Dernek binası önünde bir araya gelen İHD üyeleri, ‘Şengal'de, Rojova'da, Gazze'de zulme uğrayan haklarla, dayanışma için İHD 3 günlük insanlık nöbetinde' yazılı pankart açarak, Dörtyol Saat Kulesi önüne kadar yürüdü. Burada basın metinini okuyan İHD Bingöl Şube Başkanı Nuran Aydın, İsrail Devleti'nin bir kez daha Gazze'de sivilleri hedef aldığını ve binlerce insanın öldürüldüğünü söyledi.
Açıklamasında Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saldırını da değinen Aydın: “IŞİD adı altında oluşan kendisine İslam'ı referans aldığını söyleyen fakat İslam ile hiçbir alakası olmayan, İslam Peygamberinin ahlakından ve düşüncesinden nasibini almamış, yapılanma, Kerbela'da Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan'a yapılan zulmün aynısı Ortadoğu'nun Müslüman halklarına ve kadim haklarına reva görmektedir. Başta Kürtler ve Kürtlerin Ezidi toplumu olmak üzere Ortadoğu halklarını tehdit etmekte, Şengal'de Ezidilere yönelik soykırım uygulamaktadır” dedi.
İSRAİL İLE TİCARİ İLİŞKİLERE KINAMA
“Biz insan Hakları savunucuları olarak; Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin İsrail ile ticari, askeri ve diplomatik ilişkileri aynı biçimde sürdürmekteki ısrarını kınıyoruz” diyen Aydın: “ Filistin'de İsrail'e ‘dur' demek, bölgedeki emperyalist saldırganlığa ‘hayır' demektir. Onurlu Filistin halkının yanında olmak, emperyalizme karşı yoksul Ortadoğu halklarının safında olmaktır. Bugün ‘diren Filistin' demek aynı zamanda ‘diren Rojova' demektir. ‘Diren Şengal' demek, ‘Diren Filistin' demektir. Çünkü Ortadoğu'da İsrail'e benzer biçimde kendinden olmayan herkesi düşman gören bir başka güç de kendine Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) diyen çetedir. Onlar da bugün Irak'ta ve Suriye'de kendinden olmayan herkesi sivil demeden, çocuk demeden, kadın demeden katletmektedir” ifadelerini kullandı.
Filistin halkına yönelik bu soykırım boyutundaki katliamların durdurulması için, hükümetin bir an önce İsrail ile tüm askeri anlaşmalarının iptal etmesi gerektiğini ifade eden Aydın, şunları söyledi: “ Ortadoğu halklarına karşı kullanılan askeri üstler kapatılmalıdır! Öte yandan hükümeti Ortadoğu'da farklı etnik ve inançlara yönelik vahşi katliamlar gerçekleştiren IŞİD adlı barbar yapıyı nasıl gördüğünü ve tanımladığını açıkça ifade etmesi gerekir. Hükümeti tüm insanlık için büyük bir tehdit oluşturan bu yapıya karşı kesin tutum almaya çağırıyoruz. Birleşmiş Milletler Örgütü (Ki Maxmur kampı resmi olarak bu örgütün denetimindedir) ve Avrupa Birliği derhal harekete geçerek saldırılara karşı güvenlikli bölge oluşturulmasına destek sunmalıdır. Bunu da daha fazla sivilin hayatını kaybetmesini beklemeden acilen yapmalıdır. Uluslararası yardım kuruluşları yaşanan trajedi karşısında sivil halka yardımlarını ulaştırmalıdır. Salgın hastalıklar baş göstermeden gerekli tedbirler alınmalıdır
Suriye ve Irak'a komşu olan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin IŞİD'e yönelik her türlü dolaylı ya da doğrudan verdiği destek önlenmeli ve cezalandırılmalıdır. Bu taleplerin gerçekleşmesine ilişkin kurumsal olarak üzerimize düşen her türlü görevi yapacağımız bilinmelidir.”