Türk Sağlık-Sen Bingöl Şube Başkanı Kızılboğa, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yazılı bir açıklama yaptı.
“Kadın olmak ayrıcalık sahibi olmaktır” diyen Kızılboğa, “Anne olmanın getirdiği büyük kutsallığa sahip olan kadın, sorumluluk sahibi, ailesine yön veren ve gelecek nesilleri yetiştirendir. Toplum hayatının dinamiği olan kadınlarımız ne yazık ki, şiddet, taciz gibi insanlık dışı davranışlara maruz kalmaktadırlar. Anayasamıza kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın girmesine rağmen bunun sadece metinlerde kalması nedeniyle bu tür olaylarda önlenememekte sürekli artmaktadır. Siyasi irade bu gibi insanlık dışı vahşetlerin önüne geçmek için adım atmalıdır. Aksi takdirde söylenen her söz, yazılan her metin boştur.
Kamuda görev yapan kadınlarımızın sorunları da sürekli artmaktadır. Kadın çalışanlar, erkeklere oranla hasta ve hasta yakınlarının olumsuz yaklaşımlarına, baskılarına ve fiili şiddetlerine daha fazla maruz kalmakta, ağır iş yükü ile baş başa bırakılmaktadırlar.
Kadın çalışanlar idari görevlerde erkeklere oranla daha az görevlendirilmekte, İdarenin takdir yetkilerinin kullanımında kadın çalışanların aleyhine keyfi uygulamalar yapılmaktadır.
Kadın çalışanların iş ortamından kaynaklanan sorunlarının giderilmesi için idarece gerekli katkı ve kolaylık sağlanmamaktadır. Kadın kamu görevlileri nöbetlerde ulaşım sorunundan, kreş yetersizliğine kadar birçok sıkıntı ile uğraşmaktadırlar. Bu sıkıntılar aile yaşamlarını da olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.
Çalışma hayatında kadınların sorunlarının çözümü konusunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde önemli adımlar atılabileceğini ifade eden Kızılboğa, “8 Mart kadınlar için dayanışmanın, birlikte mücadele etmenin adıdır. Kamuda çalışan kadınlarımızda artık güçlerinin farkına varmalı sorunlarının çözümü için kendileri mücadele ortamında yer almalıdırlar. Türk kadını sesini duyurmalı, düşüncelerini açıklamalı ve çözüm için mücadele etmelidir. Sivil toplumda görev alan kadınlar, Türk kadının temsilcisi ve ümididir. Kamuda çalışan bayanların seslerini güçlü olarak duyurabilecekleri örgütlerde hiç şüphesiz ki sendikalardır. Bu nedenle Türk Sağlık-Sen olarak kadınlarımızı sendikal mücadelemize ortak olmaya çağırıyor ve güçlü ailemizde sorunlarını çözmek için bir arada bulunmalarını istiyoruz. Bugün hizmet kolumuzda görev yapan ebe ve hemşirelerde Türk kadınının zor şartlarda ülkesine ve milletine hizmetinin bir diğer timsalleridirler. Ebe ve hemşirelerimiz her gün sözlü veya fiziksel şiddetin yaşandığı sağlık kurumlarında zor koşullarda hizmet etmektedirler. Kreş, lojman gibi bazı sosyal imkânlardan mahrum bırakılmakta, özellikle kırsal kesimde hizmet üretirken malzeme eksikliği, fiziki mekân yetersizliği gibi sorunlarla uğraşmaktadırlar. Sözleşmeli ebe ve hemşireler ailelerinden ayrı yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Sağlık çalışanları olarak ebe ve hemşirelerimizin çektikleri bu sıkıntıların bir an önce çözülmesi en büyük isteğimizdir. Türk Sağlık-Sen olarak başta şehit anneleri ve eşleri, sağlık ve sosyal hizmet alanında şifa dağıtan, şefkat veren çalışma arkadaşlarımız olmak üzere, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz” şeklinde konuştu.