Rahmet pazarı üç aylarBingöl İl Müftü Yardımcısı Mehmet Özbek, Üç ayların dini duyguların yoğunluk kazandığı, merhamet, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma hislerinin doruğa ulaştığı, hayır ve iyiliklerin arttığı bir mevsim olduğunu belirtti."ÂLLAHIM! RECEB VE ŞABAN'I BİZE MÜBAREK KIL! BİZİ RAMAZAN'A ULAŞTIR" “Bu aylara Müslümanlar tarafından önemli ölçüde değer verilmesinin sebepleri arasında Hz. Peygamber (s.a.s)'in bu aylar hakkındaki mübarek sözleri öncelikli delillerdendir” diyen İl Müftü yardımcısı Özbek, sözlerini şu şekilde sürdürdü. “Rasûlüllah (s.a.s) bir hadis-i şerifinde; "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır" buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz, Receb ayı girince, "Allahım! Receb ve Şaban'ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan'a ulaştır" diye dua ederdi. Recep ve Şaban ayları Ramazan ayına hazırlanan Müminler için iyi bir hazırlık devresi olmalıdır. Birçok kişi kendisini hazırlıksız olarak Ramazana dâhil ederken üç ayları iyi değerlendiren uyanık Müminler bu aylarda yapacakları iyilikler, ibadetler ve hayır hasenat ile Ramazana birkaç adım önde başlayacaklardır.” GAFLETE DÜŞMEYİN! Özbek, “Bazı gaflet sahibi insanlar nasıl olsa Ramazanda yapacaklarımızla kendimizi affettiririz diye düşünüp günahlara devam eder ve Ramazanda altından kalkamayacağı kadar ağır yüklerin altına girmiş olur. Hâlbuki üç aylarda kendilerine çekidüzen vererek hatalarını en aza indirmeye çalışanlar, ibadetler ve hayırlı işler yaparak günah yüklerinden kurtulup Ramazanda yıkıntı ile uğraşmak yerine görkemli yapılar yaparlar. Üç ayları değerlendiremeyenler ise Ramazanı Şerifte eski viranelerin kalıntısını temizlemekle uğraşırken mübarek ayı bitiriverirler” dedi. MÜBAREK GECELERİ İYİ DEĞERLENDİRİN Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özelliğin ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olduğunu hatırlatan Özbek, bu gecelerin iyi değerlendirilmesi tavsiyesinde bulunarak, “Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Miraç gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar” diye konuştu. KUL HAKKI HUSUSUNDA DA ÇOK TİTİZ OLUNMALI Müminlerin üç ayları ibadetle geçirmesi gerektiğinin altını çizen Özbek, üç aylarda ibadetlerin sevaplarının daha çok olduğuna dikkat çekerek, “Mü'minler öncelikle üzerlerine borç olan farz ve vacip ibadetlerini vaktinde ve hakkıyla eda etmeye özen göstermelidir. Şunu hiç bir zaman unutmamalıdır ki, yapılan nafile ibadetler; çok miktarda olsa bile aslî borçlarımızı ödeme noktasında yetersiz kalır. Mesela, bir kimse bir yıl boyunca nafile oruç tutmuş olsa, onun tutmuş olduğu bu oruç, üzerine farz olan bir Ramazan orucunun yerini tutmaz. Yine milyonlarca sadaka verdiği halde, üzerindeki zekât borcunu ödemeyen, hesaplayıp hak sahibine ulaştırmayan kimsenin yaptığı hayır, farz olan zekat borcundan kurtarmaz. Ayrıca kul hakkı hususunda da çok titiz olmalıdır. Peygamberimizin, borcu olan ve üzerinde kul hakkı olan kimselerin bu hakkı ödenmedikçe cenaze namazlarını kıldırmadığını; bu hakkın, kıyamet günü, kulun dünyadan götürmüş olduğu iyiliklerle ödeneceğini; Allah'ın kul haklarının ödeşmesine müdahale etmeyeceğini ve her hak sahibinin hakkını mutlaka alacağını unutmamalıdır. Asli vazifelerini yerine getiren ve kul haklarından uzak duran Müminler nafilelerle zamanını değerlendirmelidir. Çünkü farzları ifaya ve haramlardan uzak durmaya dikkat eden ve kul hakkı yüklenmemeye azamî gayret gösteren müminlere, nafile ibadetlerin kazandıracağı çok fazla manevî kazançlar vardır” dedi. ÜÇ AYLARA MAHSUS İBADET ŞEKLİ YOKTUR Üç ayların içerisinde yapılması gereken ibadetler genel olarak nafile ibadetler çerçevesinde belirlendiğini söyleyen Özbek, bunun dışında üç aylara mahsus ayrı bir ibadetin olmadını belirterek, “Bazı kitaplarda yapılması tavsiye edilen ve üç aylara özel olduğu bildirilen ibadetler, asıl ve sahih kaynaklarda belirtilmemiş olup sonradan tavsiye edilen ve zamanla iyice yerleşip haksız bir şöhret kazanmış olan işlerdir. Üç aylarda en çok rağbet edilen ibadet oruç olmaktadır. Bu konuda Allah Resülünün üç aylar içerisinde çok fazla nafile ibadet yapması ve oruç tutmuş olması da delildir. Hz. Peygamber'in Şaban ayına ve özellikle bu ayın onbeşinci gecesine ayrı bir önem vererek, onu ihya ettiğine dair rivayetleri göz önüne alan İslâm bilginleri, bu geceyi ibadetle geçirmenin sevaba vesile olacağını söylemişlerdir. Hz Aişe, Rasûlüllah (sas)'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: “Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim” (Tecrid-i Sarih, VI, 295). Üç aylar boyunca ya da Recep ayında ara vermeksizin peş peşe oruç tutmak hususunda bir hadis ve rivayet yoktur. Üç ayları hiç ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir. Rasûlüllah ne kendisi böyle bir oruç tutmuş ne de ümmetine tavsiye etmiştir. İslam tarihi boyunca oruç ibadetine rağbet eden müslümanların, alışkanlıklarını zaman içinde yaygınlaştırmaları sonucu üç ayları tamamen oruçlu geçirmek, bir uygulama haline gelmiştir. Ancak Şaban ayında oruç tutmanın faziletlerinden söz edilmiş, hatta Şabanı Rasûlüllahın tamamen tuttuğu olmuştur. Ayrıca, özellikle zorlanacak olanlar için, Şaban ayının son yarısında oruç tutmamak tavsiye edilmiştir: Ta ki, Ramazana güçlü girilsin ve Ramazan orucu şevkle ve zevkle tutulsun. Receb ve Şaban aylarında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmanın uygun görülmeyişinin bir sebebi de bu ayların Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur. Bununla beraber üç ayları tamamen oruçlu geçirmek isteyenlere “Tutma” denilmez, ama fıkhı hükmünü belirtmek gerekir” ” ifadelerini kullandı. GEÇMİŞİN MUHASEBESİ İYİ YAPILMALI Üç Aylar geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılmak için iyi bir imkân olduğunu belirten Özbek, “Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek Üç Aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece kıymetli fırsatlardır. Haydi, hep beraber, ilahi rahmet ve lütuflara hasret insanlar olarak başımızı okşayacak rahmet bulutlarının celbine ve onu takip edecek ilahi ihsanlara kendimizi hazırlayalım” şeklinde konuştu. YORUM YAZIN
|
|