Iş dünyası tedirgin!17 Aralık operasyonundan sonra borsadaki kayıplar, Dolar, Euro ve Altın fiyatlarındaki yükselişler iş dünyasını tedirgin ediyor. Ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntıların toplumun tümünü etkileyeceği görüşü üzerinde duran iş dünyası, operasyonun, Türkiyenin geleceğini hedef aldığının da altını çiziyor. İşte iş dünyasının değerlendirmeleri![]() 17 Aralık günü gerçekleştirilen ve Türkiye'yi yeni bir kaos ortamına sürükleyen İstanbul merkezli operasyon sonrası yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler, herkes tarafından yakından takip ediliyor. Kimilerine göre rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, kimilerine göre siyasi iktidarı hedef alan ve Türkiye'nin geleceğine yönelik tehdit içerikli bir hamle! Bir diğer yandan da Hükümet-Cemaat hesaplaşması! Operasyonun dış mihraklar tarafından organize edildiği, Türkiye'deki uzantıları tarafından da desteklendiği görüşünün yaygın olduğu kamuoyunda herkesin ana tedirginliği, yeni bir kriz ile ülkenin çıkmaza sürüklenebileceği ihtimali. Dolar, Euro ve Altın fiyatlarındaki ani yükseliş ile Borsadaki kayıplar da iş dünyasını tedirgin eden ana unsurlar. Son 12 günde yaşanan kayıpların telafisinin güç olacağı görüşünü savunan iş dünyası, Çözüm Sürecini, ekonomik istikrarı ve Ortadoğu'daki etkinliğin de bu operasyonla bertaraf edilmesinin öngörüldüğü görüşünü aktarıyor. Yatırım ve yatırımcıların zora girdiğini, toplumun tüm kesimlerinin bundan olumsuz etkileneceği öngörüsünü paylaşan iş dünyası, sorunların kısa vadede bertaraf edilerek istikrarın sağlanması temennilerini de paylaşıyorlar. Bingöl'deki meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin gündeme dair değerlendirmeleri şöyle; “YATIRIMLARI VE YATIRIMCIYI ETKİLEYECEK” Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkan Çalbay: “Herkes gibi bizler de gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Neler olacağını kestirmek şu ortamda çok güç. Ciddi bir belirsizlik var. Herkes, yarın ne olacağını merak ediyor. Fakat bir yandan da özelikle ekonomik alanda ciddi kayıplar var. Dolar ve Euro zirveye ulaştı, borsadaki kaybımız 21 milyar Dolar olarak belirtiliyor. ABD Merkez Bankası Fed, aylık 85 milyar dolar olan tahvil alım programını 10 milyar dolar düşürdü. Karar sonrasında altın sürpriz bir şekilde yükselirken dolar TL karşısında sınırlı bir yükseliş gerçekleştirdi. Yaşananlar, özelikle yabancı sermayede tedirginlik yarattı. Yatırımcının en önemli isteği, güven ortamıdır. Maalesef ekonomik anlamdaki güvensizlik yatırımları ve yatırımcıyı da etkileyecek. Bingöl'de 4 milyon dolarlık bir ihracatımız söz konusu. Hammaddeler Dolar üzerinden alınıyor. Bu bakımdan şirketlerimiz ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya. Herkeste durağanlık, tedirgin bir bekleyiş var. Toplumun tüm kesimlerini etkileyen bu sorun ve sıkıntıların bir an önce ortadan kalkması ve güven ortamının sağlanması temennimizdir. İnşallah ülkemiz için daha büyük kayıplar yaşanmadan istikrarını sürdürür” OLAN VATANDAŞA OLUYOR! Bingöl Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Başkanı Ali Bayram: “Türkiye, yeni bir krizin eşiğine sürükleniyor. Devlet adına hareket edenlerle devlet arasındaki çatışmada zararı gören Türkiye oluyor. Operasyonun yargı boyutu var. Deliler ışığında yargı işini yapar, yapması da lazım. Yapılan bir yolsuzluk delileriyle ispatlıysa, kimse bu işin üzerini örtmemeli, ceza neyse verilmeli. Dönen bir çark olduğu, bu çarkında bir gün kırılacağı gün gibi ortadaydı. Ama bir de bunun ekonomiye yansıması var. Kaç gün içinde neler olduğu herkes gördü. Dolar, Euro zirveye çıktı. Ekonomi uçuruma sürüklendi. Bir anda zengin olanlar, kısa vadede köşeyi dönenler bu durumdan çok fazla etkilenmez. Onlar kendileri gibi eşlerinin de alışverişini yurtdışında yapıyor. Eşlerinin parfümünü, rujunu Paris'ten, Londra'dan, New York'tan alanlar bundan etkilenmez. Bu kriz esnafı, çiftçiyi, memuru, işçiyi ve haliyle normal vatandaşları etkileyecek. Yarın akaryakıta, enerjiye, geçim koşularına etki edecek. Dolar veya Euro üzerinden alışveriş yapan, mal alan esnaf büyük zararlara uğradı. Belki de birçok esnaf iflasın eşiğine gelecek. Yazık değil mi bu ülkeye, bu insanlara? Olan vatandaşa oluyor. Siyasetçi bugün var, yarın yok. Ama bu ülke her zaman var. Temennimiz, krizin en kısa sürede atlatılması ve kirlerin temizlenip ülkenin refaha kavuşmasıdır.” “ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İÇİN BİRBİRİMİZE DAHA FAZLA KENETLENMELİYİZ” MÜSİAD Bingöl Şube Başkanı Ali Akbana: “Türkiye'yi yeni bir mecraya sürükleyen ve iş dünyası olarak bizleri yakından ilgilendiren ekonomik boyutları tedirginlikle takip etmekteyiz. Bu operasyon sonrasında Türkiye'nin şuana kadar ki kaybı 104 milyar TL olduğu belirtiliyor. Muhataplarına bakılmaksızın, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna kadar araştırılması, hepimizin ortak arzusudur. Bu sürecin, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesinden taviz verilmeden, kurumların görev alanları içinde takip edilmesi zorunludur. Uluslararası arenada ülkemize yönelik algıları olumsuz yönde etkileyen bir itibarsızlaştırma operasyonunun, belirli çevreler tarafından manipüle edildiği intibası, kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak yer bulmaktadır. Bu kanaat, gerekçeleriyle birlikte hızla ortadan kaldırılmalıdır. MÜSİAD olarak başından beri destek verdiğimiz, aydınlık yarınlarımız için atılmış önemli bir adım olan “Çözüm Süreci” ve “Demokratikleşme Paketi” ile toplumsal barış açısından normalleşme yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin, adli boyutunun dışına çıkartılan bir olayın gündemiyle meşgul edilmesi, kimseye yarar sağlamayacaktır. İş dünyası olarak 2023 vizyonuna kilitlendiğimiz bugünlerde, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği için birbirimize daha fazla kenetlenmeli, aklıselim ile huzur, güven ve istikrar ortamımıza hep birlikte sahip çıkmalıyız. Ülkemizin itibarına sahip çıkmalıyız. Bu konuları yerinde takip etmek kaydıyla borsa ve faiz gibi konuları hızla aşabileceğimizi düşünüyoruz. Bunlar ani etkilenebilir, düşebilir, ani toparlanabilir. Temennimiz, bu sürecin üretime yansımamasıdır.” “ÇÖZÜM SÜRECİ VE EKONOMİK İSTİKRARA YÖNELİK HAMLEDİR” TÜMSİAD Bingöl Şube Başkanı İbrahim Alimoğlu: “Türkiye'de ekonominin iyi gitmesinin yegâne sebebi, siyasi istikrarın olmasıdır. Ortadoğu'da, Avrupa'da, Asya'da, Amerika'da herkes ekonomik anlamda zevki sefa içerisinde yaşarken, Türkiye sürekli krizlerle boğuşurdu. Fakat AK Parti iktidarı ile gelen siyasi istikrar sayesinde, Ortadoğu ülkelerinde iç savaş, Avrupa ülkelerinde küresel krizin etkisiyle dökülmeler yaşanırken, Türkiye'deki ekonomik istikrar parmak ısırtıyor. Ülkemiz, geride bıraktığı 11 yılda temel hak ve özgürlükler alanında büyük mesafeler kat etmiş, hayata geçirdiği reformlarla, siyasi ve ekonomik istikrar sonucu büyümesini gerçekleştirmiş bir ülke olarak, çok şükür, bölgesinde lider bir konuma gelmiştir. İhracatımızın artması, ekonomik anlamda kalkınma rakamlarımızın büyümesi ve doğal olarak da özelikle son zamanlarda etkisi büyüyen Çözüm Sürecine yönelik atılan adımlar, kimi ülkeleri rahatsız etmişti. AK Parti Hükümeti'nin Türkiye'nin kalkınması adına yapmış olduğu en büyük adımın Çözüm Süreci olduğunu düşünüyorum. Doğal olarak, 17 Aralık'ta başlayan bu krizin sadece bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olduğuna inanamıyorum. Bütün bu yapılanların Gezi olaylarında olduğu gibi ülkenin ekonomik ve siyasi anlamda gelişmesini engellemek adına geliştirilmiş bir hamle olduğunu düşünüyorum. Yolsuzluk varsa elbette kimliği ne olursa olsun üzerine gidilmeli ve tespit edilmişse cezası verilmelidir. Bakan çocuklarının öne çıkarılmasının ana sebebi, halkı hipnoz etmekti. Ayakkabıları kutuları ve para sayma makinaları tamamen üzerinde durulması gereken etkenler oldu ve halk üzerinde bir algı harekâtı yürütüldü. Ama AK Parti iktidarının ve Sayın Başbakanın, bu olaylar karşısındaki duruşunu da benimsediğimi de belirtmek istiyorum. Dünyanın ve özellikle Avrupa'nın en büyük ekonomilerini olumsuz etkileyen küresel ekonomik krize rağmen Türkiye, istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Siyasi ve ekonomik kazanımlarımızı önceleyen bir yaklaşımla, herkesi, bu gelişmeleri bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz.” YORUM YAZIN ![]()
|
|