Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Şanlıurfa, Şırnak, Van, Kars ve Ardahan bölge baro başkanları Siirt'te bir araya geldi.
Toplantının ardından yapılan açıklamada, toplumda hiçbir karşılığı bulunmayan ve bölgede devam eden olayların insanların temel haklarının ihlaline sebebiyet verdiği için olayların bitmesi için çağrıda bulunuldu.
Açıklamada, “Çözüm sürecinin başlamasına ve devamına ilişkin bütün gerekçelerin kaynağı çatışmanın taraflarının da kabul ettiği üzere sorunun şiddet yöntemi ile çözülemeyeceğinin anlaşılması iken yeniden çatışmaya dönülmüş olmasını temel hak ve hürriyetlerde yarattığı ağır tahribat açısından kabul edilmez bulduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Bu nedenle toplumda hiçbir karşılığı bulunmayan topluma rağmen devam eden başta yaşam hakkı olmak üzere sağlık, eğitim, barınma gibi en temel hakların ihlaline sebep olan bu çatışmaların bir an önce bitmesi çağrısını yapıyoruz” denildi.
“BU YANLIŞTAN BİR AN ÖNCE DÖNÜLMELİ”
Hiçbir şekilde sürdürülemeyen bu yanlıştan biran önce dönülmesi ve sivil siyaset üzerinden arayışlara kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Hemen yanı başımızda devam eden ve göçler nedeni ile bizim de yaşamımızın bir parçası haline gelen Suriye'deki ağır tahribattan sonra gelinen aşama ateşkes ve şiddet dışı yöntemlerle çözüm arayışları olmuştur. İlanihaye devam etmeyecek ve hiçbir şekilde sürdürülemeyen bu yanlıştan bir an önce dönülmeli ve sivil siyaset üzerinden arayışlara kaldığı yerden devam edilmelidir. Bu bağlamda Türkiye'nin Kürt meselesindeki kaygı ve korkularından kurtulmasının hem Suriye'deki barışa hem de iç barışa hizmet edeceği vurgulanmıştır. Tam da bu noktada, özellikle siyaset yollarını tıkayacak ve siyasetin toplumsal sorunlara çözüm gücünü ve kabiliyetini zayıflatacak ve Kürt sorunu bağlamında devam eden dokunulmazlık tartışmalarından vazgeçilmelidir. Meselenin çözümünün temel araçlarından biri olan sivil, çağcıl ve barışçıl bir anayasayı yapamayan dokunulmazlık tartışmaları ile kilitlenen siyaset kurumu kendisinden beklenen işlevi göremeyecek ve militer yaklaşımlar güçlenecektir. Özellikle kolluk faaliyetlerinde bulunan kamu gücünü kullanan kişilerin yargıdan bağışık uygulamaları ile hukuksal mekanizmalar tamamen devre dışı bırakılmıştır. ‘Makbul' vatandaş ve kamu görevlileri yaratmaya dönük genelge ile keyfi, hukuksuz ve çalışma barışını bitirecek uygulamalar ile hiç kimse için hukuk güvencesi kalmayacaktır. Bu nedenle Bölge baroları olarak bu genelgenin iptali konusunda yargısal girişimlerde bulunulması konusunda görüş birliğine varılmıştır.”