önüne getirilmek isteniyor. Paketin bu şekilde hazırlanışının ve metetolojisi anti demokratik olan bir paketten de demokratikleşme ile ilgili çok fazla hususun çıkacağı beklentimiz yoktur ancak yine de halklarımıza karşı, Türk halklarına karşı sorumluluğumuz gereği bizler bu demokratikleşme paketinin kamuoyuna açıklanmasını bekleyeceğiz ona göre gerekli olan tavrımızı ortaya koyacağız. Barış iradesinin gelmiş olduğu nokta itibariyle tekrar mevcut durumun gözden geçirilmesini davet ediyoruz” şeklinde konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|