Yılmaz: terör yoksullaştırıyorÖzel sektörün terör hadiselerinden dolayı Doğu ve Güneydoğuya yatırım yapmadığını belirten Bakan Yılmaz, Yoksul kesimler bu terörün oluşturduğu ortam nedeniyle ekonomik darbe yiyor. Özel yatırımlar darbe yediği için işsizlik de artıyor. Bu da, yoksulluğa yol açıyor ve insanlar bunun ekonomik bedelini sonuçta ödemiş oluyorlar dedi.![]() Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kanal A'da katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Hakkari il merkezinin Yüksekova'ya, Şırnak il merkezinin de Cizre'ye taşınmasına değerlendiren Bakan Yılmaz, Yüksekova ve Cizre'nin önemli potansiyel taşıdığını belirterek, Şırnak'ın mevcut merkez ilçesinin dağlık bir konumda ve gelişmeye müsait bir yapısı olmadığını söyledi. Bölgede, kentsel dönüşüme ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz, “Nitelikli bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var, sadece bina yapmayı kastetmiyorum. Mesleki eğitimiyle, sosyal, kültürel, sanatsal faaliyetleriyle, sportif altyapılarıyla gerçekten yaşanabilir bir ortam oluşturmak gençlerimiz için, çocuklarımız için, kadınlar için. Bunu oluşturduğumuz zaman ben inanıyorum ki birçok hadise kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Terör örgütü bölgede çok ciddi anlamda insanlar üzerinde bir baskı oluşturma gayreti içinde. ve bunu yaparken de bu şehir ortamlarını maalesef çok istismar ediyor, Sur'da da aynı şey söz konusu. Aslında harabe haline gelmiş birtakım yerler. Zaten bu terör olsun olmasın, insanların yaşayabileceği bir ortam değil maalesef belli şehirlerimizin belli kesimleri. Buralarda mutlaka ciddi bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var ve bu bataklıkların kurutulması lazım” diye konuştu. “BÖLGEDE DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİK” AK Parti hükümetleri tarafından Doğu ve Güneydoğu'da kamu hizmetleri kapsamında ‘devrim' gerçekleştirdiklerini belirten Yılmaz, “Doğu-Güneydoğu, AK Parti döneminde ilk defa gerçek anlamda hizmete kavuştu. Ama maalesef buna terör büyük bir darbe vuruyor. Bir taraftan biz bu kamu yatırımlarını yapıyoruz, birileri bakıyorsunuz topluma gidip, hala o eski Türkiye'nin alışkanlıklarıyla ‘Devlet burayı ihmal ediyor, yeterince hizmet yapmıyor' diyorlar, böyle propaganda yapıyorlar. Aynı çevreler bir taraftan da dönüp bu yatırımlarımıza saldırıyorlar, şantiyelere saldırıyorlar, buraya yatırım olmasın diye gayret ediyorlar” dedi. “EKONOMİ DARBE YİYOR” İstihdam üretecek, üretime, ihracata katkıda bulunacak asıl faktörün özel sektör yatırımları olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: “Doğu'ya- Güneydoğu'ya gittiğimizde maalesef bu tabloyu göremiyoruz. Niçin göremiyoruz? Verdiğimiz bu kadar teşviklere rağmen. Çünkü güven ortamı olmayan yere maalesef yatırımcı gitmiyor. Tam aksine o bölgenin işadamı, o bölgedeki sermaye dahi batıya, başka illere kaçıyor maalesef. Dolayısıyla o bölge iyice kaynaklar açısından sıkıntılı bir hale geliyor. Terörün aslında en büyük ekonomik maliyeti de bu bana göre. Yani bir doğrudan maliyeti var, işte binalar yıkılıyor, arabalar tahrip ediliyor vesaire, yani doğrudan ekonomik maliyetleri var, bir de dolaylı maliyeti var. İşte en büyük dolaylı maliyeti, özel sektörün yatırımlarına, ticaretine vurduğu darbe. Buna turizm dahil, tarım sektörü, ticaret, sanayi, bütün alanlara baktığınız zaman terör en büyük zararı o bölgeye veriyor aslında ve o bölgede yaşayan insanlar nihai olarak bunun bedelini ödüyorlar. Özellikle de gençler, özellikle de yoksul kesimler bu terörün oluşturduğu ortam nedeniyle ekonomi darbe yiyor. Ekonomi darbe yediği için, özel yatırımlar darbe yediği için de işsizliğe yol açıyor bu, yoksulluğa yol açıyor ve insanlar bunun ekonomik bedelini sonuçta ödemiş oluyorlar. Dolayısıyla bizim ne yapıp edip bu terör meselesini gerçekten gündemimizden çıkarmamız lazım.” “ARTIK YETER DEMEK LAZIM” Bölge halkının 40 yıldır terör belasıyla iç-içe yaşadığını vurgulayan Bakan Yılmaz, “Artık yeter demek lazım, gerçekten Türkiye'de terörün hiçbir dayanağı olamaz, hiçbir bahanesi olamaz. Bunu yapanlar, eline silah alıp terör yapanlar o halkın aslında düşmanlarıdır, Halka en büyük zararı veren kesimlerdir. Bunu söylerken hani farklı siyasetlere, farklı fikirlere kapalı olalım anlamında söylemiyorum. Demokratik bir ortamda, siyaset kanallarının açık olduğu bir ortamda hiçbir mazereti olmaz terörün. Burada hepimizin, hangi siyasi görüşten olursak olalım hepimizin teröre karşı ilkesel bir şekilde durması lazım. Ama-fakat demeden, hiçbir şekilde terörü meşrulaştırmadan terörün karşısında olmamız ve terörü lanetlememiz lazım. Bunun bedelini biz çok ağır ödedik, inşallah bu beladan da kurtulup çok daha farklı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|