Vahşete sessiz kalmak dilsiz şeytanlıktır!Suriyedeki işkence fotoğraflarının Baas Rejiminin ne olduğunun belgesi niteliğinde olduğunu belirten Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Yılmaz: Vahşete sessiz kalmak dilsiz şeytanlıktır! dedi.![]() Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Dr. Mustafa Yılmaz, Suriye'deki işkence fotoğraflarının ortaya çıkması ile ilgili açıklama yaptı. İşkence fotoğraflarının Baas Rejimi'nin ne olduğunun belgesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, vahşete sessiz kalmanın dilsiz şeytanlık olduğuna dikkat çekti. ‘Baas rejiminin Suriye'de işlediği insanlık suçları işkence fotoğraflarıyla bir kere daha belgelendi' diyen Yılmaz, tüm dünyayı sarsan bu görüntülerin insanlık tarihine kara bir leke ve büyük bir utanç olarak kazınacağının kesin olduğunu dile getirerek: “Bu fotoğraflar Beşşar Esed'in Suriye'yi bir baştan bir başa “Ebu Gureyb”e dönüştürdüğünün yeni bir delili olmuş, bu büyük insanlık trajedisini Suriye'de yaşanan vahşete göz yumanların gözlerinin içine sokmuştur. On binlerce insan işkencehanelerde aşağılık bir zulümle katledilmiştir. Aslında tüm vahşiliğine, insanın kanını donduran korkunçluğuna rağmen ortaya çıkan bu görüntülerin yeni bir duruma işaret etmediğinin altını çizelim! Suriye halkı tam 3 yıldır maruz kaldığı bu zulümleri haykırıyor. Ve ne yazık ki, tüm dünya bu vahşet karşısında 3 maymunu oynuyor” dedi. Cenevre Konferansı'na da değinen Yılmaz: “Tam bu noktada Baas rejimini Cenevre Konferansı'na davet edip taltif edenlerin de Suriye halkının katledilmesi suçunun dolaylı ortakları olduğunu vurguluyoruz. Kuşkusuz Esed rejiminin ağırlanması gereken yer Cenevre değil, Uluslararası Savaş Mahkemesi olmalıdır!” diye konuştu. “Tırların yakalanması Suriye direnişini boğmaya yönelik kumpas” Tırların yakalanması tartışmasının Suriye direnişini boğmaya yönelik kumpas olduğunu iddia eden Yılmaz: “Öte yandan Türkiye'de haftalardır yaşanan “Suriye'ye giden tırlar” tartışmasının da ortaya çıkan bu görüntüler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. 3 yıldır tecrit edilmiş, sistematik ve kitlesel bir tarzda işkence ve katliama maruz kalmış bir halkın, açlıktan ölümlerle karşılaşan insanların haykırışlarını duymazlıktan gelenler, mazlumların seslerini bastırmaya çalışanlar hiç utanmadan, vicdanları sızlamadan tır tartışması üzerinden Suriye direnişini boğmaya yönelik bir kirli kumpas yürütmektedirler. Bu zalimane kampanyayı yürütenler içinde yer alan Esed âşıklarının, tescilli Baas sözcülerinin hallerine denilecek hiçbir şey yok. Onlar ruhunu şeytana satmış işbirlikçi zalimlerdir. Ama ya sırf hükümete düşmanlık yapmak kaygısıyla bu zulme ortak olanların durumu? Vahşi bir diktatörlük altında canını, ülkesini, onurunu korumaya çalışan insanlara zayıf da olsa uzanan yardım elini kesmeye yönelik bu utanç verici çabalar içerisinde oynadıkları rol ile İslam Ümmetinin gözünde ne kadar zelil bir pozisyona düştüklerini görmüyorlar mı? Onları da artık uyanmaya, yanlıştan vazgeçmeye, mazlumlara düşmanlık politikaları yürütme günahından tövbe etmeye çağırıyoruz!” ifadelerine yer verdi. “Suriye direnişiyle dayanışmaya çağırıyoruz” Yılmaz: “Ve şimdi diyoruz ki, bu zulüm fotoğrafları tam 3 yıldır inanılmaz zulümlerle Suriye halkını katleden bu zalim diktatörlüğün işlediği insanlık suçları karşısında bugüne kadar sessiz kalan, yeterli duyarlılığı göstermeyen, bin bir türlü mazeret ileri sürerek Baas zulmüne göz yumanlar için bir şey ifade etmeli! Baas zulmü karşısında yeterli tepkiyi göstermeyen, suskun kalan, Suriyeli mazlumların yanında yer almayan herkes bu gayrı insani ve gayrı ahlaki tavırlarıyla Esed'in suçlarına ortak olduklarını artık görmeliler! Görmeli ve hala insanım diyebiliyorlarsa mutlaka zulme karşı tavır almalılar! Suriye'den yansıyan bu korkunç manzara karşısında vicdan sahibi herkesi Baas rejimin işlediği insanlık suçlarını kınamak üzere harekete geçmeye; duyarlılık sahibi tüm kardeşlerimizi Suriye direnişiyle dayanışmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|