Siyaseti dar alanda kısa paslar ve çalımlarla oynanan bir oyun olmaktan çıkartmak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Bingöl, “Seçmenler adaylık sürecine mutlaka müdahil olmalı; tercihlerini ve endişelerini büyük bir olgunlukla ve açıklıkla kendi aralarında ve partilerle paylaşmalıdırlar. Partilerin de seçmeni kerhen oy kullanmak zorunda bırakmamaları ve seçmenin gönül rahatlığıyla oy verebilecekleri adayları belirlemeleri gerekir.” ifadelerini kullandı.

Yaklaşan yerel seçimler öncesi Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Bingöl'le siyaset üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajda tüm sorularımıza içtenlikle cevap verdi. İşte Hemşehrimiz olan Doç.Dr. Yılmaz Bingöl ile yaptığımız röportaj :

Öncelikle Bingöllü seçmenin meclise veya belediye başkanlığına seçtiği kişiler genelde başarılı olamıyor, oluyorsa da halkımız tatmin olmuyor. Hep eleştiri hep eleştiri. Acaba suç seçmende mi yoksa seçilenlerde mi? Bizim gördüğümüz kadarıyla insanların siyasete güveni kalmamış. Sizce bunun sebebi nedir?

Aslında bu durumda bir suç ya da suçlu aramak pek de doğru olmazsa gerek. Ben bu durumu seçmenlerin beklentilerinin yüksek olmasına bağlıyorum. Değişen dünya düzeniyle birlikte siyasette de son yıllarda çok büyük değişiklikler oldu. Bu değişikliklerden biri 1998 yılından itibaren kamu görevlerine atama prosedürünün keyfilikten kurtarılarak neredeyse tamamıyla merkezi bir sınav sistemine bağlanması. İkincisi ise, devletin elindeki kamu iktisadi teşekküllerinin hızlı ve kararlı bir şekilde özelleştirilmesi ve özellikle bankacılık mevzuatında 2002 yılında yapılan köklü yapısal reformlarla kamu bankalarının siyasal aktörlerin etki ve kullanım alanından çıkarılması. Bu yapısal değişiklikler, yerel aktörlerin seçmenlerin sadece bir kısmına sunabildikleri en önemli iki siyasal rant kapısını kapatmış oldu. Yeni siyasal anlayışta, siyasal aktörlerin seçmenlerine, kamu görevlerine getirme ve/veya yandaşlarına kamu bankaları üzerinden kredi vb. rant aktarma imkanı yok denecek kadar azdır. Tabii, seçmenlerimiz eski alışkanlıklarını devam ettirip siyasilerden beklentilerini yüksek tutunca, hayal kırıklıkları da doğal olarak yüksek oluyor.

Bingöl Belediye Başkanlığına seçilecek kişide hangi niteliklerin olması gerekir?

Bu soruyu uygun görürseniz sadece Bingöl bağlamında değil, genel anlamda değerlendirmek isterim. Temel belediyecilik hizmetlerini yürütebilecek bilgi ve becerinin yanı sıra, belediye başkanlığına namzet aktörlerin değişen Dünya ve Türkiye şartlarına ayak uydurabilmesi ve bölgelerine katkı sağlayabilmesi için öncelikle tüm küresel ve ulusal değişimleri analiz edebilecek bilgiye ve donanıma sahip olmaları, ilkelere ve somut projelere dayalı bir anlayışı benimsemeleri gerekir. Bunun yanı sıra “nabza göre şerbet vermek” yerine dürüst, ilkeli ve onurlu bir duruş; kapsayıcı, olumlu, yapıcı ve birleştirici bir üslup başarılı ve kalıcı olmanın en önemli unsurları olarak ön plana çıkmaktadır. Ben özellikle siyasal aktörlerin katılımcı bir anlayışı benimseyip, halkın siyasete en geniş şekilde katılımını sağlayacak kanalları açık tutmak için gerekli kurumsal yapıyı inşa etmelerini veya en azından bunu bir anlayış olarak benimsemelerini çok önemsiyorum.

Bingöl dışında ikamet eden herhangi bir ismin seçilmesi halinde bu konumun olumsuz yansımalarının olacağını düşünüyor musunuz?

Doğrusu bunun bazı dezavantajlarının olduğunu kabul etmek gerekir. Bilirsiniz “gözden uzak olan gönülden ırak olur” diye bir söz vardır. Siyaset halkla birlikte yapıldığı için sürekli onlarla birlikte olmak gerekebilir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki iletişim çağında yaşıyoruz ve dünya artık küçük bir köy olarak nitelendiriliyor. İnternet, cep telefonu gibi yeniçağın iletişim araçları her yeri birbirine yakınlaştırmış durumda. Özellikle Bingöl'le gönül bağı kurmuş olanlar için, mesafenin pek de önemi yok; farklı ve zorunlu sebeplerle dışarıda ikamet eden Bingöllülerin her zaman için bir ayağı, bir gözü ve bir kulağı Bingöl'de olmuştur. Örneğin bendeniz uzun zamandır dışarıda ikamet etmeme rağmen, her yılın 3–4 haftasını Bingöl veya Karlıova'da geçirir; oralarda olmadığım zamanlarda da sürekli Bingöl ve Karlıova'daki dostlarım ve akrabalarımla telefonda konuşur; her gün yaklaşık bir saatimi sizlerin katkılarıyla oldukça renkli hale gelen yerel basın üzerinden Bingöl'deki gelişmeleri takip ederek geçiririm. Yani özetlemem gerekirse, uzakta olmak yerel siyaset açısından bazı dezavantajlar oluştursa da, Bingöl'le gönül bağı olanlar iletişim teknolojisinden istifade ederek bu olumsuzlukların üstesinden gelebilir, Bingöl'deki, ilçelerdeki hatta köylerdeki gelişmeleri oralarda yaşayanlar kadar yakın takip edebilir. Dolayısıyla, önemli olan Bingöl'de ikamet etmekten çok, Bingöl'ü önemsemek, ilgilenmek ve gönül bağı kurabilmektir. Şayet bu bağ kurulabilmişse herhangi bir olumsuzluk olacağını sanmıyorum.

Başkan seçilecek kişinin Bingöl'ün sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı zaman bunun sonuçları nasıl olur?

Tabiî ki pek iyi olmaz. Biraz önce de belirttiğim gibi siyaset halkla yapılır. Özellikle yerel bir siyasal mevkie sahip olmak isteyenlerin, o bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını normal bir vatandaşın bildiğinden çok daha ayrıntılı ve derinliğine bilmesi gerekir. Bu bilgiye sahip olmayan birinin seçilmeyi bir tarafa bırakın aday olması bile abesle iştigaldir.

Mahalli idarede iktidar partisinin diğer partilere oranla hizmet anlamında daha etkin olması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Elbette. Belediye başkanının aynı zamanda iktidar partisinden olmasının ciddi avantajları vardır. İktidara mensup bir belediye başkanı aktif ve girişken olursa ve merkezi iktidarla iletişim kanallarını etkin bir şekilde kurabilirse, iktidarın gücünü yanına alarak kamu kaynak ve hizmetlerini kendi bölgesine daha etkin bir şekilde kanalize edebilir.

Mevcut Bingöl Belediyesini başarılı buluyor musunuz? Bingöl halkının mevcut belediye yönetimine ikinci bir şans vereceğini düşünüyor musunuz?

Uygun görürseniz, bu konuda spekülâsyona yol açabilecek bir şeyler söylememeyi yeğlerim. Bunu, belediye hizmetlerinden doğrudan etkilenen ve benden çok daha iyi bilebilecek konumda olan Bingöllü hemşerilerimin takdirine bırakmak daha uygun olur.

En fazla aday adayının AKP'ye yönelmesinin sebebi nedir? İktidar partisi oluşundan mı? Ya da bu partinin oy potansiyeline olan güvenden mi kaynaklanıyor?

Aday adayları iktidar partisine farklı sebeplerle yönelmiş olabilirler. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki boşuna iktidar partisi olunmuyor. İktidar partisi, aynı zamanda halkın teveccühüne en fazla mazhar olan, halktan en fazla destek alan parti anlamına gelir. Bu anlamda düşündüğünüzde, iktidar partisine yönelen aday sayısının çokluğu çok da şaşırtıcı olmasa gerekti. Kazanmak isteyen ve kazanma şansı yüksek olan adayların partiye yönelmiş teveccühten de istifade etmek amacıyla iktidar partisinden aday almaları normal karşılanabilir. Tabii, işin diğer bir yönü de iktidar partisinden aday olmanın risklerinin daha az olmasıdır. Hatta şunu açıklıkla ifade etmek gerekir ki özellikle iktidar partisinden aday adayı olanların büyük bir çoğunluğu aday olamazsalar bile veya aday olmanın ötesinde adaylık sonrası daha avantajlı bir konum elde edebilmek için adaylık başvurusunda bulunmaktadırlar.

Aday adaylığını açıklayan isimler genelde yıllardır alıştığımız isimlerden oluşuyor. Acaba bunlar siyaseti bir meslek olarak mı görüyorlar?

Doğrusu ben bunu pek yadırgamıyorum. Siyaset alanı sorunları çözmenin en üst noktasıdır, dolayısıyla siyasetin herkes tarafından talip olunması ve yapılması gereken bir uğraş olduğunu düşünüyorum. Siyasi mevkilere talip olanların fazla olması bir zenginliktir, demokrasinin gereğidir ve olması gereken de budur. Ancak, siyasette önemli olan, siyasi mevkilere talip olanların başarılı olup olamamaları veya halkın kendilerine vermiş oldukları emaneti hakkıyla ve layıkıyla koruyup koruyamamaları meselesidir. Doğrusu başarılı belediye başkanlarının da göreve yeniden talip olmalarını ben gayet normal karşılıyorum. Ancak normal olmayan ve benim yadırgadığım, kendisine bir fırsat verildiği halde, bu fırsatı iyi değerlendirememiş; su ve kanalizasyon gibi alt yapı çalışmaları ile çöp toplama gibi en temel belediyecilik hizmetlerini dahi yerine getirememiş, kendi personelinin ücretlerini ödeme noktasında aciz kalmış ve görevleri esnasında adları yolsuzluk gibi şaibeli işlere karışmış kişilerin de yeniden aday olmalarıdır. Siyaset maalesef biraz acımasız bir uğraştır. Başarılı olanlar yollarına devam ederler, başarısızlar ise elenmek durumundadır. Bu konuda seçmenlere, partilere, özellikle milletvekillerine ve yerel teşkilatlara büyük bir sorumluluk düşmektedir. Siyaseti dar alanda kısa paslar ve çalımlarla oynanan bir oyun olmaktan çıkartmak lazım. Seçmenler adaylık sürecine mutlaka müdâhil olmalı; tercihlerini ve endişelerini büyük bir olgunlukla ve açıklıkla kendi aralarında ve partilerle paylaşmalılar. Partilerin de seçmeni kerhen oy kullanmak zorunda bırakmamaları ve seçmenin gönül rahatlığıyla oy verebilecekleri adayları belirlemeleri gerekir.

NOT : Belediyenin asli görevleri arasında yer alan alt yapı hizmetleri haricinde, istihdama yönelik ne tür çalışmalar yapılabileceği, Belediye bünyesinde işsiz kadınlara yönelik ne tür çözümler üretilebileceği, ilimizin coğrafi konumu ve nüfusu göz önünde bulundurulduğunda mevcut sorunların çözümü ile ilgili görüşleri, Bingöl Üniversitesi ile ilgili görüşleri, Bingöllü seçmenin oy verdiği parti Türkiye genelinde en yüksek oyu alan parti konumundaki sebepleri ve siyasete girmeyi düşünüp düşünmediği gibi tüm soruların cevabını yarınki sayımızda görebilirsiniz.