Saldırıya dair çarpıcı açıklamalar!Başbakan Yardımcısı Arınç, Bingöl saldırısına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Arınç, istihbaratın olayla ilişkisi olan iki kişi hakkında önceden dinleme izni istediğini, savcı veya hâkimin istemi kabul etmediğini söyledi. Arınç: Dinleme kararı verilmiş olsaydı bağlantı tespit edilecek, önlem alınabilecekti dedi.![]() Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş'ı ziyaretinde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun, “polise yetki düzenlemesinden Alman modeli getirilmek isteniyor, çalışma hakkında bilgi verir misiniz” şeklindeki sorusu üzerine Arınç, hükümetin en büyük vasfının özgürlük alanlarını genişletmek olduğunu söyledi. 1 KİŞİ ÖNCEDEN MAHKEMECE SERBEST BIRAKILMIŞ Açıklamasında Bingöl'de Emniyet Müdürü ve beraberindekilere yönelik düzenlenen silahlı saldırıyla bilgi veren Arınç, saldırının “tamamen hesaplı ve kitaplı, istihbarata dayalı, nerede kimin olacağını önceden bilen ve gelip orada insanları öldürmek amacıyla ateş eden bir grubun işi” olduğunu söyledi. Bu grubun siyasi tandansının da belli olduğunu anlatan Arınç, şöyle konuştu: "Bunların bir kısmı öldürüldü, bir kısmı da canlı yakalandı. İçlerinden bir tanesi daha önce tespit edilmiş, yakalanmış ve mahkemeye sevk edilmiş ama hâkim tarafından serbest bırakılmış. İkisi hakkında emniyetin güçlü şüpheleri var, bu bir örgüt işidir.” “DİNLEME OLSAYDI BAĞLANTI TESPİT EDİLECEKTİ” 2 polisin şehit edildiği saldırıya karışanlar hakkında önceden dinleme izni istendiğini ve görevli savcı veya hâkim tarafından izin verilmediğini ifade eden Arınç: “Bunlar hakkında dinleme kararı istenmiş, hâkim veya savcı dinleme kararı vermemiş. Eğer o kişi tutuklanmış olsaydı böyle bir eylemin içinde olmayacaktı. Dinleme kararı verilmiş olsaydı bağlantı tespit edilecek, önlem alınabilecekti” dedi. “TEDBİR AMAÇLI DİNLEMENİN NE ZARARI OLABİLİR” Hâkim ve savcının kararına ilişkin aklına iki ihtimal geldiğini vurgulayan Arınç, şunları kaydetti: “Birincisi o insan ya paralel yapılanmanın esiridir. 'Bugüne kadar milleti çok kolay dinliyorduk, istediğimiz zaman istediğimiz isimle, sahte isimlerle, numaralarla dinleme yapabiliyorduk. Siz bizim başımıza yıktınız, bu dünyayı, bu dinlemeler sebebiyle bizi suçluyorsunuz, bundan sonra dinleme yok' demiş olabilir. İkinci ihtimal 'ben yeterli delil isterim arkadaş, yeterli delil yok bu işte, o yüzden dinlemiyorum da' diyebilir. Sen nasıl delil istiyorsun. Güvenlik güçleri, 'elimizdeki istihbarat, bunların eylem yapacağını bize gösteriyor' diyor. En azından tedbir amaçlı dinlemenin ne zararı olabilir. Bunu konuştuğumuz zaman yapılacak birtakım işlerin olduğunu görüyoruz.” “GÖREVLİ HÂKİM VEYA SAVCI TEŞHİR EDİLMELİDİR” Dinleme izni vermeyen hâkimin ve savcının teşhir edilmesi gerektiğini kaydeden Arınç: “Niçin bu kararları vermediği sorgulanmalıdır ama hâkimlerin teminatı var, dokunulmazlığı var, yargılanması da kolay değil. O zaman onu icbar edecek yazılı hukuk düzenlemesine ihtiyaç var. Getirdiğimiz bütün tedbirler ve getireceklerimiz hepsi bu kadar değil. Türkiye'de devletine, milletine, hukuka ve insan haklarına bağlı 76 milyonun istediği düzenlemelerdir. Bölgede yaşayan insanlar da 'bizi bu eşkıyadan kurtarın' diyor” şeklinde konuştu. Herkesin, tedbir amaçlı önleme yapılabilirse bu tür olayların önüne geçileceğini bildiğini anlatan Arınç: “Bu iş başıboşluk götürmez, onun için düzenleme yapılacaktır. Kimin ne endişesi varsa, bu endişesini söyleyebilir, değişikliklerde yapılabilir ama yasama organının görevine hiç kimse müdahale etmemelidir. İyi insanlar için değil, suç işlemeyi kendine meslek edinmiş insanlar için tedbir almak zorundayız. Bu tedbiri vatandaşımız için alacağız” diye konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|