Yılmaz, Malatya'da bir özel okulun açılışında yaptığı konuşmada, ezberci bir eğitim sistemi istemediklerini belirterek, "Test kültürüyle yetişen, belli kalıplar içinde olan bir nesil yetiştirmek istemiyoruz. Başkalarıyla rahat iletişim kurabilen, ekip çalışması yapabilen, belli konularda kendi nefsi menfaatlerinin üstünde birtakım menfaatler görebilen, toplumun genel meseleleriyle ilgilenebilen, çevreye duyarlı olan, başka insanların hakkına hukukuna duyarlı olan bir nesil yetiştirmemiz son derece önemli" diye konuştu.

Eğitimin sadece teknik bir süreç olmadığını dile getiren Yılmaz, "Eğitim aslında insan yetiştirme süreci. Dolayısıyla yüce Yaradan zaten insana çok güzel özellikler vermiş. Önemli olan bunu ortaya çıkaracak uygun ortamları oluşturmak ve rehberlik yapmak. Bu okulun en temel vurgularından biri inşallah böyle olacak. Değerleri olan, değerlerle topluma zenginlik katan bir nesil yetiştirmede önemli katkıları olacak" dedi.

Bilginin beceriye dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Kitaplardan okuyarak birçok şeyi öğrendiğimizi zannediyoruz ama iş yapmaya geldiği zaman o bize aktarılan, zihnimize aktarılan bilgilerin çok da fazla işe yaramadığını görüyoruz. Beceri, ayrı bir şey. Bilginin beceriye dönüşmesi lazım ki gerçek anlamda bir katma değer üretebilelim. Gerçek anlamda hayatımıza bazı yeni unsurlar katabilelim. Maalesef bizim klasik eğitim sistemimizde bu beceri hadisesi de hep ihmal edildi. Çocuklarımızı hep belli sınıflara koyup ezbere birtakım şeyler öğretmek ön plana çıktı" ifadesini kullandı.

Son 10 yılda eğitim sisteminde çok önemli adımlar attıklarını kaydeden Yılmaz, "Bir taraftan çok sayıda derslik yaptık, çok sayıda öğretmen istihdam ettik. Yüz binlerce öğretmen istihdam edildi. Yüz binlerce yeni derslik yapıldı fakat bundan daha önemlisi 4+4+4. Bir eğitim reformuyla eğitim sistemimize daha zengin bir içerik kazandırdık. Seçmeli derslerin sayısını artırdık. Mesleki eğitime beceri kazandırmaya vurgu yapan bir eğitim sistemini Türkiye'ye kazandırmaya çalışıyoruz. Bunun sonuçlarını gelecekte daha iyi göreceğiz" diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZI HAYATA HAZIRLAMAMIZ GEREKİYOR”

Eğitimin önemine dikkat çeken Yılmaz, "En büyük sermayemiz, genç nesillerimiz, çocuklarımız. Onları ne kadar iyi yetiştirebilirsek, değerlerle, becerilerle ne kadar çok donatırsak ülkemizi de aslında 2023'e, sonra 2053'e ve 2071'e taşımış olacağız. Bu açıdan bu eğitim kurumlarımızın önemi büyük. Devlet okullarında veya özel okullarda çok daha zengin bir şekilde hayatla iç içe çocuklarımızı hayata hazırlamamız gerekiyor, ekonomiye, sosyal hayata hazırlamamız, kültürel hayata hazırlamamız gerekiyor. Bunu da çok şükür şu anda eskisinden çok daha iyi bir şekilde yapıyoruz" diye konuştu.

Hükümet olarak üniversitelere de çok iyi bir yatırım yaptıklarını belirten Yılmaz, "İnşallah gelecek nesiller çok daha donanımlı bir şekilde, çok daha iyi bir şekilde yetişecekler" dedi.

Bakan Yılmaz, "Bir toplum, iyi insanlar yetiştiriyorsa, nitelikli insanlar yetiştiriyorsa bunu da başka ülkelere kaptırmıyorsa tam aksine başka ülkelerden nitelikli insanları cezbediyorsa o toplum kalkınıyor, gelişiyor ama insan için uygun ortamlar oluşturmayan, insan yetiştirmeyen, yetiştirdiği insanları da başka ülkelere kaçıran, demokrasisiyle, hukukuyla, şehirleşmesiyle bunu başaramayan ülkelerse gelişemiyor, geri kalıyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin son 10 yılda yaptığı reformlarla demokraside, şehirleşmede, sağlıkta, eğitimde çok önemli bir noktaya geldiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bundan sonra da inşallah bu süreç devam edecek. Bir ikinci 10 yıl daha bu atılımımızı yaptığımız zaman gelecek nesilleri çok daha iyi yetiştirmiş olacağız. Ondan sonra emin olun yastığa rahat rahat başımızı koyabiliriz. Yetişmiş bir nesil varsa fiziki şartların hiçbir önemi yok. Hepsini yerle bir etseniz bile bu yetişmiş insan gücünüz iyi organize olup yeniden hepsini inşa edebilirler. Yeter ki iyi yetişmiş bir toplum olalım. Gençlerimizi, çocuklarımızı geleceğe iyi hazırlayalım."

ÇOCUK SORDU: BAKAN OLMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞTINIZ MI?

Bakan Yılmaz'ın, bir sınıftaki çocuklarla diyaloğu dikkat çekti. Çocuklar, Yılmaz'a, bakan olmak için çok çalışıp çalışmadığını sordu. Yılmaz da “Epeyce çalıştım ama kader, kısmet. Hep çalışmakla da olmuyor” yanıtını verdi.

Gazetecilerin, ilkokul yıllarını sorması üzerine Yılmaz, “Okula biraz erken yaşta başladım. Birinci ve ikinci sınıfta derslerim pekiyi değildi, üçüncü sınıfta toparlamaya başladım ama şimdi düşününce erken yaşta başlamam iyi olmuş. Daha hızlı yol almışım” dedi.

Yılmaz, ilkokula başladığı zaman 1971 Bingöl depremi olduğunu dile getirerek; “Bu nedenle 2-3 okul değiştirdim. Bize emeği olan bütün hocalarımıza buradan selamlarımı gönderiyorum. Vefat etmiş olanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Hayatta olanlara sağlık, afiyet diliyorum” diye konuştu.

“DONANIMLI, BİLGİLİ İNSAN EN BÜYÜK SERMAYE”

Bir çocuk da Yılmaz'a, çocuklar için neler yaptıklarını sordu. Çocuklar ve gençler için yapılan yatırımları anlatan Yılmaz: “Bizim en büyük gücümüz sizsiniz, çocuklarımız. Kalkınacaksak, gelişeceksek, daha güçlü, daha müreffeh bir ülke olacaksak bunu sizler yapacaksınız. Bugünkü dünyada donanımlı, bilgili insan en büyük sermaye. En büyük güç” dedi.

BAKAN YILMAZ'DAN TWİTTER DEĞERLENDİRMESİ

Bakan Yılmaz, programın ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Yılmaz, Twitter'e erişimin durdurulmasıyla ilgili olarak “Özgürlükten yanayız. Twitter gibi yapılar, hangi ülkede faaliyet yapıyorlarsa o ülkenin hukukunu da dikkate almak durumundalar” dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, son günlerin en fazla konuşulan gündem maddesi Twitter'e erişimin durdurulması konusundaki görüşlerini açıkladı.

Erişim engelinin mahkeme kararıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Twitter'la ilgili karar, bir mahkeme kararı biliyorsunuz. Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemelerinin verdiği bir karar, hukuki bir karar. İdari veya siyasi bir karar değil. Hukuki bir karar. Twitter gibi yapılar sadece Amerikan hukukuna bağlı değil. Eğer dünya ölçeğinde faaliyet gösteriyorlarsa, hangi ülkede faaliyet yapıyorlarsa o ülkenin hukukunu da dikkate almak durumundalar. 'Sadece Amerikan mahkemelerinin kararlarına bakarım, Türkiye'nin mahkemelerini dikkate almam' gibi yaklaşım doğru değil. Bu sanal ortamlarda hep şunun altını çiziyorum; gerçek ortamda suç olan neyse sanal ortamda da suçtur. 'Sanal ortamda yapabilirim' gibi bir anlayışı mazur görmek mümkün değildir.”

Suç işleme özgürlüğünün olmadığına işaret eden Yılmaz, “Tabii ki hepimiz özgürlükten yanayız ama özgürlük suç işleme özgürlüğü demek değildir. Başkalarına hakaret etme, başkalarını sanal ortamda zor duruma düşürecek, hukuki anlamda zor duruma düşürecek şeyler yapmayı, hiçbir ülke kabul edemez. Genel evrensel hukuk anlamında da kabul edemeyiz. İnşallah bunlar aşılır. Twitter, Türkiye'deki hukuka ve Türkiye'deki insanların kişisel hukukuna hassasiyet gösterir, bundan sonra inşallah bu konular da aşılır diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

0