Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Mustafa Yılmaz, yaptığı açıklamasında çocuklara dikte edilen uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
‘Kemalizm'e ve ulus varlığına kurban vermeyi kabul etmiyoruz' diyen Yılmaz, yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına az bir zaman kaldığını hatırlatarak: “Yeni dönem bir dizi sorun ve güçlükle başlayacak. Bakanlık son yıllarda ciddi manada reformlara imza atmış olmasına rağmen Türkiye'de okul olgusunun hala devasa belirsizlikler ve imkânsızlıklarla ve daha önemlisi de on yıllardır süregelen yapısal-ideolojik dayatmalarla iç içe olduğu gerçeği orta yerde duruyor. Kısa bir süre sonra okullar açılacak ve milyonlarca çocuk okul sıralarında yerlerini alacaklar ama dersliklerdeki sıralarına oturmadan önce okul bahçelerinde askeri nizam içinde sıraya girecekler. İlk günden başlayarak eğitim-öğretim yılı boyunca her sabah çocuklara “hazır ol”, “rahat” komutları eşliğinde yüksek sesle ant içirilecek. Kendilerinden Mustafa Kemal'i kutsamaları, Türk olmakla övünmeleri ve varlıklarını Türk ulusal varlığına armağan etmeleri istenecek. Geçtiğimiz yıl alınan bir kararla orta eğitim seviyesindeki çocuklarımız ant ilkelliğinden muaf tutuldular. Bu kararın ileri doğru atılmış iyi bir adım olduğuna kuşku yok. Ama neden sadece orta eğitim seviyesiyle sınırlandırıldı anlamak zor. 1 ila 4. sınıf arasındaki çocukların bu zulme maruz kalmasına onay verilmesinin mantığını kabul etmekse imkânsız. Eğer ant iyi, faydalı bir şey idiyse neden 5 ila 8. sınıflar arasındaki öğrenciler bundan muaf tutuldu? Yok, eğer kötü ve yanlış bir şeyse neden kökten bu yanlışa son verecek adım atılmayıp, körpe zihinler bu faşizan söylemlerle kirletilmeye devam ediliyor?” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZ ALLAH'IN EMANETİDİR!”
Çocukların Allah'ın emaneti olduğuna vurgu yapan Yılmaz: “Çocuklarımız, devletin istediği gibi üzerinde tasarrufta bulunabileceği kurşun askerler olmayıp, bize Rabbimizin birer emanetidir. Doğal olarak onları ahlaklı, faziletli, sadece Rabbine kul olmayı hedefleyen iyi birer Mümin olarak yetiştirmek hedefimiz ve aynı zamanda da sorumluluğumuzdur. Ne yazık ki, Türkiye'de okullar Kemalist resmi ideolojik yönlendirmelerle tam bir kışla manzarası arz etmektedir. Değişik kademelerde uygulana gelen başörtüsü yasağı; yoğun ideolojik şartlandırma içeren eğitim müfredatı; “Atatürk Köşesi”, resimler, büstler, marşlarla oluşturulan kutsama atmosferi ve benzeri olgularla okul, düzene asker yetiştiren bir mekanizma görünümündedir” ifadelerini kullandı.
“İDEOLOJİK DEVLET TERBİYESİ İSTEMİYORUZ!”
Yılmaz: “Çocuklarımıza ideolojik devlet terbiyesi istemiyoruz. Oysa bizler devletin çocuklarımız üzerinde şiddetle reddettiğimiz bir ideolojik doktrinasyon faaliyeti icra etmesini asla kabul etmiyoruz. Bu tutumu inancımıza, kimliğimize, onurumuza bir saldırı olarak görüyor ve evrensel insan hakları ilkelerine de açıkça aykırılık taşıyan bu tutuma son verilmesini talep ediyoruz. Bu noktada elbette tek sorun olarak algılamamakla birlikte, ilköğretim birinci kademede uygulanmakta olan ant dayatmasını bu yaygın ve sistematik ideolojik şartlandırma faaliyetinin en somut ve sembolik tezahürü olarak değerlendiriyor ve bu eğitim-öğretim döneminde kesinlikle bu dayatmaya son verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.