Bingöl Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Uluslararası Felsefe ve İslamî İlimler Sempozyumu” açılış programı gerçekleştirildi.
Açılış programına Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftci, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Agâh ile Prof. Dr. Hasan Çiçek, Prof. Dr. Ali Durusoy, Prof. Dr. H. Ömer Özden, Prof. Dr. Hasan Hacak, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“Felsefe ve Din Bir Elmanın İki Yarısı, İki Sütkardeş Gibidir”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Çapak, “Davetlerimizi geri çevirmeyip katılım sağlayan hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Felsefe ve İslamî ilimleri bir araya getirmek açısından anlamlı bir sempozyuma ev sahipliği yapmak bizim için önemlidir. Felsefeyle dinin birbirinden ayrı olmadığını söylemeliyiz. Kültür ve düşünce tarihinde ikisinin birbirine yakın ve tamamlayıcı unsur olduğu görülmüştür. Bazen felsefeyle ilgilenenlerin dinden uzaklaştığı gibi fikirlerin ortaya çıktığını görüyoruz; fakat İbnî Rüşt felsefeyi tanımlarken ‘yaratılanlardan hareketle, yaratıcıya varmaktır' diyor. Böyle bir felsefe vahyin kaynağının ortaya koyduğu felsefeden farklı değildir. Neticede biz Allah'ın varlığını tanımak için tabiata bakıyoruz ve Allah bize niçin düşünmüyorsunuz, akletmiyorsunuz, tefekkür etmiyorsunuz diye bizleri düşünmeye davet ediyor. Dolayısıyla düşünmeye ve tefekküre davet hem felsefenin hem de kaynağını vahiyden alan İslamî ilimlerin temelidir. Her ikisi de tefekküre ve bilinçli olmaya, tahkiki imana sahip olmaya davet eder. İbnî Rüşt felsefe ve dini elmanın iki yarısı, iki sütkardeş gibi ifade ettiğini görüyoruz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Felsefe Günümüzde Hâlâ En Önemli Enstrümanlardan Biridir”
Sempozyumun açılış oturumu Başkanı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Çiçek konuşmasında, “Sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnsanlık tarihinin ilk akademik ve entelektüel çalışması olan felsefe hâlâ günümüzde de çağın sorunlarının anlaşılmasında, teşhis ve tespit edilmesinde en önemli enstrümanlardan biri olmaya devam ediyor” dedi.
“Felsefî Bilim Sadece Bir Millete Bir Irka Ait Bir Şey Değildir”
“Felsefenin İslamî İlimlerle İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı konuşmasını yapan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Durusoy; “dinî bilim, felsefî bilim, İslamî bilim şeklinde ayrımların aslında yapay olduğunu gerçekliği fazla yansıtmadığına inanıyorum. Çünkü bilim akılla yapılır ve hepsi aklîdir ve dolayısıyla bütün bilimler İslamîdir. Felsefî bilim sadece bir millete bir ırka ait bir şey değildir. Felsefî bilim evrenseldir” ifadelerini kullandı.
“Felsefe ve Dinî Bilimlerin Yanı Sıra, Fen Bilimleri de Okutulmalı”
Diğer bir konuşmacı olan Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Ömer Özden ise “İlahiyat Fakültesi Müfredatı Nasıl Olmalı, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Örneği Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı konuşmasında, 1971 yılında kurulan Atatürk Üniversitesi ders müfredatına felsefe ve branş derslerinin yanında, 2. sınıfta fizik ve astronomi, 3. sınıfta biyoloji ve hijyen, 4. sınıfta Farsça ve estetik, 5. sınıfta da içtimaî ve iktisadî doktrinler okutulması kararı alınmıştır. Burada şunu anlamak lazım İslamî İlimler Fakültesinde, felsefe ve dinî bilimler yanı sıra, fen bilimlerinin de okutulması gerektiğini belirtmiştir” dedi.