Memleket için kaygılıyızDokunulmazlıklara ilişkin açıklamada bulunan Özsoy; Bu konuda bir kaygımız yok ama memleketin geneli için kaygılıyız. Çünkü bu Türkiyede Kürt sorununda şiddet yöntemini alabildiğine ön plana çıkarmak demektir ve bunun faturasını sadece Kürt halkı değil, Türk halkı da öder, Türkiyedeki bütün kesimler de öder. dedi.![]() Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, kentte görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileriyle bir araya geldi. HDP parti binasında düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özsoy, “Şimdi çok yoğun bir dokunulmazlıklar gündemi var. Suriye'deki kriz sürekli şiddet ve ölüm üretiyor. Türkiye'de de özellikle Kürt illerinde savaş alabildiğince derinleşti ve bundan sonra öyle görüyor ki daha da derinleşecek. Bu yönde çok güçlü sinyaller, çok gülcü amereler var. Kimsenin frene basacak durumu görünmüyor maalesef” dedi. “DOKUNULMAZLIKLARI DA İSTERLERSE KALDIRABİLİRLER” HDP olarak mecliste kalmaya, orada mücadeleyi tutmaya çalışacaklarını ifade eden Özsoy, şunları söyledi: “Bizler Türkiye siyasetinde önemli bir aktör olarak elimizden geleni yapacağız ama üç siyasi partiden vekillerin yan yana gelmesiyle dokunulmazlıkları da isterlerse kaldırabilirler. Bu yönde tartışmalar devam ediyor. AKP, bu hafta önerisini meclise getirecek ve sayısal çoğunlukları olduğu için önerileri kabul görür. Maalesef 1994'te DEP'lilerin yaşadığı durumu, 22 yıl sonra bu ülke yeniden görebilir. Daha önce Cumhurbaşkanı ve Başbakan dokunulmazlıkların kaldırılmasının hiçbir işe yaramayacağını söylüyorlardı ama şuan Cumhurbaşkanı kendisi dokunulmazlık gündemini zorla ülkeye dayattı. Niyeti de milletçi kesimleri etrafına toparlamak, bir tarafına Devlet Bahçeli'yi diğer tarafına Doğu Perinçek'i oturtmuş daha önce kendisine ve AKP'ye laf söyleyen, hatta küfür ve hakaret eden ne kadar insan varsa onların hepsini yanına almış. Süleyman Soylu gibi Numan Kurtulmuş gibi Yiğit Bulut gibi. Erdoğan'ın birlikte yola çıktığı arkadaşlarından hiçbiri yok bunu çok iyi görüyoruz. Yolda bütün arkadaşlarını tırnak içerisinde söylüyorum satmış durumda. Çok ciddi kırılmalar oldu onların arasında çünkü iktidar hırsı insana her şeyi yaptırabiliyor. AKP'nin kendi vekilleri söylüyor, kendi şahsi durumunu kurtarmak için AK Parti davasını da perişan etti sattı diyorlar. Erdoğan'ın birinci ve ikinci dönem yanında olanlardan hiç biri yok yanında. Bunların dışında kimsenin bilmediği, etmediği insanları ve kendisine mutlak itaat eden insanları yanına almış ve bunlar dışında en ufak bir düşünceye müsemma göstermiyor. Bu şunu gösteriyor, AKP milliyetçi ve ırkçı kesimlerle her geçen gün bir biraz daha yaklaşıyor.” “ERDOĞAN AVRUPA'DA ETKİNLİĞİNİ YİTİRMİŞ DURUMDA” Erdoğan'ın içeride CHP'nin içerisindeki ulusalcı kesim ve Bahçeli ile ciddi temaslarda bulunurken, dışarıda da İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan'a yaklaştığını vurgulayan Özsoy, “Ben onlara üçlü çete diyorum. Aslında bu ordunun dış siyaseti dizayn girişimidir. Ordu Türkiye'nin Mısır ve İsrail'e yakın durmasını istiyordu öteden beri. Öyle görünüyor ki Erdoğan'ı da o noktaya çekmişler çünkü İsrail ve Mısır Amerika'nın en fazla destek verdiği iki ülkedir dünyada. Türkiye'ye de çok fazla veriyor, Erdoğan'ın ilişkilerini İsrail ve Mısır ile toparlamaya çalışıyorlar burada arabulucu ise Suudi kralı. Erdoğan, dışarıda ve Avrupa'da bütün etkinliğini yitirmiş durumda. Erdoğan'ın bulabildiği tek şey gidip İsrail ve Sisi'ye sarılmaktır. Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan üzerinden Ortadoğu'da bir takım karanlık işlere giriyor, içeride de milliyetçi, ırkçı kesimlerle ittifak kurarak Türkiye'de inanılmaz bir despotik rejim kurmaya çalışıyor mesele budur” diye konuştu. Özsoy, “Daha önce savaş çıktığı zaman faturasını bizlere kesmişti. Umarım artık millet görüyordur mesele ne savaş nede HDP'nin seçim başarısıdır. Şimdi Davutoğlu da gitti onun bununla ne ilgisi var? Kafasına koymuş bu ülkeyi yeniden dizayn etmek istiyor ve bunu yaparken de birlikte yola çıktığı insanlarla değil, Kürtlerle değil, dindarla değil, liberal, demokrat kesimlerle değil. Baktı yapacak bir şey yok gitti orduyla anlaştı ve Kürt sorununu orduya havale ederek meseleyi bir şekilde götürmeye çalışıyor” dedi. “DEP'İN YAŞADIĞI DURUMU BİZLERE DE YAŞATMAK İSTİYORLAR” 1994 yılında DEP milletvekillerinin yaşadığı durumun, HDP milletvekillerine yaşatılmak istendiğini vurgulayan Özsoy, şunları söyledi: “Siyaset bir taraftan krize girmiş daralmış durumda ama böylesi kriz ve daralma dönemlerinde de siyasi basiret olursa bütün bu krizler bir takım fırsatlara dönüştürülüp siyasetin de toplumunda önü açılabilir. Dokunulmazlıklar meselesi bu bağlamda geliyor önümüze. Mevcut durumda DEP'in yaşadığı durumu bizlere de yaşatmak istiyorlar ama basitçe şunu sormak lazım, o dönem dokunulmazlıkları kaldırdınız da ne oldu? İyi mi oldu, bir şey mi çözdünüz? 15,20 yıl sonra herkes dizine vurmadı mı? Keşke o dönem dokunulmazlıkları kaldırmak yerine meseleyi konuşsaydık, o dönem daha 4 bin tane köy yakılmamıştı, ölümler bu kadar artmamıştı. Bugün de öyle bir darbe süreci yapabilirler, bizleri cezaevlerine de atabilirler ama kimseden korkumuzda yok eyvallahımız da yok, diz çökecek hailimizde yok. Bu konuda bir kaygımız yok ama memleketin geneli için kaygılıyız çünkü bu Türkiye'de Kürt sorununda şiddet yöntemini alabildiğine ön plana çıkarmak demektir ve bunun faturasını sadece Kürt halkı değil, Türk halkı da öder, Türkiye'deki bütün kesimler de öder. Ölümler artacak, ekonomi kaybedecek, turizm, sanayisi kaybedecek, Bingöllüsü, Edirnelisi, Hakkârilisi kaybedecek. Dolayısıyla defalarca denenmiş ama sonuç alınmamış yöntemlerde Erdoğan'ın özellikle ısrar etmesinin tek sebebi var oda kurmak istediği sistemdir ve mesele bundan ibarettir.”
YORUM YAZIN ![]()
|
|