Bingöl'de 1993 den 1997'ye kadar ‘Musiki Cemiyeti', 2003 1 Mayıs depremine kadar ise ‘Şehir Tiyatroları' adı altında faaliyet gösteren ve birçok başarıya imza atan ekibin önde gelen isimlerinden Ahmet Sağdıç, gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Hakim Değişgeç ile yaptığı kısa söyleşide Bingöl'deki kültürel ve sosyal yapı ile toplumun faaliyetlere olan ilgisini değerlendirdi.
Son dönemlerde ‘Nejat Uygur Tiyatrosu, Suheyl-Behzat Uygur Tiyatrosu, Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu' gibi ünlü ekipleri Bingöl halkıyla buluşturarak sanatseverlerin duygularındaki ihtiyacı karşılayan Sağdıç, bu faaliyetler karşısında beklediği özveriyi görememekten yakındı.
Getirilen ekipler karşısında hiçbir maddi çıkar beklemediğini, bunu tamamen içindeki sanat duygularının ağır basmasından dolayı yaptığını anlatan Sağdıç, ‘faaliyet yok' diyenlerin bu gösterilere gereken ilgi ve alakayı göstermediğini savundu.
‘Bingöl'de herkes bir şeylerden dert yanar ancak o iş gerçekleştiğinde yine en geride kalanlar kendileridir' diyen Sağdıç, halkın henüz ne istediğinin farkında olmadığının altını çizdi.

“Çelişkilerle dolu bir halkız”
Bingöl'de her alanda bir faaliyet olduğunu ancak insanların bunları göremediğini söyleyen Sağdıç, insanların çelişkilerle doldu olduğunu ileri sürdü.
‘Bu çelişkileri örnekleyebilir misiniz?' sorusuna açıklık getiren Sağdıç: “18'li yaşlarda olduğumuz dönemlerde (1996 yılı) tiyatro başta olmak üzere sanatın, edebiyatın çeşitli konularında faaliyetlerde bulunduk. Bunlar öyle zeminlerdi ki, o dönemin zor şartları atında hiçbir ekonomik güvencemiz olmamasına rağmen tamamen özveriyle hem beyin gücü, hem de insan gücü olarak Bingöl'de insanımıza tiyatroyu, müziği ve benzeri sanatsal etkinlikleri kabullendirmeye çalıştık. Bunu yaparken tıpkı bizim gibi genç ve dinamik olan arkadaşlarımızı da bu işin bir parçası haline getirebilmek, kahvehane köşelerinden kurtarabilmek için yoğun bir çaba içerisindeydik. Öyle ki, bir memurun mesai saatlerine riayeti gibi bizde sadakat ve sabırla birşeyleri var edebilmenin çabasındaydık. O günden bugüne bu zemin içerisindeki rol ve sorumluluklarımız kendi yaşantımızdaki ivmelerle değişse bile değişmeyen bir tek şey vardı ki, o da ‘o günde yalnız bırakıldık bugün de!'

Yukarıda çelişkiden bahsettik. İçe çelişki tam da burada. Neden mi? Çünkü eleştirilen bir konunun ve olgunun hala farkında değiliz. Bu şehirde neden hiçbir sosyal etkinlik yok? Neden mi yok! Çünkü bu şehirdeki herkes, birimler ve kurumlar taşın altına elini koymaktan her daim çekinmiştir. Çıkın Bingöl'den dışarıya, bütün kurumların birim ve bireyleriyle konu şehrin sosyal yapısı olunca el birliğiyle çaba sarf ettiğini öreceksiniz. Ne istediğimizi bilmiyoruz. Alın size bunun en açık örnekleri. Sinema yok dedik, sinema açıldı sinemaya gitmedik, tiyatro istedik, tiyatro ekipleri geldi izlemeye gitmedik, halkoyunları dedik, katılımcıları hor gördük, sanatçı dedik, kaset çıkaranları yerden yere vurduk. Peki ne istiyoruz. Bu eleştirileri yapanlar; taşın altına elini atmaktan korkanlar, sadece eleştiri kültürüne sahip insanlardır. Büyüklerimiz de bu eleştirileri yapanların bir diğer kısmı. Onlarca yetenek çıktı sahiplenen olmadı, başarılarla doldu gruplar yüz üstü bırakıldı, ‘Amannn ne olacak ki bunların yaptığı faaliyet' diyerek destek korkularına kılıf uydurdular. Vardığım tek sonuç, bu zihniyetle bu şehirde hiçbir taş yerinden oynamaz”

BingolOnline/Kent Haber: ‘Kültürden bahsettik. Bu konuyla ilgilenen kurumlar sizce yeterli mi? Bu faaliyetleri destekliyorlar mı?
Sağdıç: “Kesinlikle hiçbir destek vermediklerini, hatta köstek olduklarını söyleyebilirim. Bunun en açık örneğini ise, geçtiğimiz hafta yaşadım. Levent Kırca-Oya Başar tiyatrosunu Bingöl'e getirmek öyle kolay bir iş değildi. Türkiye'nin sinema ve tiyatro alanında nam yapmış yaklaşık 30 kişiden oluşan bir ekibi Bingöl'e getirebilmek için büyük riskler göze aldık. Bu şehirde bu tür faaliyetlerin Valilik, Belediye ve Kültür Müdürlüğü tarafından desteklenmesi gerekirken maalesef hiçbir destek göremedik. Öyle ki, Kültür Sarayı idareci ve personelleri, oyun gecesi kendilerine iş çıkartıldığı için bizlere çıkarmadık zorluk bırakmadılar. Sanatçılara bir çay ikramı yapabilmek için bile yalvardık. Bu idari kadro ve personelin tamamen değiştirmesi ve yerine yetenekli ve bu işe yatkın idareci ve personel getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Aksi taktirde, bir gelen bir daha gelmeyecektir bu şehre. Kol kırılır gen içinde kalır ama biz bu yükü daha fazla taşıyamayız”

Kültür Eziyet Sarayı
Kültürel faaliyetlerin baş destekçisi İl Kültür Müdürlüğü için eleştirilerini sürdüren Sağdıç, Kültür Sarayını ‘Kültür Eziyet Sarayı' olarak tanımladı.
Kültür Müdürlüğü'nün hiçbir fonksiyonu olmadığı gibi görevlerin de tam manasıyla yerine getirilmediğini savunan Sağdıç: “Gidin Kültür Müdürlüğü'ne bir sorun. Bingöl'ü tanıtıcı bir broşür veya tanıtıcı kitap var mıdır? Size getirecekleri ya fotokopi kağıtlarıdır, yâda başkalarının oluşturduğu eserlerdir. Ama bunu bir başka ildeki kültür merkezi için söyleyemeyiz. Kültür Sarayı yapılmadan önce İl Kültür Müdürlüğü'nün yerini bilenleri sayısını merak ediyorum. Kültür Müdürünün çıkıp Bingöl'de kaç tane kültürel faaliyete imza attıklarını, kaç tane faaliyet gerçekleştirdiklerini açıklamalarını istiyorum. Gelen bir iki tiyatro ekibi vardı. Onlar da devlet tiyatrolarıdır ve özel günler için Kültür Bakanlığı tarafından gönderilmiştir. Kendi çalışmalarını ve Levent Kırca-Oya Başar tiyatrosunun sahnelendiği gün temizlik ücreti talep eden ve ‘para verilmezse elimizi hiçbir işe sürmeyiz' diyen personelin günün diğer saatlerinde ne iş yaptığını açıklasınlar!”

BingoOnline/Kent Haber: “İleriye yönelik ne gibi çalışmalarınız olacak?”
Sağdıç: “Bütün şevkimiz kırılmıştır. Bu zihniyetlerdeki insanlarla, bu ilgisizlikle, bu çelişkilerle önümüzü görmemiz imkânsız. Böyle bir durumda ne yapmamız beklenebilir ki! Getirdiğimiz gösteri ekiplerinin izlenebilmesi için konulan bilet fiyatları maalesef çok görülüyor. Aynı ekibi İstanbul'da izlerken verdiğimiz 50 YTL bize ağır gelmezken Bingöl'de 30 YTL verip izlemek gücümüze gidiyor. Empati yapamıyoruz. Bu ekiplerin geliş-gidiş maliyetlerini düşünmüyoruz. Onların taleplerini bilmiyoruz ama eleştirimizi de eksik etmiyoruz. Yani anlayacağınız, bu şehirde taşları yerinde oynatmak çok zor ve hatta imkânsız.”

BingolOnline/Kent Haber: “Tiyatroyu özelde yaygınlaştırma gibi bir planınız var mı?”
Sağdıç: “1997–2000 yılları arası tiyatro sezonlarında ben başta olmak üzere ‘Bingöl Şehir Tiyatroları'ndaki ekip arkadaşlarım, il genelinde gitmedik okul bırakmadık. Amacımız, okulların temsil ve müsamere kollarındaki o genç ve pırıl pırıl kardeşlerimizi aramıza katıp tiyatro oynayabilmeleri ve bizden sonra bu işi devam ettirmelerini sağlamaktı ama yine üzülerek belirtmek zorundayım ki, bu girişimimizde de yalnız kaldık. Tüm bu yaşananlar karşısında söylenebilecek söz ‘sosyal ve kültürel faaliyetler Bingöl'de vebalı bir hastalık olarak görülmekte.' Geçmişte yaşadığımız bu durumlar, ileriki süreçte de elimizin boş kalacağı kanaatini ortaya çıkardığından dolayı şimdilerde özel bir çalışma yapma durumumuz yok. Var olan umutlarımızı da yitirmek üzereyiz.

BingolOnline/Kent Haber: “Sizce bu sorunlar nasıl çözülebilir ve faaliyet akışı hızlandırılabilir?”
Sağdıç: “Demin bahsettiklerimden yola çıkarsak, özelde bu işi geliştirmenin ve yaygınlaştırmanın güç olduğunu göreceğiz. Bu nedenle en başta vilayet makamı sanat icra edenleri, bu uğurda çaba sarf edenleri ciddiye almalı. Gerekli şartlar oluşturulmalı ve finans sağlanmalı, yetki verilmeli. Bunun yanında Belediye kendi bünyesinde bu tür oluşumları gerçekleştirebilecek birimler oluşturmalı ve gerekli desteği sunmalı. Bu işe gönül verenler bir araya getirilerek yapılabilecekler ortaya konmalı. Tabi bunları yaparken çalışılacak kadronun bu işi bilenlerden oluşturulması lazım. Aksi halde kısa bir süre sonra ortaya çıkacak anlaşmazlıklar yüzünden iş yine yarıda kalacaktır. Şunu iddia edebilirim ki, ciddi bir atılım yapılması durumunda eski tiyatrocuların büyük bir kısmı gönüllü olarak bir araya gelecek ve geçmiş güzellikleri yeniden yaşatacaktır. Sadece o güveni verecek girişim ve kadroyu görmek yeterli olacaktır.

BingolOnline/Kent Haber: “Son olarak neler söyleyeceksiniz?”
Sağdıç: Bu şehri seviyoruz. Bu kente entellektuel girdi ve çıktıların olabilmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları ve görevleri yerine getirmeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Sanat ve kültür adına söylenecek çok şey var ama bunları bir defada anlatmak mümkün değil. Umarım atılacak adımlar olumlu olur da bizler bir başka söyleşide güzelliklerden bahsederiz.

BingolOnline/Bingöl Kent Haber

0