Başkanlık sisteminin demokratik bir zeminde tartışılması gerektiğini ifade eden Çelik, “Yapılması gereken, temsilde adaletin sağlanacağı, istikrarın yakalanacağı, yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin görev alanlarına müdahale etmeyeceği kaliteli bir demokratik zemini oluşturmaktır. Bu demokratik zemini sivil ve demokratik Yeni Anayasa'yla oluşturabiliriz” şeklinde konuştu.
“Hiç kimsenin dininden, dilinden, etnik kökeninden, renginden, mezhebinden, yaşam tarzından dolayı dışlanmadığı, horlanmadığı, kendisini ötelenmiş hissetmediği; tarihinden ve medeniyetinden aldığı güçle, öz güvenle dimdik ayakta duran, bugünü ve geleceği inşa edebilme potansiyelinin idrakinde Yeniden Büyük Türkiye'dir. Bu kapsamda, vesayetin bitişinde aktif rol aldığımız gibi, Yeniden Büyük Türkiye'nin inşasına temel oluşturacak yeni anayasanın yapım sürecine ve hükümet sistemi tartışmalarına da eleştiri ve önerilerimizle katkı yapmak istiyoruz. Memur-Sen olarak, teklif sendikacılığı anlayışımız gereği, sorunları kişilerden ve partilerden bağımsız fikir ve proje zemininde konuşmayı esas alıyoruz. Bu açıdan, başkanlık sistemi tartışmalarını kişiye veya kişilere bağlı değil, hükümet sistemleri tartışması olarak ele alınmasından yanayız” dedi.
Yeni anayasanın önemine değinen Çelik, şunları söyledi: “Tarih, parlamenter sistemle yönetilip otoriter yönetimlere şahitlik etmiştir. Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franco parlamenter sistemle iş başına gelmiş ve sistemin boşluklarını kullanarak tek adam haline gelmişlerdir. Bugün de hem parlamenter hem de başkanlık sistemiyle yönetilen otoriter yönetimler de demokratik yönetimler de mevcut. Dolayısıyla, yapılması gereken, temsilde adaletin sağlanacağı, istikrarın yakalanacağı, yasama, yürütme ve yargının birbirlerinin görev alanlarına müdahale etmeyeceği kaliteli bir demokratik zemini oluşturmaktır. Bu demokratik zemini özgürlükçü, sivil ve demokratik yeni anayasayla oluşturabiliriz.”
Çelik, “Yeni anayasanın; insan onuruna, emeğe, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, sosyal adalete, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye dayanması, bu anlayışla yazılması ve yapılması gerektiğini vurgulayan Mücahit Çelik, “Memur-Sen olarak, Yeniden Büyük Türkiye'nin iyi devlet yönetimi, iyi hükümet modeli, iyi toplumsal ortam ve iyi insanla inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Dünyaya baktığımızda yaygın olarak başkanlık sistemi ve parlamenter sistemlerin uygulandığını görüyoruz. Bu iki sistemin melezi olarak tanımlanan yarı başkanlık ile rasyonelleştirilmiş parlamenter sistem, süper başkanlık sistemi, başkanlı parlamenter sistem gibi farklı sistemler de tartışılmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Memur-Sen olarak, sistemin adından çok, krizlere kapalı, çözümlere açık bir sistemin varlığını önemsiyoruz. Benimsenecek modelin, statükoculuğa ve otoriterliğe kapalı, yeniliğe, lider ve iktidar değişimine açık olmasını istiyoruz. Bizim dikkat çekmeye çalıştığımız nokta; tabanı yönetim sürecine dâhil eden, dışlayıcı olmayan, herkesin kaybetmesine ya da bir kısmının kazanıp bir kısmının kaybetmesine değil, herkesin kazanmasına imkân veren bir sistemin mümkün olduğudur. Yoksulluğa izin vermeyen, örgütlenmeye uygun, bürokrasiyi denetleme gücü yüksek, demokratik ve sivil bir model olmasıdır” ifadelerini kullandı.