Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, TRT Haber'de gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ankara, Diyarbakır ve Şırnak'taki terör saldırılarını değerlendiren Bakan Yılmaz, “Öncelikle ben de Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Gerek dün akşam saatlerinde Ankara'da hayatını kaybeden, şehit olan vatandaşlarımızı, güvenlik görevlilerimize, gerekse bugün Diyarbakır ve Şırnak'ta şehit olan güvenlik görevlilerimize Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Aileleri başta olmak üzere tüm milletimize de sabır ve başsağlığı diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Terörün tabii ilk planda diyelim zarar verdiği, hayatına kastettiği insanlar var, ama bir de bunun ötesinde hedefleri var şüphesiz. En önemli hedeflerinden bir tanesi de; ülkenin huzurunu bozmak, insanları moral olarak çökertmek ve o ülkede izlenen politikaların yönünü, doğrultusunu değiştirmek, başka yerlere kanalize etmek. Bu çok önemli bir soru bence. Bütün terör olayları karşısında aslında ilk sormamız gereken soru bence bu; yani bu terörü kimler yapıyor, arkasında nasıl yapılar var ve bunlar neyi hedefliyorlar? Neyi hedeflediklerini iyi anlarsak ve bunun tam tersine toplum olarak hareket edebilirsek, teröre karşı en büyük tedbirlerden birini de almış oluruz. Bir taraftan elbette her türlü araştırmayı zaten başlattık biliyorsunuz, işte Salih Neccar isminde bir Suriye PYD bağlantılı vatandaş bir kişiden bahsediyoruz, 14 gözaltı var, bunlar belki daha da artacak, her türlü soruşturma-inceleme yapılıyor. Ama bir taraftan da dediğiniz gibi bu hadiseyi daha geniş bir çerçevede anlamlandırmamız gerekiyor. Aksi takdirde terörün tuzağına düşmüş oluruz” dedi.
Ak Parti, CHP ve MHP'nin ortak bir bildiri üzerinde anlaştığını kaydeden Bakan Yılmaz, HDP'yi eleştirdi. Bakan Yılmaz, “HDP'nin de belli itirazları oldu anladığım kadarıyla. Onlar da terör eylemini, Ankara'daki terör eylemini kınadılar, ama bu bildiriye de gelip imza atmadılar. Tabii ki bunu bir zaaf olarak görüyorum, aslında siyasetin kendisini inkâr etmesi olarak görüyorum. Siyaset dediğiniz alan şiddetin başladığı yerde, terörün başladığı yerde biter aslında. Keşke HDP de katılsaydı bu ortak bildirgeye, bütün Meclis olarak tavrımızı ortaya koysaydık çok daha güzel olurdu. Ama maalesef HDP'nin bu soruna, terörle arasına net bir mesafe koymayı bir türlü başaramadığını görüyoruz.
“SURİYE REJİMİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANIYOR”
Suriye'de yaşananlarla, Türkiye'deki terör arasında belli bir ilişki olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz, şunları söyledi: “Burada Suriye rejimi terör örgütünü aslında bir anlamda kullanıyor diye bakıyorum doğrusu. Ve Türkiye'yi kendi içine kapatıp diğer taraftan Suriye'deki bu zulme, kendi vatandaşları üzerinde uyguladığı zulme devam ediyor dolayısıyla, bunu bir bütünlük içinde, resmin bütününe bakmamız lazım. Suriye'de yaşananlar çok çok önemli, oradaki güvenlik şartları, orada yaşananlar bütün bölgeyi etkiliyor. Bir yangın varsa bir komşunuzda her tarafı etkiliyor şüphesiz. Dolayısıyla, terörle mücadelenin en önemli unsurlarından bir tanesi de Suriye'nin yeniden istikrara kavuşmasıdır. Suriye istikrara kavuşmadan ne DAEŞ'la, ne PKK'yla, ne diğer terör örgütleriyle tam anlamıyla mücadele etmek mümkün değil. Suriye'de halkın rızasını kazanmış bir yönetim olduğu bir ortam aslında terörle mücadele anlamında da en önemli gelişme olacaktır diye düşünüyorum. Bunu da aslında bizim Batılı müttefiklerimizin görmesi lazım. Yani Suriye'de kendi halkını katleden bir yapı diğer taraftan terör örgütleriyle işbirliği yapıyor ve bu terör örgütleri üzerinden kendisini meşrulaştırmaya çalışıyor Suriye rejimi. Hâlbuki terör örgütleri bu rejimin oluşturduğu ortamda doğan, büyüyen, gelişen yapılanmalar. Dolayısıyla, Suriye'de bu rejim meselesi çözüldüğü zaman, Suriye halkının razı olduğu bir yönetim yapılanması oluştuğu zaman terörle mücadelede çok daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.”
“TERÖRLE MÜCADELE SÜRECEK”
Terörle mücadelenin süreceğini vurgulayan Bakan Yılmaz, şunları söyledi: “Türkiye kararlılığını kaybetmeyecektir. Bu değişik kaynaklardan gelen, arkasında birtakım yapılanmaların olduğu terör saldırıları ne olursa olsun biz doğru bildiğimiz yoldan en küçük bir geri adım atmayacağız, kararlı bir şekilde bir taraftan terörle mücadelemizi sürdüreceğiz, bir taraftan da doğru politikalarımızı, uluslararası alanda olsun, ekonomide, demokratikleşmede, hangi alanda olursa olsun doğru politikalarımıza devam edeceğiz. Terör bizi yolumuzdan alıkoyamayacak. Biz bu konularda epeyi tecrübeli bir ülkeyiz, çok yaşadık bu işleri. Dolayısıyla iyi-kötü tahmin edebiliyoruz bu işlerin arkasındaki niyetleri ve o yönde hareket etmeyeceğiz. Birlik-beraberlik içinde, özellikle de halkımızla bir bütünlük içinde bu saldırılara karşı gereken cevabı vereceğiz. Bir taraftan suçlularla ilgili yapılması gereken, atılması gereken bütün adımları atarken, diğer taraftan farklı düzeylerde, politika düzeylerinde inisiyatiflerimizi devam ettireceğiz. Terörün en önemli gücü psikolojik etkisi. Topluma yaydığı, kelime zaten korku demek, korku, endişe atmosferi; bu tuzağa da düşmeyeceğiz. Ülkemizin yapması gereken işleri eksiksiz bir şekilde yapacağız. Ekonomide, siyasette, sosyal alanda bütün çalışmalarımızı eskisinden de daha kararlı bir şekilde devam ettireceğiz inşallah.”