BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili Baluken, TBMM Genel Kurulu'nda tam gün yasası görüşülmeleri ile ilgili söz aldı.
Sağlıkta Dönüşüm Projesi'nin sağlıkta özelleştirme ve sağlığı ticarileştirme projesi olduğuna dikkat çeken Baluken, özel hastanelerle ilgili birkaç veriyi şu sözlerle paylaştı:
“2001 yılında özel hastanelere ödenen miktar 284 milyon TL iken, 2009 yılında özel hastanelere ödenen miktar 4 milyar 682 milyon TL yani tam 16,5 katlık bir artış var. Bütün bu süreç içerisinde -detaylarına girmeyeceğim zaman yetersiz olduğu için- özel sektörün sağlık içerisindeki payı 2002 ile 2010 yılları arasında yüzde 6'dan yüzde 30'lara çıkmış. Bu düzeyde özel sektöre alan yaratan bir uygulamayla karşı karşıyayız. Özel hastane sayısı yine 2002 ile 2010 yılları arasında 180'den 500'ün üzerine gelen bir rakamı yakalamış. Şimdi, bir taraftan böyle yani özel hastanelere, özel sektörlere para akıtan bir sistem var, bir tarafta da hâlâ -kendi seçim bölgemden söyleyeyim- sağlık hizmetine ulaşamayan bir halk gerçekliği var. Defalarca Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle görüştük, Bakan Yardımcısıyla görüştük, Sağlık Bakanlığına soru önergeleri verdik. Bingöl'ün Kiğı ilçesinde diyaliz hastaları diyaliz olmak için 100 kilometre yol gitmek zorundalar. Şimdi, bu aydan itibaren Bingöl'ün ağır doğa koşulları, ağır kar altındaki zor koşulları başlayacak. Bu insanlar hastaneye ulaşamayıp diyaliz tedavisini alamadıkları için ölümle karşı karşıya gelecekler. Bize gerekçe olarak dediler ki: "Kiğı'da diyaliz hasta sayısı az olduğu için oraya bir makine göndermedik." Biz, isimleri çıkardık. Bir hastaneye diyaliz makinesi göndermek için 7 hastanın olması yeterli. Kiğı'da 7'den fazla hasta var ama Kiğı'ya diyaliz makinesi gönderilmiyor. Yine, aynı şekilde Genç ilçesinde yeni bir hastane açılışı yapıldı. Genç'te 30 binin üzerinde bir nüfus var, 20'nin üzerinde diyaliz hastası var ama ilçede hekim olmadığı için insanlar diyaliz için yine Bingöl merkeze gitmek zorunda kalıyorlar. Bingöl merkezin durumu içler açısı. Bugün Bingöl'ün çevresindeki bütün illere gidin her serviste mutlaka Bingöllü hastalar ve Bingöllü hasta yakınlarının yaşamış oldukları mağduriyetlerle karşılaşırsınız. Bakın, Genç ilçesinde yeni bir hastane yapıldı -yani bu nasıl bir denetim sistemidir anlamak mümkün değil, dünyada tek bir örneği yoktur herhâlde- acil girişi, yatan hasta girişi, polikliniğe giden hasta girişi, morg girişi, personel girişi bütün bu girişlerin hepsi tek bir kapıdan yapılıyor. Yani bu hastane yapılırken bir kere bile oraya gidip denetlemediniz mi? Böyle bir şey olabilir mi? Bingöl'ün Adaklı ilçesinde kaç yıldır bir devlet hastanesi yapılacak, hâlâ devlet hastanesini bekleyen hastaların dramı var. Kar yağdığında Adaklı halkı babadan kalma ilkel yöntemlerle o hastaları hastaneye ulaştırmanın çabası içerisinde olacak. Şimdi, Adaklı Devlet Hastanesi için herhâlde seçime yakın bir dönem bekleniyor ki o dönemde gidip orada şatafatlı bir açılış yapalım, ondan sonra Adaklı halkına biz size sağlık hizmeti getirelim anlayışı var. Bakın, eğer bu hastaneleri bir an önce açma durumunuz varsa Genç'e, Kiğı'ya diyaliz makinesi, doktor gönderme imkânınız varsa seçim dönemini beklemeyin, bir an önce oradaki insanların sıkıntısını giderin. Bingöl Devlet Hastanesinde 200 binin üzerinde nüfusu olan bir ilde kullanılan MR makinesi 0,2 tesla. Şu anda dünyada hiçbir yerde 0,2 tesla cihazla çekilen röntgenlere bakılmıyor. Bingöllü hasta Elazığ'a gittiği zaman o MR'ı gören doktor hemen o MR'ı çöpe atıyor. Defalarca soru önergesi verdik, burada dile getirdik. Bakanlık yetkilileriyle görüştük, burada 3 teslayı artık aşan bir teknolojiden bahsediyoruz, ama bir kentin tamamında hâlâ bir MR cihazını temin edecek bir sağlık sisteminden uzak bir uygulama içerisindeyiz.”
Baluken: “Siz özel sektöre özel hastanelere para akıtmaya devam edebilirsiniz ama Bingöl halkı bu uygulamış olduğunuz sağlıkla ilgili yetersizliklerin tamamının hesabını sizden soracaktır” şeklinde konuştu.