Sıvı kaybına dikkat!Bingöl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Vedat Söyiler, Ramazan ayında sıvı kaybına yönelik uyarılarda bulundu. Vücuttaki su oranın yeterli düzeyde tutulmasının hayati önem taşıdığını ifade eden Söyiler, günde 2,5 litre su tüketilmesi gerektiğini vurguladı.![]() Bingöl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Vedat Söyiler, basın açıklaması yaparak, Ramazan ayında doğru beslenmeye yönelik uyarılarda bulundu. Ramazan ayında hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artacağını ifade eden Söyiler: “Oysa oruç tutarken de sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır” dedi. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının artacağını ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışacağını kaydeden Söyiler: “Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Su yaşamamız için elzemdir. Vücuttaki su oranın yeterli düzeyde tutulması hayati önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarda suyun mutlaka alınması zorunludur. Günde ortalama en az 2- 2,5 litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir” ifadelerini kullandı. “SAHURU ATLATMAYIN” Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini ifade eden Söyiler, sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğunu vurguladı. Sahurda, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltının yapılması ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğünün tercih edilmesi gerektiğini belirten Söyiler: “Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur” dedi. EN BÜYÜK HATA, HIZLI TÜKETİM İftar vakti yapılan en büyük hatanın hızlı tüketim olduğunu vurgulayan Söyiler, şunları kaydetti: “Ramazan'ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar.” Açıklamasında beslenme önerilerine de yer veren Söyiler, iftar ve sahur arasında 1,5 saat arayla iki ara öğün yemek yenmesi, kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmesi, iftar ve sahur arasında sık sık su tüketiminin yapılması ve iftardan sonra yürüyüşe çıkılması gerektiğini belirtti. Yemeklerin pişirme yöntemleri de değinen Söyiler, şunları belirtti: “Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.” YORUM YAZIN ![]()
|
|