Eğitim emekçilerinin köle konumuna sokulmaya çalışıldığını ileri sürülen açıklamada: “Bu durumun en büyük göstergesi Bakanlıktan başlamak üzere yapılan kanun değişiklikleri ile Daire Başkanları, İl Milli Eğitim Müdürleri, Müdür Yardımcıları, Şube Müdürleri görevlerinden alınmıştır. En son yapılan yasa ile de okul müdürlükleri dahi iktidarın bu enderuncu devşirme yaklaşımına tabi tutularak emek üretenler yerine belirli bir düzene uyacak hiçbir şekilde memleketin sahibi olduğunu dahi hatırlamayacak kişileri konumlandırmaya sonuçlandırılmaktadır” denildi.
“Yeni Türkiye anlayışının proto uygulaması Osmanlıda yaşanmış ve an olarak Neo Osmanlı anlayışı bu dönem için uygulamadadır” denilen açıklamada: “Bu ülkede gerçekten emek vermiş ve kaygısı ve kederine ortak olmuşlar dışarıda bırakılarak bu düşünce hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Eğitimin pedogojik olarak içini boşaltan ve bunu eğitime gönül vermiş yönetici ve öğretmenleri sistemin dışına çıkarak yapmaya çalışan bir hükümetle karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz. Bizler emekten gelen gücümüzle yok sayıldığımız noktada kendi alternatiflerimizi oluşturarak bu yok saymayı bir diriliş olarak örgütleme geleneğine de sahibiz, bu böyle bilinmelidir. Dilimizi de dinimizi de kültürümüzü de kendimiz yapılandıracağız. Birileri gibi küçük menfaatler ve bu küçük menfaatlerden kaynaklı kırıntı dahi sayılamayacak halkın dini duyguları üzerinden yanınızda olduğumuz yalanından hep uzak durduk ve uzak duracağız. Bütün saldırgan tavrınız ve kullanacağınız bütün silahlarınıza rağmen bu ülkede emek üreten emekçiler üzerinizde kabus olarak durmaya devam edecektir. Ancak unutulan husus 14. Yüzyıl uygulamaları ile modern dünyada insanları yönetmenin ortaya çıkaracağı sorunlardır. Eğitim emekçileri olarak hiç kimseyi ne padişah ne de vezir olarak kabul etmiyoruz. Eğer gerçekten huzurlu bir ülke isteniyorsa bu düşüncenin sakat olduğu bilinmelidir. Birlikte yaşamın hakim olması gereken yerde ülke içinde ve ülke dışındaki bütün argümanların değerlendirilerek politikalar oluşturulmadığı müddetçe Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasına hükmetmenin mümkün olmayacağı bilinmelidir. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye emekçileri hükümetin bu yok sayan anlayışı devam ettiği müddetçe haklarını arama yolunu seçeceklerdir. Eğer huzur ve barış gerçekten isteniyorsa politikada, emekte kamusal alanda hizmet üretmede eşitlik ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bilinmelidir ki yok sayma ve asimile üzerinden gelişecek bütün adımlara karşı emek örgütü olarak eğitimsen hep karşı duracak ve mücadeleyi yükseltecektir” ifadeleri kaydedildi.