BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, partisinin şüpheli asker ölümlerine ilişkin Meclis Araştırma talebi üzerine TBMM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.
Son on yılda kışlada ölen asker sayısının bini geçtiğini belirten Baluken: “Bakın, değerli milletvekilleri, bu ülkede “şüpheli asker ölümleri” diye bir kavram yok, bunu artık çok net konuşabiliriz. Kışlada işlenmiş cinayetler var ve son on yılda, sizin iktidarınız döneminde kışlada işlenen cinayetlerle yaşamını yitiren gençlerimizin sayısı bini aşmış durumda. Yine, 91'den sizin iktidarınıza kadar olan dönemde de bine yakın asker kışla içi cinayetlerde katledilerek büyük bir acı bu ülkenin, bu halkın bağrına bırakılmıştır. Bizler, bu kışla içi cinayetlerin sebeplerini defalarca burada ifade ettik. Kürt olduğu için, Alevi olduğu için, yoksul, emekçi, halk çocuğu olduğu için sizin gibi kollayan, sırtını yaslayan bir yeri olmayan Anadolu çocuğu olduğu için bu ülkede, kışlada, gençler katlediliyor ve herkes, kamuoyu, Meclis, yargı, hükûmetler bu konuya göz yummaya devam ediyorlar ve vicdan kanıyor. Bu ülkede “Balyoz”, “Ergenekon”, “Darbe Günlükleri” adı altında soruşturmalar yürüttünüz, paşaları içeri aldınız ama iki konuda paşalara soru sormadınız. Birincisi, Kürtlere yaptıkları zulüm. Kürt coğrafyasında neden köy yaktıkları, 17 bin faili meçhulü neden işledikleri, asit çukurlarını bu paşalara sormaya korktunuz. Dün buraya getirdik, “Güçlükonak katliamını neden yaptınız? Lice'yi neden talan ettiniz, Lice'yi neden yakıp yıktınız?” diye sormaya korktunuz. İkinci konu ise işte bu kışla içi cinayetler. “Yoksul halk çocuklarını neden kışla içerisinde katlettiniz?” diye bugüne kadar sormaya korktunuz. Oktay Can'ın dramını bugüne kadar soran tek bir mahkeme tutanağına rastlayamazsınız. Bu ülkede, pimi çekilmiş el bombasıyla saatlerce nöbette bekletilen askerlerin dramını bugüne kadar sorma yürekliliğini, sorma cesaretini gösteremediniz. Dolayısıyla da vicdanlar kanamaya, acılar artmaya devam ediyor” dedi.
“İNTİHAR EDEN BİR ER, ÜÇ EL ATEŞ ETME İMKÂNINA SAHİP OLUR MU?”
Bingöl'den örnekler veren Baluken: “Ben sadece birkaç örnek vereceğim kendi seçim bölgem olan Bingöl'den. Bakın, Bingöl'ün Genç ilçesinde Eliveren ailesine ait Yılmaz Eliveren ve Mehmet Eliveren 1999 yılında özel harekât timleri tarafından katlediliyor ve yanına da 2 Kalaşnikof bırakılarak, “2 PKK'li etkisiz hâle getirildi.” diye haberler servis ediliyor. Oysaki tüm Genç halkı da, Bingöl halkı da biliyor ki hem Yılmaz hem de Mehmet, Genç'te yaşamını yitiren, halktan insanlar ve yıllarca bu katliamın üstü örtülmeye çalışıldı. 1999'da da Yılmaz'ın, Mehmet'in amca oğlu Bilal Eliveren, bu defa, askerlik yaptığı kışlada katledilerek aynı ailenin bağrına gönderiliyor. Bu kadar ağır dramlardan bahsediyoruz. Bilal, bir gün önce ailesini arayarak paraya ihtiyacı olduğunu ve 150 TL göndermeleri gerektiğini söylüyor ve içeriden, intihar edildiği söylenen ölümünün yaşandığı saatlerde de 3 el ateş edildiğini bütün görgü tanıkları ifade ediyorlar. İntihar eden bir er 3 el ateş etme imkânına sahip olur mu? Bu kadar açık bir cinayetle karşı karşıyayız. Bingöl'ün Sancak ilçesinin bir köyünde ben tesadüfen bulunduğum sırada bir cenaze, Sezer Altındağ'ın cenazesi Ergani'den gelmişti. Mayına basma sonucu yaşamını yitirdiği söylenen Sezer Altındağ, ailenin ısrarlı teşhisi sonucu, alnından tek kurşunla vurularak öldürüldüğü tespit edildi ve bunu defalarca Millî Savunma Bakanıyla görüşmemize rağmen tek bir şey yapılmadı” şeklinde konuştu.